Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 28 Kasım 2012

Şii kalkanı

'Muhteşem Yüzyıl'la ilgili tartışmalar başlayınca, haritalar ortaya saçıldı. Böylece Kanuni Sultan Süleyman'ın 31 ülkeye hükmettiğini, Muhteşem Süleyman'ın ise çıtayı biraz daha yukarı çekerek 42 ülkeyi kendine bağlamayı başardığını öğrendik.
Madem konu haritadan açılmışken biz de oradan devam edelim...
* TÜRKİYE: Yüzde 15
* İRAN: Yüzde 85
* S. ARABİSTAN: Yüzde 11
* YEMEN: Yüzde 42
* KUVEYT: Yüzde 36
* BAHREYN: Yüzde 70
* IRAK: Yüzde 65
* SURİYE: Yüzde 15
* LÜBNAN: Yüzde 54
Türkiye'den başınızı kaldırıp doğuya ve güneye doğru baktığınızda karşınıza çıkan Şİİ tablosu budur!
Peki bu ne anlama geliyor?
İran, 1979 devrimiyle Pehlevi'den kurtulup Humeyni eksenine girdi!
Yeni devlet İSLAM CUMHURİYETİ'ydi. Humeyni Fransa'dan geldiği için darbenin arkasında PARİS var gibi göründü.
Oysa Fransa'nın Ortadoğu'yu temelinden sarsacak bir darbeye yetecek gücü yoktu! Her zaman mücadele içinde olan İngiltere ve Rusya, perde arkasındaki güçlerdi.
İngilizler akıldı. ABD'nin oradan çıkması gerekiyordu. Tek istedikleri buydu. Moskova'da buna "hayır" diyemezdi. Londra, Türkiye'de nasıl İSLAM'ı şekillendirdiyse İran'da da aynısı yapıyordu. Bir fırça darbesiyle Ankara'nın karşısına rakip, Washington'un karşısına ise "tehlikeyi" çıkarıyordu!
İngilizler işi bitirdikten sonra birkaç adım geri çekildi. Reçete hazırdı. Rusya, dolayısıyla KGB işin içine girdi. Bölgenin temel hakimi TÜRKLER'i uzun süre bölgeden uzak tutmak için düğmeye bastı. Şİİ KARTI masaya geldi. KGB'nin uzman ajanları sayesinde Tahran "bu kartı" nasıl kullanacağını öğrendi! Ankara LAİKLİĞE sarıldıkça birileri "İran'ın derdi rejim ihraç etmek" diyerek iki ülkeyi kafa kafaya getirdi. Çünkü dünya petrol ve doğalgazının yüzde 70'ine yakını bu bölgedeydi. Batılı hiçbir güç, bunu MÜSLÜMANLAR'a bırakmazdı!
Bırakmadı da...
Bu nedenle Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, ya da Muammer Aksoy gibi aydınlarımız katledildiğinde Tahran'ı hedefe koyuyorduk! İçerideki Baronlar Konseyi rejimi diri tutmak için kendi evlatlarına kıyarken, hem İran'a öfke büyüyor hem de aradaki mesafe giderek artıyordu!
Her sıkılan kurşundan sonra iki ülke birbirinden kopuyordu!
İran'dan kovulan Amerika da, İran'ın attığı her adımı din eksenli görüp hiç sorgulamıyordu...
Yukarıdaki ülkelere dikkatle baktığınızda temel sorunun KUZEY IRAK olduğunu görürüz...
Düğüm orada çünkü!
Barzani ve Talabani'nin yönetimindeki SÜNNİ KÜRT nüfusu, Akdeniz'den başlayıp Tahran'a kadar uzanan bölgedeki Şİİ kartının delindiği tek bölge! İşte bu bölge ABD-Rusya ve Türk derin devletinin daha doğrusu eski masaların asla bulaşmak istemediği bir alandı! Çünkü bu alan, enerjinin nasıl dağılacağına da büyük payı kimin alacağına da karar verilen yerdi! Bunun değişmesi dünyanın yeniden kurulması demekti!
İşte şimdi bölgede yaşanan kaynamanın temel nedeni bu!
Türkiye'de LAİK AYDINLAR için "ölüm emri" veren Baronlar Konseyi'nin bağlı olduğu Londra- New York-Tel Aviv hattındaki "yuvarlak masa" sakinleri, para ile İran'ı ayakta tutmak için gereğini yapıyordu! Zaten parayı takip etmediğiniz zaman kimin kimin ayağına bastığını da göremiyorsunuz!
