Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Rusya lideri Putin'le telefonda konuşacak. Erdoğan Gazze'ye gidecek. Mersin'den Türk Donanması ile hareket edilecek, Gazze sahillerine helikopterle inilecek. Kendisini bekleyen Filistinli kardeşlerimizle hasret giderecek.
BÜYÜK RESİM KARŞIMIZDA. TAYYİP ERDOĞAN'IN AKILLI DIŞ POLİTİK HAMLELERİDİR BUNLAR.
Yeni Türkiye'nin, Rusya, İsrail, Mısır'la geliştirmekte olduğu yeni süreç, sadece ilişkilerin normalleşmesi değil, özellikle Ortadoğu'nun normalleşmesi yolunda önemli adımlardır. İki başlık dikkate değer.
1) Filistin'den ve Filistin'in çıkarlarından bağımsız bir adım atılmadı. Başından sonuna kadar Filistin/Gazze var. Buradan doğacak her görevdeşlik, yeni Ortadoğu haritaları hazırlayan küresel güçlerin oyun planını bozacak veya değiştirecek özellikler içermektedir.
2) Geçmişte, Akdeniz'de hiçbir iddiası olmayan, Hazar, Irak ve Akdeniz enerji kaynaklarına, ticari geçiş yollarına ve pazarlarına kayıtsız bir Türkiye vardı. Bugün, yeni stratejilerle ayağa kalkan, Kafkasya, Irak, Akdeniz enerji kaynaklarına çok yakından ilgilenen bir Türkiye var. Türkiye, Doğu Akdeniz enerji kaynaklarını denetlemek istiyor.
İsrail üzerinden Avrupa'ya kıskaç atılıyor.
Çünkü Avrupa'ya ulaşan bütün ticaret ve enerji koridorları ve bu koridorların Akdeniz bağlantısı Türkiye-İsrail/ Türkiye Mısır, Türkiye-Kıbrıs-Yunanistan çevriminden geçiyor. AK Parti Etik Komisyonu-Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ TAKVİM'e, Yakın Coğrafyamızdaki BÜYÜK RESMİ yorumladı. "Yeni Türkiye yerinde durmuyor. Yeni fırsatları lehine çevirmek için hamleler yapıyor" diyen AK Partili Özdağ'ın tespitleri şöyle:
"TÜRKİYE-İSRAİL: Kesilen ilişkiler yeniden kurulacak. Tepki gösteren çevreler olacaktır. Saygı duymak lazım. Gazze'de, Filistin'de yapılanları elbette görmezden gelmiyorum. Ama unutmayalım ki İslam coğrafyasının her tarafı aynı durumda. Müslümanlar'a ayrımcılık yapan her ülkeye tavır koymak Türkiye'yi dünyada yalnız bırakır. Bu da hiç kimseye el uzatamamak demektir.
İslam dünyasının dertlerine derman olmak lafla olmaz, güçle olur. Türkiye güçlü olursa kardeşlerine el uzatabilir.
Aksi takdirde laftan öteye gidemez.
Kabul edelim etmeyelim, İsrail dünyada güçlü lobilere sahip ülkelerin başında geliyor. Bir ülkeye tavır aldığı zaman onlarca destekçi bulabiliyor. Bir ülkeye dost olduğu zaman onlarca ülkeyi de ardından getirebiliyor. Türk milletine ne kadar dost oldukları tartışılır ama uluslararası toplumun eğilimleri bakımından düşman olmaması bile kazançtır.
TÜRKİYERUSYA/ MISIR/SURİYE: Münasebetler düzeltilecek. Diplomaside duygusallığa yer yoktur. Gerçekçi olmayan kaybeder.
Unutmayalım ki Türkiye'nin bütünlüğünü PYD/PKK ve onların AĞA Babaları tehdit ediyor. Beş yıl önceki Suriye'den farklı durumdayız, beş yıl önce karşımızda sadece Esad vardı, bugün ABD, Rusya kısacası bütün dünya var.
FİLİSTİN/GAZZE: 'Hükümet Gazze'yi' sattı gibi akla ziyan yazılar yazılacaktır. Hiç kimse satılmadı. Türk hükümetlerinin birinci görevi bu ülkenin menfaatlerini korumaktır. Gelişmeler, Gazze'li kardeşlerimizin hayatına müspet tesirlerde bulunacaktır.
Türkiye'nin hassasiyetlerini bilen İsrail bundan sonra Gazze halkına karşı daha dikkatli olacaktır. Türkiye Doğru hareket etmektedir."
SONUÇ: Siyaset ile satranç çok yakın ilişkilidir. Satranç, akıllı oynayanın, sabırlı olanın, yaptığı hamlenin doğuracağı fırsat ve riskleri yönetebilenin kazandığı bir oyundur. Küresel diplomasi tılsımlı bir dünyadır, bu nedenle, Kissenger, Brezezinski gibi stratejistlerin uluslararasında oynanan oyunu satranca benzetmeleri de tesadüf değildir.
Satrançta pek çok hamle sonrasını görme kabiliyetiniz yoksa özellikle, oyununuzu rakibinizin hamlelerine göre kurguluyorsanız, "şah-mat" kaçınılmazdır.
TÜRKİYE, ŞAH-MAT YAPMAYA KARARLI...
