Başlayalım...
Haziran ayının başında Washington DC şehir merkezine 30 mil uzaklıktaki Westfield Marriotts Hoteli'nde çok önemli bir toplantı yapıldı.
BILDERBERG, 2002 ve 2008'den sonra yine aynı yeri seçmişti. Dünya devleri oradaydı.
Türkiye'den de birkaç katılımcı vardı. Ancak en ilginci HÜRRİYET Gazetesi'nin Yayın Müdürü'ydü...
İlk kez gidiyordu.
Böylesine önemli bir toplantı yine haber yapılamıyordu. Ne Türkiye'de ne de dünyanın başka yerinde YORUMDAN öte bir şey yoktu! Basının elinde sadece katılacakların listesi vardı. Toplantı GİZLİ olduğu için LİSTE DIŞI ÖZEL misafirler de oradaydı. Kim olduklarını ise sadece katılanlar biliyordu. 2012 Bilderberg'i önceki yıllarda yapılan toplantılardan farklıydı. Çünkü ilk kez toplantının ana konusu TÜRKİYE idi... Bizi bu kadar ilgilendirmesine rağmen NEDENSE hiç BİLGİ sızmıyordu. Oturup beklemekten başka çaremiz yoktu. Bir yazımın sonuna koyduğum NOT gibi bende Hürriyet'i takip ediyordum...
İlk işaret fişeği Bilderberg bitiminden 2 hafta sonra geldi.
Logosunun altında "Türkiye Türklerindir" yazan Hürriyet, Leyla Zana'yı sürmanşete taşıyordu. Düne kadar "BARZANİ'nin kafasına bomba yağdıralım" diyen gazete belli ki çizgi değiştirmişti.
Peki Zana ne diyordu? "1999'dan itibaren strateji değiştiyse Bağımsız Birleşik Kürdistan yerini, birlikte yaşama stratejisine bıraktı.
Amaç yerel yönetimin güçlenmesi, demokratikleşme ise bu gençlerin ölmesini artık hiçbir vicdan kabul edemez.
PKK da ona göre bu süreci yeniden değerlendirsin." "Başbakan'da bu cesaret var.
Mesela Öcalan İmralı'dan alınıp bazı kesimlerle temas edebileceği bir ev hapsine alınabilir. Öcalan'ın ev hapsine taşınması, Başbakan'ın bu cesarete sahip bir kişi olarak bu adımı atması, inanın yüzde 80 ülkede mevcut iklimi değiştirir..."
Düne kadar çok sert ifadeler kullanan, bağımsız KÜRDİSTAN'dan taviz vermeyen ZANA birden U dönüşü yaptı.
Aslında Zana'daki değişimin ilk haberini "BÖLÜNME İÇİN REFARANDUM İSTEYEN" işadamı İshak Alaton vermişti.
Alaton, 2011 Nisan'ında Zana ile katıldığı toplantıda "Kürtler kaderlerini kendi belirlesin.
Silahla daha fazla yol alınamaz" diyordu! Yani Leyla Hanım'ın önündeki ışık daha o zaman yakılmıştı...
Bilenler bilir, Zana aslında tamamen FRANSIZ EKOLÜNE yakın bir isimdir. Bayan Mitterand'ın kendisine olan ilgisi hiç bitmemiştir.
Hatta 1994'te dokunulmazlığı kaldırılıp ALINMAYI beklerken Fransa'dan destek için önemli bir isim geliyordu. O isim şimdilerde çok popüler olan sosyalist Segolene Royal'di... Hiç yalnız bırakılmadı.
Bu yüzden Zana'nın Fransa'ya aykırı bir şey yapması mümkün değildi. Yıllarca böyle de oldu!
Peki çizgisi değişti mi?
İşte PÜF nokta burada!
Bilderberg'ten sonra çizgisi değişen sadece o değildi! Zana ile birlikte CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu da MAKAS değiştiriyordu. Zana, "Yaparsa o yapar" diye Erdoğan'a övgüler düzerken, Kemal Bey de KÜRT SORUNU için ilk kez el uzatıp "siyasi hayatıma mal olsa da sonuna kadar gideceğim" diyordu!
Bilderberg'te ne konuşulduysa, ne karar alındıysa Türkiye'de önemli gelişmeler oluyordu!
CHP yaklaşırken, MHP ise kaçıyordu. Hem de TÜRKEŞ'in, Zana'ya "Kızım biz 900 yıldır kardeşiz. Benim yeğenlerim Kürt'tür. Kız kardeşim Kürt'le evli. Bizim birbirimizden ayrılmamız mümkün değildir"sözü miras kalmışken...
Bilmediğimiz bir film vizyona girmişti. ÇÖZÜM maskesi altında birileri ERDOĞAN'dan kurtulmaya çalışıyordu!
Erdoğan bu sorunu çözerek KÖŞK'e çıksa, katkısından dolayı CHP fırlayacaktı!
Yok! Çözüm gelmezse çözümün adresi CHP olacaktı!
Her şart CHP'ye yarıyordu anlayacağınız...
Deniz Baykal'ı KASETLE götüren güç Kemal Bey'i de özel olarak seçmişti. Kendisinin KÜRT kökenli olması da boşuna değildi!
Birileri ZAR TUTMAYA başladı.
Avrupa'yı ve Küresel zenginleri arkasına alan Zana ile CHP içeriyi dizayn etmeye soyundu.
Ortalığa gaz verip Öcalan'ı eve çıkarmaya çalışacaklar...
Başbakan'ın RİSK alarak hata yapmasını kollayacaklar.
Belki ikinci sürpriz adım Hürriyet'in logosundan gelir!
Sonuçta herkes ÇÖZÜM istiyor.
Ama birilerinin derdi çözümden sonra Ankara'daki yeni masayı yerle bir etmek...
Kürtler'in liderliğine hazırlanan Zana da bu oyunu bilerek isteyerek oynuyor...
Haydi hayırlısı!
