BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 31 Ağustos 2017

Prangaları parçaladık

İstihbarat dünyasında çok önemli gelişmeler oluyor. Amerikan CIA'nın Alman BND'yi Türkiye saldırtması, NATO gladyosu Fetullah'ın militanlarının yargılanması önemli olaylardan bazılarıdır.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, 25 Temmuz 2017'de TBMM'de "Rusya'dan S400 Füzeler sistemini hem alacak hem beraber yapacağız" demişti. İnanınız, Erdoğan'ın bu stratejik hamlesi ile derin ABDPentagon- NATO oyunları bozulmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu kararı, 'NATO prangasını kırmaktır. Bağımsızlık bayrağını çeken ülkemizin yüzyıllık prangaları tek tek, kıra kıra 2023 hedeflerine yürümesidir. 2053 ve 2071 hedeflerine kilitlenmesidir. 1952'den beri Türkiye'ye sadece kendi silah satan, içeride ve dışarıda ülkemize sürekli düşman üreten, Avrasya'nın kalpgahındaki Türkiyemiz'i bir 3. dünya ülkesi olarak kalmasını isteyen NATO'ya meydan okumak büyük olaydır.
EVET. NATO PRANGASINI PARÇALIYORUZ.
Amerika/İngiltere, 1952 yılında Türkiye'yi NATO üyesi yaptılar. Bizi koruyacak, başımıza bir dert gelince dost elini uzatacak sandık. Yanılmışız.
1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat'ta, NATO'cu subaylar ve gladyolarına darbeler yaptırdılar. Seçilmiş hükümetlerimizi düşürdüler. 15 Temmuz'da NATO gladyosu Fetullah'la Türkiye'yi işgale yönelik darbe girişiminde bulundular.
Büyük Türk Milleti'nden tarihi tokatı yediler.
ABD-Pentagon-NATO bir sürü araçlar kullanarak, Türkiyemiz'i tanzim edip Batı'ya bağımlı tutuyorlardı. Ancak, 2002'den sonra artık bir başka Türkiye vardı. Yeni Türkiye'yi Tayyip Erdoğan temsil ediyordu. "Dünya 5'ten büyüktür" diyerek, derin ABD-Avrupa-NATO'nun uykularını kaçırıyordu.
NATO'ya karşı ayağa kalkan Türkiye, NATO Gladyosu Fetullah'ın inlerine girilmesi, bir boyutuyla ESKİ TÜRKİYE DERİN DEVLET'İN zincirlerinin de kırılmasının işaret fişekleridir.
NATO gladyolarının CIA/BND bağlantıları çerçevesinde ESKİ TÜRKİYE DERİN DEVLET'inin zincirleri kırılıyor.
Hatırlanırsa Alman BND Başkanı Bruno Kahl, "15 Temmuz'da Fetullah'ın rolünü bulamadık" diye rezil bir açıklama yapmıştı. Bu bağlamda BND-CIA ilişkilerini hatırlayalım.
"General Reinhard Gehlen, Nazi Almanyası'nın istihbarat servisi şefiydi.
Hitler yenilince, Nazi Almanyası'nın tüm gizli belgelerini ve dünyaya yayılmış Alman ajanlarının listesini alarak ABD'ye gitti.
Gehlen, ABD'de bugünkü CIA'yı (eski adıyla OSS: Office Strategic Services) kurdu. CIA'yı kurduktan sonra ABD onu Avrupa sorumlusu olarak Almanya'ya gönderdi. Yeni Almanya'nın kurumsal ve istihbarat yapılanmasını ABD paralelinde geliştirdi. Yani, CIA-BND köprüsü kuruldu. NATO, Türkiye GLADYOSU'nu geliştirmiş, CIA paralelinde Komünizmle Mücadele Dernekleri'ni ve derneğin Erzurum Şubesi'ni de Fetullah Gülen'e kurdurmuştur. 1965 yılında CIA, Türkiye istasyon şefi olan meşhur Graham Fuller'de KÜRESEL EKİP BAŞI olarak görev yapmıştır.
TRUMP, MERKEL VE MACRON CASUSLARINI İSTİYOR. Amerika Başkanı Trump, İzmir'de tutuklu casus papaz Brunson'u, Almanya Başbakanı Merkel, Büyükada'da tutuklanan casus Steudtner'i, Fransa Cumhurbaşkanı Macon da casus gazeteci Loup Bureau'yu istedi.
Ne demek bunlar? Bir gerçek var. Türkiye küllerinden yeniden doğdu. Ayağa kalktı.
Önümüzde kimse duramaz. Bu şahlanışın önüne kimse geçemeyecek. İşte böyle bir gerçek karşısında, dünyanın en güçlü 3 ülkesinin lideri, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı arayıp, Yeni Türkiye'nin mükemmel operasyonlarıyla yakalanmış casusları istemek zorunda kalıyorlar.

SONUÇ: ABD BAŞKANI TRUMP'IN CASUS PAPAZ BRUNSON'I, MERKEL'İN BÜYÜKADA CASUSU PETER FRANK STEUDNER'İ VE FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON'UN CASUS GAZETECİ LOUP BURREA'YI İSTEMEK ZORUNDA KALIŞLARI, YENİ TÜRKİYE'NİN DOĞRU YOL DA OLDUĞUNUN EN GÜZEL ÖRNEKLERİDİR. BUNUN ADI, YENİ VE MİLLİ TÜRKİYE'DİR.