BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 23 Mart 2017

Batı’nın maskesi düşüyor

TARİH 21 TEMMUZ 2013...
Türkiyemiz, yabancı istihbarat örgütlerinin organize ettiği Taksim/ Gezi derin operasyonunun fırtınası altında. Derin odakların daha hangi iğrenç senaryolar hazırladıklarından haberdar değiliz. Nitekim fazla gecikmiyorlar. 17/25 Aralık'ta CIA-Pentagon'un kuklası FETÖ emniyet-savcı-hakim kumpaslarıyla Yeni Türkiye lideri Tayyip Erdoğan'ı ortadan kaldırmaya teşebbüs ediliyor.
Rahmetli Hasan Karakaya, 2013'te CIA-Pentagon- NATO kuklası Fetullah'ın sanki 17-25 Aralık ve 3 yıl sonraki 15 Temmuz ülkemizi işgal darbe teşebbüsünü hisseden bir yazıya imza atıyor:
"Mısır'daki ordu darbesi hâlâ konuşuluyor. Mursi taraftarları ise Adeviye Meydanı'ndaki onurlu direnişlerini sürdürüyor. Mursi taraftarlarının onurlu direnişleri sürerken, darbenin perdesi de aralanmaya başladı. CIA eski yöneticilerinden Philip Giraldi'nin yazdıklarından anlıyoruz ki; 'Tahrir satılmış!' Ya da; 'Mısır'ın satılık generalleri!' ABD istihbarat örgütü CIA'in eski yöneticisi Philip Giraldi, Mursi'nin göreve geldikten sonra bazı ülkelerin bölgeye para aktararak muhaliflerin isyan gösterileri yapmasını teşvik ettiğini ifade ediyor. ABD yönetiminin bu para akışından haberdar olduğunu ve paranın Mursi'ye karşı ayaklanmayı örgütleyen Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Sisi ile ona yakın subaylara gittiğini söylüyor. Görüyorsunuz; Sisi, 1 milyar dolara satılmış. Demek oluyor ki; 'Satılık generaller' olunca, onları 'satın alacak birileri' de oluyor! Mısır'daki darbenin altında 'satılık generaller' var. Diyeceğimiz o ki; 'görülenlere' ve 'gösterilmek istenenlere' değil, 'perde arkası'na bakın!
Gelin, maskeleri birlikte düşürelim..."
Rahmetli Hasan Karakaya bu yazıyı yazdıktan 2.5 yıl sonra 31 Aralık 2015 gecesi, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan gezisinde Medine'de Hakk'a yürüdü. Nur içinde yatsın. Batı'nın kuklası FETÖ'nün 15 Türkiyemiz'i işgal darbesini, bugünlerde de yaşadığımız Batı'nın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a yönelik terbiyesizliklerini göremedi. Ancak, Taksim/Gezi operasyonlarından sonra geleceği hissederek yazdıkları aynen sürüyor. Batı'nın çirkin yüzü ortada.
Haçlı zihniyeti hortluyor. Bu Batı'nın maskelerini düşürmeliyiz. Çünkü bu çirkin Batı'nın ruhu ölmez. Aktörler değişir, lafları değişir, ama sömürgecilikleri, Müslüman kanı emme alışkanlıkları bitmez. Batı'nın maskelerini düşürdükçe neler olacağını bilerek gardımızı alırız.
Erdoğan, Batı'nın maskelerini düşürmeye başladı. Aziz Türk milletinin de Batı'nın maskelerini düşürme mücadelesine topyekûn katılması, Türkiyemiz'in önüne konan engelleri aşmasında büyük yarar sağlayacaktır. Biliyoruz ki, Amerika, İngiltere, Almanya, Hollanda gibi diğer Batı ülkeleri için önemli olan Türkiye'nin büyümesinden, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın bölgesel aktörlükten küresel oyunculuğa geçmesinden, düşmanlık yaptıkları Müslüman dünyayı beraberce davranmaya davet etmesinden rahatsızlar.
Yüzyıldır kurdukları menfaat dünyalarını dağıtmamızdan tedirgin oldukları gibi, 15 Temmuz kukla FETÖ ile Türkiye'nin dümenini ele geçirememekten çılgına dönmüşlerdir. Kudurmaktadırlar. Alman İstihbarat Servisi'nin Başkanı Bruno Kahl, ağababası CIA-Pentagon-NATO'dan aldığı sufleyle, '15 Temmuz darbesinin arkasında Gülen olduğuna dair kanıt görmediklerini' söylüyor. Allah Allah. 15 Temmuz'u kendileri yaptığından, utanmazca konuşuyor, işi sulandırıyor, ağababası CIA-NATO'yu arkalıyor.
FETÖ'nün militanları tetikçilerini koruyan onlar. Daha önce ABD Pentagon-NATO komutanları "Müttefiklerimiz tasfiye ediliyor" diye feryat ediyordu. Şimdi, Almanya'yı öne sürüyorlar.

SONUÇ: En büyük dertleri 15 Temmuz'un başarılı olamaması. Hezeyanlarının altında bu var. Mesele yönetim sistemimiz değil. Türkiye'nin yükselişini durdurmak, geri adım attırmak, sömürgecilik operasyonlarında ülkemizi kullanmaktır. Maskelerini düşürdükçe, 15 Temmuz saldırısının bir darbe girişimi değil, Türkiyemizi işgale yönelik bir dış saldırı olduğu gerçeği aydınlanacaktır.