Dr.Hablemitoğlu, makalesinde, Milli Görüş Teşkilatı hakkında olumsuz bir vurgulama yapmıştı. Gerçeklerle bağdaşmayan, gözden kaçan değerlendirmesi alıntı bağlamında yazımda yer aldı. Milli Ruh ve Milli Görüş Aziz Milletimizin vicdanını temsil ederken, Milli Görüş'ü olumsuz bir örgüt gibi göstermesi yanlış ve eksikti.
Bu vesileyle, MİLLİ GÖRÜŞ'E KARŞI ÇIKAN GAYRİ MİLLİ ODAK VE BEYNİNİ YABANCILARA SATMIŞLARIN masaya yatırılmasında büyük yarar görüyorum.
Milli Görüş-Milli Ruh- Milli Duruş, Kendi değerlerini önemseyen ve her şeyi MİLLİ VE YERLİ olarak gerçekleştirmek isteyen Aziz Milletimizin öz benliğidir. Zalime hasım olup mazlumdan yana olmaktır.
Haksızlığa karşı haklı olanın yanında yer almaktır. Müslüman ülkelere gözünü diken, sömürgecliğini 21'inci yüzyılda sürdürmek isteyen Küresel güçlere karşı mücadele eden inanmış kadroların yanında olmaktır. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın, "Dünya Beşten büyüktür" dediği, 5 küresel ülkenin, 2 milyarlık Müslüman dünyayı kuşatmasına, kan kusturmasına karşı çıkmaktır. Başını CFR'nin, Bilderberg'in, Rockefeller, Rothschild gibi 25 ailenin, bir avuç mutlu azınlığın yedi milyarın alın terine zorla sahip olmasının önüne geçmektir.
Tüyü bitmedik yetimin hakkının zalimane bir şekilde gasp edildiği günümüz dünyasında o tüyü bitmedik yetimin de hakkının olacağını haykırmaktır.
Ezilenlerin dişliler arasında kaybolmasına izin vermemektir. . Adil paylaşımın savunulmasıdır.
MİLLİ ŞAHLANIŞ: Aziz Milletimizin öz değerlerinde bulunan umdeleri ikinci bir şahlanışla hayata geçirmektir. Nitekim BU ŞAHLANIŞ, 15 Temmuz'da gerçekleşti.
İslam ‚leminin bir kurtarıcı beklediği günümüzde, GAYRİMİLLİ ODAKLAR VE BEYNİNİ YABANCILARA SATMIŞ HAİNLER, islamın kalesi Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldürmeye kast ettiler. Cevabını da 80 Milyonluk Demokrasiye inanmış Türkiye'den aldılar.
İslamiyetçin içini boşaltmak için yola çıkarılmış Vatikan'ın kankası FETÖ'nün, (15 Temmuz) Türkiye'yi işgal kalkışması, Aziz Türk Milleti tarafından durduruldu.
Batıya beynini satan kadroların ülkemizi MİLLİ GÖRÜŞ'ten, MİLLİ DURUŞ'tan uzaklaştırarak, sürüklediği hazib bir tabloyu bir an gözümüzün önüne getirelim. MİLLİ EĞİTİM denildi yıllarca, Eğitimimiz, son 14 yıl öncesine kadar Milli miydi?
MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI denildi yıllarca. İstihbaratımız Milli miydi?
İçinde Mossad, MI6, CIA ajanları cirit atmıyor muydu, son yıllara kadar?
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI vardı ülkemizde. Savunmamız MİLLİ miydi?
Bugün, Türkiyemiz'de, istihbarat ta, savunma da TAM MİLLİLİK yolundadır.
İnşallah, Eğitim de de yılların boşluğu kapatılacaktır. "Önce ahlak ve maneviyat" diyerek yetişen neslin aslına rücu edecek şekilde eğitim ve öğretimini tamamlayarak vatana millete faydalı bir nefer olması, 15 Temmuz sonrasında daha etkili gerçekleşecektir. Üniversitelerimizde araştırmaların yapıldığı, dünyaca tanınmış bilim adamlarının yetiştiği bir ülke olmak zorundayız. Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğunun torunlarının yönettiği Türkiyemizin bir Üniversitesi'nin dünyanın ilk 100 üniversitesi içinde yer almaması asla kabul edilemez. Geçmişinde köklü bir medeniyet bulunan Aziz Milletimiz mazideki günlerine dönmektedir. 2'inci Kurtuluş savaşıyla, dış güçlere karşı onurlu bir duruş göstermekte, iç ve dış siyasette günü değil yüzyıllar sonrasını düşünerek hareket ettiğini göstermektedir.
SONUÇ: MİLLİ RUH-MİLLİ GÖRÜŞ- MİLLİ DURUŞ, gündemi takip etmekle birlikte perde arkasında dönen dolapların da Aziz Milletimizce bilinmesini temin ederek, kuklaları faş ederken kuklacıları asıl hedefe koymanın adıdır.
En umutsuz, karanlık zamanlarda bile şafağın doğacağını bilerek içinde her zaman taptaze ümitler barındırmaktır.
