Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçen 'postmodern' darbe sürecinin ızdırabını unutmamış aziz milletimiz, 28 Şubat'ın arifesinde Hürriyet'in "Karargâh rahatsız" manşetiyle karşılaştı. Darbeler listesinde "postmodern" darbe olarak geçen bu sürecin zihniyetinin bitip bitmediği de hâlâ tartışılıyor. Bu darbeyle rahmetli Necmettin Erbakan'ı deviren aktörlerin tamamı değişirken, Doğan Medya- Hürriyet, vesayetin amiral gemisi olduğunu "Karargâh rahatsız" manşetiyle gösterdi.
Seçimle gelmiş Necmettin Erbakan hükümetini düşüren vesayetin; asker, bürokrat, yargı, sermaye, medya, üniversitelerden oluşan oyuncularının tamamı değişse de attığı manşetlerle 'darbenin şartlarını olgunlaştıran' Hürriyet, bugün de vesayetin medya kolunun 28 ŞUBAT'IN SON AKTÖRÜ olarak yine karşımızda...
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan Pakistan'a hareket ederken, Hürriyet'in bir kara leke manşetine, anlayacakları dilden cevap verdi: "Hürriyet gazetesinde içeride atılan başlık çok çok daha çirkindi.
Bunlar bizleri rahatsız ettiği gibi TSK'yı haydi haydi rahatsız etmiştir. Bizim rahatsız olduğumuz konudan TSK'nın da rahatsız olmaması mümkün değil. Biz bir vücudun uzvu gibiyiz.
Burada yapılan terbiyesizlik, seviyesizliktir. Başlığı atmaya ne gazetenin yönetimi ne de patronaj kadrosu muktedir. Hukuki süreç neyse bazı adımlar atılmıştır. Bizler takipçisi olacağız. Devleti birbirine düşürmeye kimsenin hak ve yetkisi yoktur. Bunlar eski alışkanlıkları.
Artık geride kaldı. Herkes yerini ve konumunu bilecek." Şimdi biraz geriye gidelim... 27 Mayıs darbesinde demokrasi şehidimiz Adnan Menderes'i deviren, idam eden hareketin arkasında ABD-NATO vardı.
Bir gladio operasyonuyla Türkiyemiz'in ayarlarını bozdular. 27 Mayıs'tan sonraki darbelerde de, faili meçhul cinayetlerde ve toplumsal fay hatlarına dönük yapılan operasyonlarda NATO Gladio'su ve yerli işbirlikçileri aktif rol aldı. 28 Şubat Cuntası'nın başında General Çevik Bir vardı. 15 Temmuz darbe girişiminin başında Fetullah Cuntası bulunuyordu.
15 TEMMUZ 28 ŞUBAT'IN ÇOCUĞUDUR: Ne tesadüf, hem Çevik Bir, NATO'cu (NATO-SHAPE proje, KKK'da NATO Plan, SHAPE Lojistik ve İfrastrüktür Daire Başkanı, Somali Birleşmiş Milletler-NATO Barış Gücü Komutanlığı) hem de Fetullah NATO gladyosudur... Haşhaşi teröristbaşı Fetullah, 28 Şubat sürecinde Hürriyet'te manşetten verilen 'Bırak git' açıklamasıyla süreçte önemli bir yer edinmişti. Yıllar sonra 15 Temmuz'da Türkiye'yi işgal planının da kuklası yine Fetulah Cuntası oldu.
Üst aklın (NATO-ABD) emelleri doğrultusunda operasyonlarda rol oynayan FETÖ, hemen hemen her olayın altında vardı, gizleniyordu. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerinde bayrağı teslim aldı.
Türkiyemiz her geçen gün büyümekte ve İslam ülkelerinin umudu olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Ne zaman ayağa kalkacak bir hareketi aziz milletimiz gerçekleştirmeye kalksa, karşımızda üst akıl pislikleri ortaya çıkıyor. NATO Gladyo adamlarını kulllanıyor.
28 Şubat'ın arkasında yer alan CHP ve Hürriyet, ne tesadüftür ki 16 Nisan referandumunun da karşısındadır. Hayır kampanyasında yer alanlara dikkatle bakınız... NATO ayarlı 28 Şubatçılar. Ne tesadüf FETÖ ve PKK aynı saflarda.
SONUÇ: Hayasızca akınların sonuncusu, 15 Temmuz darbe teşebbüsü son 2 asrın en adi, en korkunç cinayet girişimiydi. 15 Temmuz Türk milletine yeni bir Sevr dayatmasıydı.
Aziz milletimiz, 15 Temmuz süreciyle su üstüne çıkan işgal ve darbe mekaniği tamamen silmeye, bin yıldır vatanımız Anadolu coğrafyasında da büyümeye, İslam'ın yıkılmayan tek kalesi olarak kalmaya kararlıdır.
16 Nisan sandıklarında, her EVET oyu, geleceğe cüret edenlere destek, 28 Şubatçılar'dan, NATO gladyolarından, 15 Temmuz hainlerinden hesap sormaktır.
