Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 8 Temmuz 2015

Bir anlasak

Nasıl halledeceğiz bilemiyorum. Önem verilen çok kişi küçük küçük parçaların üzerinden gitmeyi marifet sanıyor.
Televizyonda ya da gazetelerde görüyorum.
Büyük bir kısırlık ve menzil sorunumuz var.
Askerinde, siyasetçisinde, gazetecisinde bir ANLAMAMA hastalığı var!
Küçük ve çözümü ortada olan sorunları bile açıklarken doğru reçete yazamıyorlar.
Ama insanlara bir şekilde ulaşıyorlar! "GERÇEK BUNLAR" diyerek evlerin içine misafir oluyorlar...
Garip...
Doğaya bakın!
Barn Kırlangıçları ilkbaharda Brezilya ve Arjantin'den yola çıkar, 430 kilometreyi kateder ve ALASKA'ya gelir konar! Kuzey Amerika ormanlarında yaşayan ÇALI BÜLBÜLLERİ de Güney Amerika'ya göç eder. Ağırlıkları 9-10 gram gelen bu kuşlar hiç ara vermeden 86 saat boyunca uçar ve 1500 kilometre kateder...
Pekçok kuş böyledir. Yer değiştirir, uçar ve geri döner... 8 gram yağa sahip olan BÜLBÜL tam 3000 kilometre uçar. Yani Büyük Sahra'yı bir çırpıda geçer. YAĞ kuşların yakıt tankıdır!
Genelde göçe başlamadan önce 2 kat kiloları artar! Yağ depolarlar ve yola koyulurlar! Ve çoğu gece göç eder!
Uçarken sesleriyle anlaşırlar. BİRLİK ve UYUM içinde! Aynı rotada, aynı hedefe...
YA DEVLETLER? Cengiz Han DOĞU'dan BATI'ya gelirken Asya ile Avrupa'yı birleştirmek istiyordu. Hareket ettiği an askeri, siyasi, dini, ekonomik ve kültürel değişimleri beraberinde getiriyordu.
Şimdi de öyledir!
Cemaatlerden ekonomiye kadar değişen her şey bir İSTİLA PLANININ parçasıdır! Timur da böyleydi. Atının ayağının bastığı her yerde TEK DÜNYA DEVLETİ kurmak isterdi. Timur bunu yaparken hakimiyetini HIRKA ile ifade ederdi. Mesela o hırka Osmanlı'da Edirne'ye gelmişti. Osmanlı o zaman yeni dünya düzenini KABUL ETMİŞ ve o HIRKAYI giymişti. Şartlar!
Timur'a karşı olan devletler, beylikler ve emirlikler de kendi içinde ittifak yapmıştı.
Kimi yara almış kimi de yok olmuştu!
Şimdiki gibi...
Abbasi Halifesi'nin ikazıyla o hırka YIRTILIP atıldı! SULTAN MEHMET İSTANBUL'U FETHEDİNCE, Kanuni dünyaya damgasını vurunca, Yavuz DOĞU'yu İstanbul'a getirince, Osmanlı BATI'nın ve DOĞU'nun hükümdarı, Roma'nın ve İslam'ın lideri, Nizam-ı Alemin (Dünya düzeni) kurucusu ve koruyucusu oldu!
Biz BÜLBÜL gibi, KARTAL gibi, KIRLANGIÇ gibi mesafe tanımaz uçar giderdik! DÜZENİMİZİ kurar geri dönerdik. Ve YAĞ'ımız yani yakıtımız AKILDI! Aklımızla dini, ilmi, kültürü yücelttik!
Medeniyet kurduk!
Bu da DÜNYANIN ANAHTARINI bize getirdi.
Şimdi ise güney sınırımızda "Kürt Devleti kurulur mu, kurulmaz mı?" sorusuna cevap arıyoruz!
Kuşların göç ettiği mesafeler kadar akıl kadrajımızı açmazsak işimiz zor!
Yakın tarihin en önemli olaylarından biri BİRLEŞİK KRALLIK BAŞBAKANI Tony Blair'in istifa etmesiydi. Aniden, habersiz ve plansız!
1997'de BAŞBAKAN seçildi. 2003'te ABD'nin hemen yanında IRAK'a girdi. Başbakanlığının 10. yılında basın toplantısıyla istifa etti. Yerine de MALİYE Bakanı Gordon Brown geldi. Neden? Küresel Sermaye Irak Savaşı'ndan sonra Londra'ya resmen oturdu!
Blair "Ben artık Katolik oldum!" diyerek PARANIN Avrupa'ya egemen olduğunu, İngiltere'nin Avrupa Birliği'ni kontrol edecek gücü kalmadığını açıklıyordu. Yani BARONLAR o işgalden sonra Londra'ya gelip çökmüştü! Kırlangıç gibi para da göç etmişti. Bize de gelen yabancı sermayenin tamamına yakını LONDRA merkezliydi! İlginç!
