Eskinin deve dişi gibi iktidara gelmiş partiler içten yıkılırken, acaba AK PARTİ'YE 15 yıldır neden hiçbir tezgâh, hiçbir oyun tesir etmiyor?
Bunun sebebi ne olabilir? Şimdi 2 ERDOĞAN gerçeğini ortaya koyalım.
1) 15 yıl gibi tek başına AK PARTİ'nin iktidarda olması ve 2019'da da iktidara tekrar geleceğinin ayan beyan görünmesi, son 100 yıllık siyasî tarihimizde bir istisnadır.
2) AK Parti'yi bölmek için birçok dış/iç tezgâh kuruldu. Oyun planları denendi. Deneniyor. Ama AK PARTİ'yi bölemediler. Dağıtamadılar. Bunun en büyük nedeni, yeni yüzyılın lideri Tayyip Erdoğan'ı tarih sahnesine çıkaran ve desteğini hiç esirgemeyen Aziz Türk Milletidir. Ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın halkın iradesini kararlı biçimde savunan, milletin içinden gelen, kimseye boynu eğik olmayan, vizyoner bir liderlik sergiliyor olmasıdır.
Erdoğan gibi, beraber yola çıktığı dava arkadaşlığına sadık, dostlarına müşfik özellikli bir lider AK Parti'nin başında olmasaydı, AK Parti'yi inanınız, Haçlı-Siyonistler, içteki beşinci kolları ve derin mahfiller kesinlikle bölerlerdi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın son günlerde yoğun bir biçimde, nifak tohumlarına dikkat çekişi, kibirli davranışa müdahale edişi, parti içinde SİYASET BARONU havasına girmeye yatkınları uyarışı, KARDEŞLİK HUKUKUNA BÜYÜK ÖZEN GÖSTERİŞİ hayati özelliklerdir. Çok önemlidir.
Hatırlayalım... 1923'te Cumhuriyet'in ilanı ile kurulmuş olan CHP bir taraftan bölüne bölüne bugüne geldi. Bir taraftan da, karşısındaki büyük rakiplerini bölmek için, bir manevra partisi özelliği gösteriyor.
Nitekim şu anda da bölünme sancıları yaşarken, AK Parti'nin bölünmesi tezgâhlarına odun taşımaktan utanmıyor.
Uslanmıyor.
1950'de büyük ekseriyetle iktidara gelen demokrasi şehidi Adnan Menderes'in Demokrat Partisi'ni iktidarının 4. yılında içinde CHP'li kumpascıların da olduğu mahfiller böldüler. Bünyesinden Hürriyet Partisi çıkardılar. Ne tesadüf, bugün Kemal Kılıçdaroğlu'na siyasi antrenörlük yapan Hüsamettin Cindoruk bu partinin adamıydı ve o günlerden kalan derin siyasetlerin kalıntısıdır. İlk defa Anavatan Partisi'ni kurarak iktidara gelen Turgut Özal'ı, parçalamak için az tezgâh kurulmadı. DYP Başkanı Süleyman Demirel, Özal'ın partisini bölmek için çok uğraştı. Rahmetli Özal, başında bulunduğu sırada ANAP'ı bölünmekten kurtardı ama 6 yıllık iktidardan sonra, partinin başından ayrılıp Cumhurbaşkanı olduğunda Mesut Yılmaz-Sülayman Demirel işbirliği ile ANAP Özal'ı tanımaz hale geldi.
Yetmedi, kuyusuna kazmaya soyundular.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, yeni bir parti kurmak üzereydi, zehirlenerek öldürüldü.
Rahmetli Necmettin Erbakan'ın Millî Nizam, Millî Selamet, Refah, Fazîlet isimli partilerin her birisi de MİLLİ HAREKETİ CANLANDIRMASINDAN korktukları için, askeri-sivil vesayet odaklarınca kapatıldı.
Rahmetli Necmettin Erbakan'ı durdurmak için Süleyman Demirel/Bülent Ecevit çok uğraştı. Erbakan, başbakan olmayı başardı. Ancak Süleyman Demirel (Cumhurbaşkanı) ve Mesut Yılmaz'ı (Başbakan) öne çıkaran, 28 Şubat Post Modern darbecileriyle devrildi.
SONUÇ: Türkiyemiz 28 Şubat 1997 ila 2001 arasında Haçlı-siyonist güçler ve iç işbirlikçi mahfillerce idare edilecek pozisyona getirildi. İşte öyle bir dönemde, yeni yüzyılın lideri Tayyip Erdoğan hareketi rüzgâr gibi esmeye başladı.
Başarısında, bütün Müslüman coğrafyaları düşünmesi, sınırları içine hapsolmuş Müslümanların yıkılmayan tek kalesi Türkiye'yi, önder ülke yapma mücadelesi, 21'inci yüzyılı kapsayan, 2023-2053- 2071 vizyonu başlı başına tarihi bir başarı hikâyesi yazma cesareti büyük rol oynamaktadır.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde BÜYÜK TÜRKİYE YÜRÜYÜŞÜ SÜRÜYOR. ÇÜNKÜ BÜYÜK LİDER BÜYÜK DÜŞÜNÜYOR.
