Büyük savaşın yaşandığı günümüzde çok kişi olan biteni anlama konusunda kafa karışıklığı içinde. Bu nedenle sadece iki ana aktöre odaklanıp yürümek istiyorum. Basit, anlaşılır olsun diye... Gelin bugün de BASİT olan ancak karmaşık bir hale gelen KAŞIKÇI OLAYINDAN gidelim...
Hatırlayın, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo olaydan hemen sonra Suudi Arabistan'a gitmiş, CIA Başkanı Gina Haspel da Türkiye'ye gelmişti...
Açalım biraz daha...
Venezuela'daki darbe girişiminden İran'da Devrim Muhafızları'na düzenlenen terör saldırısına, Reina baskınından Suudlar'daki darbeye, Sarı Yelekliler'den DEAŞ'a kadar yaşananların hepsi aynı savaşın cepheleri..
Amerika Birleşik Devletleri, ARAMCO'yu Rothschild ailesine teslim eden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman'a karşı en büyük operasyonunu 2 Ekim'de yaptı. Kaşıkçı olayını planlayanın CIA, uygulayanın Suudi Arabistan'ın özel timleri olduğunu kabul etmeyen yok gibi. Rothschild ailesi Prens Selman'ı veliaht tutmak için her yolu deneyecek. Washington da Selman sonrasında 10 kişinin ortaya çıkacağını ve yaşanacak taht kavgasının Arabistan'da büyük sıkıntılara yol açacağını bildiği için hala sabırla bekliyor.
Artık herkes kabul ediyor ki Washington, Kaşıkçı cinayetiyle birlikte Selman'ın kollarını kesti.
Kaşıkçı'nın cesedine ulaşılmasa da SELMAN zorda kaldı. Kendini anlatamadı, ifade edemedi. Zaten bütün medya emri verenin kim olduğu konusunda hemfikirdi!
İşi zordu!
Dünyanın birçok ülkesinde imajı 'katil' olarak bilinse de Rothschild ve Washington, Selman'ın arkasında durmaya devam edecek. Ancak Rothschild ailesi son günlerde yeni bir imaj çalışması başlattı. Öncelikli olarak Selman'ın Asya turunu Rothschild ailesi organize etti. Çünkü Avrupa turu bugün için zor görünüyordu.
Belli ki erkendi! Ama boş durmaları da Pentagon'un elini güçlendiriyordu. Hamle yapıldı...
Pakistan'a ilk etapta 20, ancak 10 yıl içinde 150 milyar dolarlık kredi ve yatırım vaadinde bulunan Prens Muhammed, Rothschild ailesiyle yakınlığını hiçbir zaman gizlemeyen Pakistan Başbakanı İmran Han'ın resmi konutunda kaldı.
Pek bilmeyiz, pek görülmez ama PAKİSTAN BAŞBAKANLIK KONUTUNDA kalmak özel bir eylemdir. Herkes kalamaz.
Herkesi kabul de etmezler... Tabii Prens özel bir isimdi! İmran Han, Prens Selman'ı havalimanında karşılarken, ona sarılarak aslında Washington'a bir mesaj verdi.
Ayrıca havaalanlarında uçuşlar Selman'ın geldiği gün yasaklandı.
Bu gibi birçok jest ve önlem, Washington'ı elbette rahatsız etti.
Selman'ın Asya turunda Pakistan dışında ziyaret edeceği iki durak daha vardı. Biri Çin, diğeri ise Hindistan... Bu iki ülkenin de Washington'la karşı karşıya geldiğini görmek hiç zor değildi.
Bütün bunlar kısılıp kalan Selman'ın dışarıya açılması, KAŞIKÇI OLAYINDAN DOLAYI yaşadığı zor günleri atlatması içindi! Elbette bir "TANITIM", bir "ALGI" çalışmasıydı. Prens tekrar ambalajlanıp sunuluyordu. Ve isminin KAŞIKÇI olayı ile yan yana gelmesi istenmiyordu.
Doğaldı! ASYA TURU birinci hamleydi. İkincisi de gelecekti...
Bu adım da futbol üzerinden atılacaktı... Selman'ın, Litvanyalı Yahudi bir aile olan ve daha sonra ABD'nin en zengin işadamları kategorisine giren Malcolm Glazer'in sahibi olduğu Premier Lig ekiplerinden Manchester United'ı alacağı iddia edildi.
Peki, GLAZER kimdi?
Glazer ailesi 2005'te Manchester United'ı tartışmalı bir şekilde ele geçirdi.