İşte İngiltere'ye gelip Avrupa'da söz sahibi olan FİNANSAL GÜÇ Amerika'ya kafa tutuyordu! Yani günümüzün Cengiz Hanı ve Timur'una... Eskiden kılıçla karşı gelenleri derdest ediyordun şimdi durum farklı... Karşında vatanı olmayan bir PARA var! Her yer onun için vatan! Vurup indirmen kolay değil.
Sınır tanımıyor adam. Füzelerle, askerlerle, topla tüfekle ortadan kaldıracağın kimse de yok.
Ne yapmak gerekiyordu?
Bu yapının gücünü aldığı yeri kontrol etmek! Bu da ORTADOĞU'ydu!
Petrol ve gaz gelirleri ile Çin gibi ülkelerin ARTI DOLARLARININ değerlendirildiği BANKALARI AVUÇ İÇİNDE tutmak şarttı!
Bunu yaparken de yeni TİMUR ya da KANUNİ olma ihtimali olan AVRUPA'yı frenlemek elzemdi!
Amerika bunlarla savaşıyordu.
Denge buydu. Peki bizim YAĞ'ımız neydi? Ne olacaktı?
Tarihimiz, dinimiz, geleneğimiz, kardeşliğimiz, birikimimiz bir de bu iki gücün bize olan ihtiyacı! Çünkü ORTADOĞU'nun kartalı da, kırlangıcı da bizdik! Bir gidip bir gelirdik! Rüzgarı da, tepeleri de, dağları da hesap ederdik! Kışı ve soğuğu ettiğimiz gibi...
Türkiye'de çok yazılmıyor. Erbil ve Süleymaniye'de yoğun Amerikan nüfusu var. Exxon Mobil ve Chevron bölgede... IŞİD, ne kadar gaz ve petrol kuyusu varsa dibinde! Barzani'nin öne çıkarılma kararı zaten ortada!
Hollywood Kuzey Irak'ı parlatacak işlere imza atacak yakında. Emir böyle.
ABD'li vekiller ve önemli gazeteciler bölgede. Thomas Friedman bile burada üniversitede ders verdi! Barzani önemli gazetelerde makale yazdı. Herkes bu faaliyetleri KÜRT DEVLETİ olarak yorumladı. YPG ile PYD'nin eylemleri de peşpeşe gelince herkes "Eyvah şimdi aşağıda problem var!" demeye başladı.
Ancak gerçek böyle değildi.
Parçalanan ve meydana gelen devletler BARONLARLA AVRUPA'nın burada hakimiyeti kurması demekti.
Kürtler üzerinde de, Araplar üzerinde de etkileri büyüktü. Yani Amerika ne kadar isterse istesin etrafımızda bir DEVLET kurduramazdı. İmkansızdı!
Sadece ve sadece ANKARA'ya bağlanmak şartıyla belki! Zamanın ruhuna uygun olarak bir tek gücün her yeri kontrolü imkansızdı! ORTAK ŞARTTI! Bu bizim için İngiltere de, Amerika da olabilirdi!
Ama İngilizler bize BÜYÜME imkanı tanımazdı. Amerikalılar ise kontrolü bırakmak istemezdi. Aslında her ikisi de mecburdu!
Ama bilmezdik. Avrupa'nın içlerinden Balkanlar'a, Mısır'dan Lübnan'a, Libya'dan Azerbaycan'a kadar uçacak ve havada kalacak bir KARTAL'a ihtiyaç vardı. Ve bizim dışımızda kimse bu role soyunamazdı.
Yerinde sayan İSPİNOZ istenmiyordu! DOĞANIN KANUNU buydu!
İhtiyaç duyduğumuz YAĞ ANADOLU'da fazlasıyla vardı!
Kardeşlikle, birlikle, beraberlikle kimsenin GÖÇ etmeden yaşayacağı koca bir TOPRAĞI kontrol edebilirdik! Ancak içeride KÜRTLER'i düşünmeyen KÜRTLER, Kürtler'i bizden koparmaya çalışan TÜRKLER vardı! OYUN da tam buradaydı! Ama anlamak istemiyorduk! Önceki gece Deniz Bey CNN'de konuştu!
Erdoğan'ın yanında yer aldı. Öncesinde de böyle yapmıştı. Neden?
Çünkü Deniz Bey ve CHP'si Erdoğan'a değil AK PARTİ içindeki başka isimlere muhalifti!
MHP'nin Deniz Bey'i istememesi hiç garip değildi. Deniz Bey'in AK PARTİ'de muhalif olduğu isim ve isimlerin DÜŞÜNCE KARDEŞLERİ MHP'nin içindeydi!
Şimdiki CHP'nin olduğu gibi!
İçerideki bu çekişme bizim BÜYÜK OYUNDAKİ yerimizi sallıyordu! BAŞKANLIK bunun için şarttı!
Olmadı!
Üzerimizdeki İNGİLİZ HIRKASINI atmanın zamanı çoktan gelip geçti ama anlayan çok azdı.
Bu fırsat her zaman gelmez! Ne kadar YAĞ'ımız mı var? HIRKAYI bir çıkarırsak göreceğiz!
Ama içeridekiler izin vermiyor!
Bu nedenle kurulmak istenen şeye KOALİSYON deniyor!
Gidememe, yapamama ve büyük olamama için!