Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 26 Şubat 2015

İçerideki ur'lar

ETRAFIMIZI çevreleyen tehlikenin ne olduğunu anlamakta geç kalmamalıyız!
Birileri bizi istedikleri ÇİZGİYE çekmek için örgütleri, coğrafyayı, siyasi dengeleri, kanaviçe gibi, dantela gibi işliyor!
Odamdan bakınca bunu içeride daha fazla görüyorum! Arka planda kalan ELLER, hiç umulmadık yerlere kadar uzanıyor! Herkes sahnenin önündeki figürlerle ilgilenirken, birileri BÖLGEYE FORMAT atanların işini kolaylaştırmak için YÜZÜKLERİN EFENDİSİ rolüne soyunmuş görünüyor!
Biliyorum hemen "İsimlerini yazar mısınız?" diyeceksiniz!
Şimdi değil! Burası Türkiye, erken konuşmak hiç de sandığınız gibi HAYIRLI sonuçlar vermez! Biz izleyelim, o zaman gelince zaten açık ve net konuşuruz!
Ama etrafımızdaki tehlike giderek büyüyor! Ta başından beri böyleydi! IŞİD nedense bölgenin ihtiyacı olan TERÖR AÇIĞINI bir anda kapattı! Bütün dünya "Terörist!" dedi. Ama aslında kimse onlara o gözle bakmıyordu! Çok önemli bir tampon görevi görüyorlardı! MEDYA onlarda olduğu için manşetlerde kötüledikleri örgütü, arka planda yüceltiyorlardı! El-Anbar bölgesinde, yakınlarda İKİ İNGİLİZ UÇAĞI DÜŞÜRÜLDÜ! Neden?
IŞİD'e silah yağdırdıkları için!
Sadece İngilizler mi?
Değil elbette!
Amerikalılar da koca koca uçaklarla yardım ve silah gönderirken, F-16'larla da insan olmayan yerleri bombalıyordu!
Fakat dünya bunu görmüyordu!
Obama da, Cameron da IŞİD'le mücadeleden söz ediyordu! Arka planda TEZGAH yürürken manşetlerde mücadele vardı! SİHİR böyle bir şeydi!
Aslında birkaç sonuç için bu işlem yapılıyordu! En önemlisi TÜRKİYE'nin ORTADOĞU'ya çıkış kapısı kapatılmak isteniyordu!
Nasıl mı? Anlatalım...
Betty Fox, elindeki oyuncaklarıyla oynayan küçük oğlunun kararlılığını görünce "Bu nasıl bir şey! Hiç bıkmadan usanmadan oynuyor ve sonuca varıyor!" diye düşündü! Anne haklıydı! Küçük Fox, yani Terry hiç vazgeçmezdi! 8 yaşına geldiğinde sınıfları ikişer ikişer geçmeye başladı! NEDEN SONUÇ ilişkisini kurmadan rahat etmiyordu! Bunu yapınca da sınıflar çerez oluyordu!
Delikanlı olduğu dönemde AKLI fazla, ancak boyu biraz kısa olan TERY için hocaları "Basketbol oynayamaz!" dedi! Ancak Terry'i bilmiyorlardı! Okuldan 19 kişi takıma alınacaktı! Gece gündüz çalıştı o takıma giren en son kişi olmayı başardı!
Basketbolda ilerledi! Spordan kopmaya hiç niyeti yoktu!
Üniversiteye girdi!
Ancak 18 yaşındayken bacağında bir ağrı hissetti!
Acılar artınca doktora gitti!
Doktor kontrolün sonunda "Bir takım tetkikler yapmadan bir şey söyleyemem!" dedi...
Testlerden sonra Terry, en zor maçına çıkacaktı!
Doktor onu karşısına alıp çok ender görülen bir KEMİK KANSERİ olduğunu, gözlerinin içine bakarak söyledi! Geleceğe umutla bakan, hayalleri olan TERRY, sapasağlam girdiği hastaneden PROTEZ bacakla çıktı!
Sağ bacağı diz bölgesinden kesildi!
Buna da alıştı! Ancak kemoterapi döneminde büyük acılar yaşadı!
Hayatının en zor zamanlarıydı!
Her gün "Bu acılar bitmeli!" diyordu! Baygın halde bile bu sözleri sayıklıyordu!
Hastane odasında bir gün New York Times'ı okurken tek bacaklı birinin maratona katıldığını gördü!
Bir umut belirmişti! "Ben de yapabilirim!" diyerek kolları sıvadı!
Yaşadığı ülkeyi, yani KANADA'yı bir uçtan bir uca koşacaktı!
Artık anlamlı bir hedefi vardı!
