Derinlerdeki gelişmelere bakınca, CIA'nin korumasındaki Fethullah Gülen'in ağababalarının izni dışında darbe yapmaya nefesi yetmezdi. Merkezinde, FETÖ-CIA-PENTAGON- NATO GLADYO'sunun bulunduğu 15 Temmuz alçak darbe gününde meşhur Amerikan ajanı Henry Barkey'in İstanbul Büyükada'da olması çok garipti. Fethullah Gülen'e sürekli övgüler dizen "Ilımlı İslam" teorisyenlerinden Henri Barkey, darbe gecesi İstanbul Büyükada Splendid Palace'da ne dümenler çeviriyordu? İzmirli Yahudi ailesinin çocuğu olan Barkley, Türkiye'de CIA istasyon şefliği yapmış, Ilımlı İslam Modeli'ni kurgulayan Graham Fuller'in kankasıydı ve birlikte Yeni Ortadoğu Haritalarını çiziyorlardı. Abdullah Öcalan'la İtalya'da görüşen Barkey, PKK'nın ABD'deki temsilcisi Kani Gulam'a ABD'de kalması için referans mektubu yazacak kadar, ayrılıkçı Kürt Diasporasına yakın bir isimdir. Selahattin Demirtaş'ın TOP SECRET Washington görüşmelerinde yanı başındaki kişi Henri Barkey'di.
Eşi Elen Barkey de CIA'nin üst düzey görevlisidir. 13 Haziran 2007 de daha Ergenekon operasyonları başlamamışken Henri Barkey, Hudson Enstitüsü'nde toplantı düzenlemişti. Toplantının konusu ise Türkiye'de darbeydi.
Senaryosu: Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu suikast sonucu öldürülecekti... Beyoğlu'nda patlayan bomba 50 kişinin ölümüne neden olacaktı... Türk Ordusu 50 bin askerle Kuzey Irak'a girecekti... Hudson Toplantısı gündemi Türkiye'de "bomba" gibi patladı.
Güya, askerler darbeye hazırlanıyordu.
Sonra Ergenekon operasyonu başladı.
Ne tesadüf. Hudson-Darbe planından 15 Temmuz Büyükada/darbe girişimine...
Darbeci ruhlu Graham Fuller-Henry Barkey 15 Temmuz utanç gününde kaybolurken, ABD'nin derin adamlarının kıvranışına tanık oluyoruz. Türkiyemizi içten yıkmaya yönelik kahpe saldırının püskürtülmesinden hemen sonra Küresel medya kan kusmakta... Neden?
Çünkü FETÖ Cuntası deşifre oldu. Dağılma, temizleme Küresel Odakların Türkiye'deki operasyonel gücünü zayıflatıyor, köprüleri havaya uçuyor. Türkiyemiz bugün bir dönüm noktasındadır. Tarihimizde kapkara bir leke olarak karşımıza çıkan Türkiye'yi istila harekâtı, hayırlara vesile olacaktır.
Olağanüstü kırılmalar, beklenmedik yeni açılımlar ortaya çıkabilir. Tarihsel gerçekler gösterir ki, bir ülkenin ayakta kalmasının en önemli parametresi, sağlam bir direniş hattı çekmek, öncelikle iç cepheyi sağlamlaştırmaktır. Çünkü ülkedeki dağınıklık, savunma hattını daha başlangıçta darmadağın eder.
Bu gerçeği çok iyi bilen 15 Temmuz sonrası tarihi kavşakta Büyük Lider Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın birleştirici rolü, hayati önemdedir. İzlediği MİLLİ STRATEJİ Aziz Milletimizin gönül tellerine dokunmaktadır. Muhalefeti yanına alması, demeçleri, Lozan'la ilgili sözleri, demokrasi kahramanı Başbakanımız Binali Yıldırım'ın Anıtkabir defterine yazdıkları, candan konuşmaları, şeffaf duruşu, MİLLİ YÜRÜYÜŞ'ÜN KODLARINI göstermektedir. Ayrışma yok. Kutuplaşma yok. 'Birlik' mesajları dalga dalga Anadolu topraklarında ses getirmektedir.
SONUÇ : Türkiyemiz'in 2023-2053- 2071 yürüyüşünde, Aziz Milletimizin BİRLİĞİ en büyük gücümüz olacaktır. İç cephenin birleşmesi-kuvvetlenmesi dış kuşatmaları yıkacak, yırtacaktır. Aynen, Sevr'i yırtışımız gibi. Çanakkale'yi, Sakarya'yı geçilmez yaptığımız gibi...
15 Temmuz kahpe küresel odaklı istila hareketini püskürten Aziz Milletimiz ve başımızda şapkasını alıp kaçmayan küresel lider Tayyip Erdoğan, Büyük Türkiye'yi yaratma fırsatına sahiptir. Kutsal Yürüyüşümüz, nihayetinde, yeni bir global gücün doğuşuyla sonuçlanacaktır. Büyük Türkiye, Müslümanları-Türk Devletleri'ni birleştirmenin anahtarıdır.