Bu ifade İNGİLİZ BASINININ takındığı tavırdı! 790 milyon Pound vererek satın aldı. 1928 yılında New York ROCHESTER'da doğdu. 15 yaşında babasını kaybetti. Sonra SAAT PARÇALARI satmaya başladı. Yürüdü! Bir süre sonra BANKA sahibi oldu.
Günün birinde büyük itirazlar olsa da İNGİLİZ KULÜBÜ Manchester United'i satın aldı.
85 yaşında öldü.
İşi oğulları Joel ve Avram devraldı...
İddialara göre OLD TRAFFORD'a hiç gelmedi, giremedi. Ama kulübün sahibiydi!
Şimdi Selman'ın 3.8 milyar pound vereceği Manchester United'ın değeri 1 milyar 500 milyon pound. Yani neredeyse yüzde 150 daha fazla vererek bu kulübü satın alırken, Rothschild ailesinin sermayesiyle Amerika Birleşik Devletleri'nde imparatorluk kuran Malcolm Glazer'i de unutmuyor. Rothschild ile Kraliçe II. Elizabeth'in arasındaki bağların kopmaya başladığı andan itibaren bunun yankılarını Manchester United üzerinde görmüştük. Manchester United taraftarları, pankartlarla Glazer ailesine tepki göstermişti.
Her maçta yaşanan bu durum, beklenen gelişmeyi getirmeyince bitmişti.
Şimdi de Kraliçe II. Elizabeth'in bu yeni satın almaya elinde olsa izin vermeyeceği de ortada.
Ancak bu gücü yok. Peki birçok ülkede katil gibi görülen Prens Selman'ın, Manchester United'ı satın alması halinde imajı düzelir mi? Elbette olumlu imaj açısından büyük yol alınır!
Bir de büyük yatırımlarla büyük başarı elde edilirse KAŞIKÇI'yı kimse hatırlamaz! Çünkü Glazer, ailesiyle ilgili çok spekülasyonların yapıldığı günlerde Manchester United'ı satın almıştı. O andan itibaren Glazer ailesi, sosyal yardım kuruluşlarının organizasyonlarının onur konuğu olmuştu. Buckingham'ın baskısını "İYİLİKLE" aşmayı bilmişti!
Selman için sadece Asya turu ve Manchester United'i satın alması elbette yetmeyecek.
Ardından Afrika'daki açlarla ilgili milyar dolarlık bağışlar, kanser araştırma vakıflarına kendi adıyla yapılacak yardımlarla birlikte elbette olmazsa olmaz medyaya sıra gelecek. Avrupa'nın önde gelen iki medya kuruluşu da Prens Selman'a satılacak. Medyanın da güçlü yönlendirilmesiyle 'katil' hayırsever işadamına dönüşecek.
Sonra da beklenen olacak ve Kral Selman'ın yerine geçecek. Bu hızlı ALGI ve TANITIM çalışmasının nedeni ise Kral Selman'ın 2020 yılında olmayacağı. NET!
Arabistan ve ARAMCO'nun önemi her geçen gün daha da artıyor. Bu önemle birlikte Suud hanedanının da değeri artıyor.
Sadece Rothschild ailesi veya Washington değil, Avrupa ülkeleri de güçlü bir şekilde Selman'la yakın temas halinde. İngiltere, Lordlar ve Avam kamaralarında Selman'ı suçlarken, aynı kişiler İngiliz silah şirketleriyle anlaşma imzalaması için Riyad'da Selman'ı ziyaret ediyor. Bu İngiltere içinde gizleniyor elbette. Çünkü bugün için Kraliçe Elizabeth'in Prens Selman'a karşı olması gerekiyor.
Ancak Kraliçe II. Elizabeth, 1 yıl sonra sarayında Prens Selman'ı ağırlayabilir.
ARAMCO YENİ DENGEYİ KURACAK TEK ŞİRKET! PETROL ÇÜNKÜ HALA ÇOK DEĞERLİ BİR OYUNCU... Pentagon Venezuela'ya PETROL DARBESİ denedi, karşılık olarak PRENS SELMAN cevabı aldı. ASYA TURU ve MANCHESTER hamlesi bu...
Düşmemek için direnen Maduro ne dedi: Dünyanın yeni dengesi Çin-Rusya-Türkiye-İran olacak...
Olay bu! İtiraz eden kim? ABD...
Kavga da bu!
NOT: Suudlar, Manchester işinin erken sızması üzerine SATIN ALMANIN gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Bakalım... Biraz bekleyelim...