Geçtiğimiz aylarda İran'ın ambargoyu, İngiliz HSCB ile deldiği ortaya çıktı. Banka suçüstü yakalandı.
Herkes işin içinde bir tek İngiliz HSCB'nin olduğunu düşünürken, STANDART CHARTERED BANK'ın asıl görevi üstlendiği anlaşıldı!
10 yıldır İran'la el altından çalışan bankanın 250 MİLYAR DOLARLIK 60 bin gizli işlem yaptığı ortaya çıktı. 9 aylık takiple HSCB'nin buzdağının görünen kısmı olduğu, Standart Chartered'ın İran Merkez Bankası ve Bank Sederat'la işbirliği yaptığı belgelendi. Tahran'ın nükleer silah projeleri için para aklayanların İNGİLİZ olduğu belirlendi.
İngiliz bankalarının amacı, enerji yollarındaki DEĞİŞİMİ durdurmaktı. Bunun da en güzel yolu her ortamda kınadıkları ve yalnız bıraktıkları İran'ın NÜKLEER GÜÇ olmasından geçiyordu!
Adamlar sahnede başka, kuliste başka konuşuyordu anlayacağınız!
Nükleer güç haline gelecek olan TAHRAN bölgedeki bütün ŞİİLER'i kanatlarının altına alacaktı.
Bu projeden en çok da TÜRKİYE zarar görecekti. Sünni enerji kaynaklarına ulaşamayan Ankara, mecburen Tahran'a boyun eğip bölge liderliğini teslim edecekti!
İşte Körfez Savaşı'nda Diyarbakır'a getirildiği halde burada bırakılmayan PATRIOT'lar bu kez son sözler söylenmeden önce yola çıkıyordu.
Esad ve Maliki'nin, arkasındaki güçlere güvenerek "Ankara'da Meclis'i füzeyle vurursak Türkler bunun altından kalkamaz" sözleri, Başkent sokaklarında çınlıyordu! Bu nedenle karşı hamle olarak Vatansever'ler geliyordu! Israrla "savunma amaçlı" açıklaması yapılıyordu!
Ankara'nın, Şİİ KARTINI kullanan Tahran ve arkasındaki güçlere diklenmesi, Barzani ve Talabani'yi de harekete geçirdi. El altından gönderdikleri mesajda, "Bizi bir an önce kendinize bağlayın. Burada yaşama şansımız zor" diyordu...
Bölgedeki trafik yoğunluğu nedeniyle son sözler söylenmeden önce Oslo sızdırıldı, açlık grevine başlandı, Putin'e karşı hamle yapıldı, Rus Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı istifa etti, CIA Başkanı elendi, Suriye'den tahrik bombaları geldi, Maliki, Kuzey Irak'a 15 bin kişilik ordu gönderdi!
Amaç Türkiye'nin dikkatini dağıtmaktı...
Ama olmadı. Enerji ile arasında tampon istemeyen Ankara kazandı.
Putin'in 3 Aralık'taki ziyaretinde pürüzler giderilecek. Ruslar, gazı elinde tutarak AVRUPA'yı titretecek, Türkler de petrol ve gazın kaynağına oturacak!
Putin, önemli bir Alman istihbaratçının söylediği "Türkiye nerede yer alırsa terazinin o kefesi ağır basıyor" sözünün ne anlama geldiğini herkesten daha iyi biliyor!
Ortadoğu'nun geleceğini belirleyecek son nokta DOLMABAHÇE'de konulacak!
Tarih 100 yıl sonra kaldığı yerden devam edecek...
Osmanlı'nın kaldığı yerden yani...
İran mı?
Dağılmamak için çılgınlık yapmayacak! Ankara'nın gölgesinde yaşamayı kabul edecek.

NOT 1: Arap Baharı'nın vurduğu ülkelerde yönetime gelenler garip bir şekilde eğitimini Türkiye'de tamamladı! Suriye ve Irak'ta da farklı olmayacak. Bildiğimiz isimler yönetime gelecek...

NOT 2:
1979 İran Devrimi olduğu için bir yıl sonra ABD tarafından 12 Eylül darbesi yaptırıldı. ABD'nin bölgeye gelebilmesi için son bileti Evren Paşa ve arkadaşları kesti!