Altı ay içinde St. John's'tan Vancouver'a kadar 8 bin kilometre koşacaktı! Önüne çıkan her KANADALI'dan da KANSERE destek olarak 1 DOLAR para toplayacaktı! Karşısındakilere de "Ben hayalperest değilim.
Kansere çare bulacağımı da söylemiyorum! Ama BU ACILAR BİR YERDE SON BULMALI!"
diyordu!
Terry inançla başladığı koşusunda başlarda ilgi çekmeyi başaramadı! Ama koştu! Tek bacaklı genç, her gün 43 kilometre koşuyordu.
Koştukça tüm Kanada onu tanımaya başladı!
Gittiği her yerde sevgiyle, coşkuyla, alkışlarla karşılanıyordu!
Artık umudun adı olmuştu! 143 gün sonra 5 bin 373 kilometre koştuktan sonra Thunder Körfezi'ne vardığında bütün Kanada onu tanıyor ve bağrına basıyordu!
Ancak Terry'nin amansız bir rakibi vardı!
Bacağındaki KANSER, vücudunun tamamına yayılıyordu!
Onun kadar hızlı hareket ediyordu! KANSER akciğerlerine de yayılınca daha fazla koşmasına izin verilmedi. Uğruna koşacak bir neden bulduktan sonra VANCOUVER'a döndü!
Tedavisine devam edecekti! Ancak 23. YAŞ GÜNÜNDE hayata gözlerine kapadı! Öldüğünde KANSERLE mücadele için 24.2 milyon dolar toplamıştı!
Bugün Kanada'da birçok yerde onun ismi vardı! 60 ülkede onun adına maraton koşulmaktaydı!
Sayısız heykeli yapılan inatçı TERRY, umudun ismi olmuştu! OSMANLI, aslında küçük inatçı TERRY gibi hikayesine başladı!
Türk beylikleri ANADOLU'da dururken o BALKANLAR'a geçerek büyük bir vizyon ortaya koydu! İstanbul'u arkadan sardı!
100 yıl sonra da olsa fethetti!
Ancak Osmanlı keşiflerden sonra PARASININ değer kaybını durduramadı! PARA olmayınca çağın gerisinde kalındı! İstenmeyen olaylar istenmeyen sonuçlarla karşılaşıldı! Ama BATMAYI BİLEMEYECEK kadar büyüktü!
Küçülürken bile büyüktü! Her şeyin ötesinde İNATÇI ve KARARLIYDI!
Bizi parçalara ayırırlarken bu özelliğimizi söküp atamadılar! TÜRKLÜK öyle kolay anlaşılacak bir şey değildi! Cumhuriyet kalıbına döküldük! 90 yıl içinde RENK vermeden ilerledik!
Şimdi o kalıpları kırmanın gelip de geçtiğini gördük! Harekete başladık! KARDEŞLİĞİ keşfederek yola çıktık! İNADIMIZI bilmeseler de nereye gideceğimizi biliyorlardı! Terry'nin önünü KANSER kesti; bizim kanserimiz de bunlardı...
Terry sadece içindeki kanser ile biz ise bir yandan içerideki UR'larla diğer yandan da dışarıdaki YABANCI VİRÜSLERLE mücadele ediyorduk! Bunu bildikleri için de VÜCUDUN DÜŞMAN TANIMINA SOKMAYACAĞI UNSURLARLA geliyorlardı!
IŞİD de diğerleri de böyle bir şeydi! Hem içeriden, hem dışarıdan BİZDEN görünenlerle vuruyorlar, vurmak istiyorlardı!
Terry gibi yürüyüşümüz, bütün İSLAM ALEMİNE örnek oldu!
Türk dünyası için umut yeşerdi!
Tek yapmamız gereken koşuyu yarıda bırakmamaktı! Bu da milletin desteği olmadan olmazdı! Çünkü TARİH birlikte yazılırdı!
Eğer YABANCILARIN YAZDIĞI tarihi okumaktan bıktıysanız alın size fırsat!
Bu da 100 yılda bir gelirdi!
Kanser Terry'i Vancouver'a, onlar da bizi ölmek için ANKARA'ya hapsetti! ÖLEMEYECEK kadar büyük olduğumuzdan haberleri yoktu!
Vefatımızdan sonra tarihin boşluklarını onlar dolduracaktı!
Ancak geri döndük! Onların yazamayacağı tarihi yazmak için!
Kendinize güvenin! ANADOLU'nun çocukları güçlü, akıllı, mert, yüreklidir!
Kendinizi hatırladığınızda işlem tamamdır!
Şimdi sıra onların bölgedeki MEZAR TAŞINI hazırlamaya geldi!
Acele etmeyin! Yavaş yavaş...