BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 12 Şubat 2016

Başkanlığa Akdeniz desteği

1 Kasım 'da aziz milletimiz verdiği oylarla sadece iktidarı belirlemedi.
Önüne 2071 vizyonu koymuş Türkiyemiz'in başkanlıkla yönetilmesini de işaret etti. Zaten Ağustos-2014'ten beri Türkiye'de isimsiz başkanlık sistemi var. Bir gerçeği gür sesle seslendirelim.
Başkanlık sistemi Tayyip Erdoğan'ın kişisel meselesi değildir. Bu bir ülke sorunudur, kişilere indirgenmemelidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliği, çalışkanlığı, yeni anayasa ve başkanlık konusunda büyük hareketlenmeye yol açtı. Destekler çığ gibi büyüyor. Türkiye'nin önemli üniversitelerinden Akdeniz Üniversitesi Rektör Adayı-Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim dalı başkanı Prof. Dr. İbrahim Demir gür bir sesle çıkış yaptı: "21'inci Yüzyıl Türkiye'sinde, ülkemizin ekonomik ve siyasal yaşamında yaşanan hızlı değişim ve gelişmeler anayasada ve yönetim sisteminde köklü değişikliklere gitmeyi gerektiriyor. Bu gerekliliği kim anlatacak? Yalnızca siyasiler mi, STK'lar mı, yoksa bu konu da kendini adeta paralayan Cumhurbaşkanımız mı? Peki ya üniversiteler, üniversiteler neden susuyor ve ne zamana kadar susmaya devam edecek? Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan bu konuda yalnız bırakılmamalıdır. Üniversiteler ve akademisyenler sesini yükseltmeli, değişime destek vermelidirler."



İbrahim Demir hocayla konuştum.
Detaylar verdi: "Türkiye'nin yönetsel kültürümüz aslında parlamenter sistemden ziyade başkanlık sistemine daha uygundur. Biz Türkler, kağanlar, hanlar, sultanlar tarafından yönetile gelmişiz, yani bizim kültürümüz lideri takip etmeye daha yatkındır. İşte bu nedenledir ki 20'inci Yüzyıl başında Mustafa Kemal'i, 21 Yüzyıl'da da Tayyip Erdoğan'ı yoğun bir ilgi ve sevgi ile takip etmekteyiz. Yakın geçmişte yaşanmış tüm siyasi ve ekonomik krizler, siyasi tıkanıklık ve darboğazların koalisyon hükümetleri döneminde olduğunu biliyoruz. Bunun karşılığında tek parti hükümetleri ve istikrarlı hükümetlerin ülkeye kazandırdıklarını dikkate aldığımızda yeni bir yönetim sisteminin tartışılması gerektiği gerçeğini doğurmuştur. 7 Haziran'da yüzde 42 oy oranı ile bile hükümet krizi yaşanmış, ancak 1 Kasım erken seçim sonuçları ile bu kriz aşılabilmiştir. Türkiye'nin artık bu tür krizlerle kaybedecek zamanı yok.
Bu ve benzeri krizleri yaşamamanın yolu ise vesayet anayasası ve toplumun tercihlerine cevap veremeyen yönetim sisteminden kurtulmaktır. Yeni bir anayasa darbe anayasanın getirdiğinden çok daha fazla istikrar getirecektir.
Reformlar ardı ardına gelecektir. Özellikle, darbe anayasasının değiştirilmesi ile bireyi kollayan temel hak ve özgürlükler daha da güçlenecektir." Antalya'nın Serik ilçesi Dikmen Köyü Yörük Obası'nda doğmuş, kardiyoloji ihtisası yapmış, İstanbul Tıp Fakültesi, Burdur Devlet, Kars Sarıkamış Askeri Hastanesi'nde, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi başhekimliğinde bulunmuş Prof.Dr. İbrahim Demir'in Akdeniz Üniversitesi Kalp Doktoru Prof. İbrahim Demir'in son sözüne dikkat: "Benim Erdoğan korkusunu anlamam mümkün değil. Neticede anayasa oylaması farklı, başkanlık seçimi farklı yapılacaktır.
Bilgisine, becerisine, liderlik özelliklerine güvenen çıkar meydanlara vatandaşın oyuna talip olur, bu millet de kendileri için en doğru kişiyi başkan seçer. Halka güvenmemiz gerekir."

SONUÇ: AZİZ MİLLETE güvenmeyen bertaraf olmaya, DUVARA TOSLAMAYA MAHKÛMDUR...