BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 31 Mayıs 2016

Eski Türkiye’nin kalıntıları

Türkiye'mizde utanmaz, arlanmaz, iflah olmaz bir güruh var.
Aziz milletin huzurunu bozan sörfler yaparlar. Eski Türkiye kalıntısıdır bunlar. Ağababaları Amerika'da, Avrupa'dadır. Trolleri vardır, medyaları vardır. Derin devlet kalıntılarıdır bunlar. Her güzel, her doğru hareketin karşısında olurlar. Bir süreden beri tutturdular. YARGITAY, Danıştay ve Sayıştay Başkanları'nın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın Rize gezisinde çay toplamalarını hayasızca eleştiriyorlar.
Bunlar eksikmiş gibi Anayasa Mahkemesi Başkanı Rize gezisinde yokken, Anayasa Mahkemesi'nin eski Başkanı Haşim Kılıç da katıldı bunlara...
(Emekli olduğundan beri kendisine siyaset yapacak parti seçmeye çalışıyor.
Bir çıkış yapıyor olmasın?) Fazla uzun değil. 28 Şubat'ta oynanan tiyatroları unutuldu sanıyorlar, "Kendilerini akıllı milleti aptal sanan" bu gerizekalı güruhlara bir hatırlatmada bulunalım: 28 Şubat'ta yüksek yargı üyelerine Genelkurmay Karargahı'nda verilen 'irtica brifingleri', hukuk ve adalet sistemine vurulan bir 'darbe'ydi. Yargı üzerine çöken askerleri, onlara koşan hakimleri unutmadık.
Hakimlerin ve savcıların aleni olarak yönlendirilmesinde, 28 Şubat Post-Modern Darbesi ise bir milat olarak görüldü.
MGK kararlarını "baskı ve tehdit" ile seçilmiş hükümete imzalattırarak "demokrasiye balans ayarı" yapan 28 Şubatçı generallerin ilk hedefi yüksek yargıyı hizaya getirmekti. Başta Orgeneral Çevik Bir ve darbeci cuntası karargâhta yüksek yargı mensuplarına "İrtica brifingleri" veriyorlardı. TARİH 10 MAYIS 1997. Darbeci Cunta'nın 18 maddelik ihtilal beyannamesini dikte ettirdikleri günden sonraki toplantılar çok rahatsız ediciydi. Çevik Bir'in organize ettiği brifinglerde 1997 sürecinin Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkanlıklarına talimat verilmişti. Yüksek yargı karargaha koşmuşlardı. O gün, yargıç ve hakimler, otobüslerle başkentin merkezindeki karargaha taşınmıştı. Orbay Salonu, onlar için süslenmişti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Yargıtay Başkanı Müfit Utku, Danıştay Başkanı Füruzan İkincioğulları, başkan vekilleri, daire başkanları ve üyeler. Yaklaşık 400 yargı mensubunun doldurmuştu salonu. Protokolün üçüncü sırasında daha sonra Yargıtay Başsavcısı olan Sabih Kanadoğlu oturuyordu. Diğer ismi 2007 yılında Cuntaların TBMM'de Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleme yolunda, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara ilişkin olarak "367 Sabih" olarak gündeme girmişti. Brifingde, yargı mensuplarına Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Saner ile İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi Başkanı Tümgeneral Fevzi Türkeri, "irticai faaliyetler"i güya anlatıyordu.
Komutanlar sadece bununla yetinmiyor, aynı zamanda rejimin tehlikede olduğu savıyla yargı için de durumdan vazife çıkarıyordu. Dindar insanların adeta sanık sandalyesine oturtulması isteniyordu.
Yüksek yargıçlar, komutanların brifingdeki emir ve talimatlarını dakikalarca ayakta alkışlarken, gazeteler şu manşetlerle çıkıyordu:
HÜRRİYET: "GEREKİRSE SİLAH BİLE KULLANIRIZ!" "ASKERDEN RP'YE ŞOK SUÇLAMALAR"...
CUMHURİYET: "ORDUDAN DÖRT UYARI!" "HÜKÜMETİ DÜŞÜRME ÇAĞRISI!"
MİLLİYET: "ORDUDAN SON UYARI!" "ORDUDAN AMBARGO" "HOCAYI GÖNDERMEK ARTIK VACİP OLDU!" AZİZ MİLLET AĞLIYORDU. Yüksek yargı, brifinge doymamıştı. İlk brifinge katılamayan bazı Yargıtay üyeleri, Başkan Müfit Utku'dan ricada bulunmuş, Utku'da dönemin Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı'yla görüşmüş, Yargıtay Daire Başkanları, üyeler, tetkik hakimleri ve savcılar için 10 ve 12 HAZİRAN'DA Özel brifingler de verilmişti...

SONUÇ: Beynini yabancılara satmışlar, tuttukları parti kaybetse de rakamları görmezler. ONLAR, DARBECİ GENERALLERE KOŞAN HAKİMLERİ ÇOK SEVER... Aziz milletimiz de kendi oylarıyla seçtiği CUMHURBAŞKANIMIZ TAYYİP ERDOĞAN'IN YANINDA DİMDİK DURAN HAKİMLERİ SEVER.