BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 3 Nisan 2012

Erdoğan'ın Çin'e yapacağı ziyaretin küresel anlamı

Diplomasi, yabancı bir ülkede ve uluslararası toplantılarda ülkesini temsil etme işi ve sanatı ile bu işte çalışan kimsenin görevi, mesleği anlamına gelen uluslararası ilişkiler terimidir.
Diplomasi, politikayı uygulama vasıtasıdır. Mecazi olarak, güç bir görüşmede gösterilen ustalık, anlamına gelir.
Türkiye,7 yıldan beri gözle görülen biçimde, dış politikada çok aktif bir dönemi yaşıyor.
Diplomasinin tüm enstrümanları kullanılıyor. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından yürütülen çok boyutlu dış politika sonucu, Türkiye bölgesel güç konumunu sağlamlaştırıyor, küresel aktör olma yolunda ilerliyor.
Son derece hassas olan bu konuda Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) ve Dışişleri İstihbarat Dairesi ile temas halinde gizli veya açık diplomasi kanalları kullanılıyor.
Yüzyıllardan beri diplomasinin en belirgin özelliklerinden birisi gizliliktir.
Genellikle bizzat veya özel temsilcileri aracılığı ile sürdürülen diplomasi faaliyeti gizli bir şekilde oluştuğu gibi, bu gizlilik çoğu zaman belirli bir sonuca ulaşıldığında da sürer. Gizli diplomasi her aşaması ile dışa kapalı bir biçimde yürütülür.
Etrafımızdaki ülkelerdeki kaygan zeminin dikkate alınarak son anda olumsuz bir gelişmenin yaşanma ihtimaline karşı "SESİZ DİPLOMASİ", "GİZLİ DİPLOMASİ"nin çok dikkatle takip edildiğine işaret ediliyor.
Bu bağlamda, Dışişleri camiasının tanınmış diplomatlarından bir değerli büyüğümün, sessiz diplomasi-gizli diplomasi konusunda tecrübelerini konuşturarak yaptığı bir analizi kayda geçirmek istiyorum: "Diplomaside iki kanala dikkat edilmeli.
1:
Toplantıyı yapan kişilere ve yapılan açıklamalara, 2: Yapılmayan açıklamalara, perde arkasına.
Her toplantının gösterilen veya gösterilmeyen yüzü vardır. Her şey konuşulur, lazım olan açıklanır.
Bu sözlerin ışığında, son günlerin önemli görüşmelerine, ne açıklandığına ve nelerin gizlenmiş olabileceğine göz gezdirelim:
Diplomasinin gizli kodları Çin, Ortadoğu'da ne arıyor?
Suriye konusunda vetosunu neden kullandı?
Amerika'nın yeni savunma konseptinde Asya-Pasifik'e neden ağırlık veriliyor?
Rusya, Afganistan operasyonunda Amerika'ya neden üs veriyor?
Başbakan Erdoğan'ın Çin'e yapacağı çok ama çok önemli gezisinin kodları nedir? Mayıs ayında neden Pakistan'a gidecek?
İsrail Başbakanı ABD Başkanı Obama'yı sadece İran kartıyla mı sıkıştırıyor? Gösterilmeyenler arasında Filistin devleri kuruluşu var mı? Gazze konusunda, Başbakan Erdoğan ve Başkan Obama arasında neler konuşuldu?
Yapılan açıklamalara tekrar göz gezdirdim, açık diplomasinin bu derin sorulara cevap verdiğini göremedim.
Tecrübenin konuşturduğu değerli büyüğümün sözlerine bakınca, Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Obama arasında gerçekten önemli konuların ele alındığını, Tahran temaslarının gizlenen yönlerinin varlığını düşünmemek mümkün değil.

Çin gezisinin önemi
Yukarıdaki sorular içinde bir tanesi gerçekten çok dikkati çekici.
Başbakan Erdoğan, Çin Başbakanı Wen Jiabao'nun davetiyle Pekin'e 8-11 Nisan tarihlerinde gerçekleşeceği gezinin çok boyutlu sonuçlarından bahsediliyor.
Uygur Türkleri'nin yaşadığı Sincan'a da uzanacak gezide, bölge ve uluslar arası gelişmeler konusunda fikir alışverişinin yapılacağı, ikili ilişkilerin geliştirilmesi konularında da bir dizi anlaşmaların imzalanacağı belirtiliyor.
Dünyanın bugünkü tablosuna bakarsak, üç büyük küresel ülke var.
Amerika, Rusya ve Çin.
Başbakan Erdoğan, Başkan Obama ile geçen hafta baş başa görüştü.
Erdoğan ile Rusya'nın lideri Putin arasında büyük yakınlık olduğu gerçek. Şimdi, Başbakan Çin'e gidecek.
Sadece bu trafiğe baksak bile, Türkiye'nin bölgesel güç konumunu, küresel aktör özelliğini görmemek mümkün mü?
Bu görüntünün alt yapısına girersek, gerçekten Türkiye'nin 21. yüzyılın yıldızı olacağını "konuşmayacak dil, duymayacak kulak, görmeyecek göz" olamaz.
Çin ziyareti sonrasında Başbakan Erdoğan'ın yapacağı yeni hamleler de dikkati çekici. Erdoğan'ın, 22 Mayıs'ta Pakistan'a, ardından da 23-24 Mayıs'ta da Kazakistan'a yapacağı gezilerin alt yapısına dikkatle bakarsak, Türkiye'nin Afganistan'da neden bulunduğunu çok daha iyi anlarız.
Amerika'nın yeni savunma konseptinde Çin'i çevreleyen Asya-
Pasifik planına, Rusya'nın da Amerika ile birlikte Çin'i çevreleme taktiklerine katılmasını dikkatle okuyalım.
Başbakan Erdoğan, Başkan Obama ile konuşurken, çok daha önemli kartlarını Çin gezisi sonrasına saklamış olabilir mi? Veya Erdoğan ile Obama, Çin'i konuşmuş olabilirler mi?
SONUÇ:
Dünyanın üç büyük küresel gücü, Amerika-Rusya-Çin ve bu güçlerle dans eden "Yeni Türkiye" fotoğrafına, tekrar evet tekrar bakılmasında büyük sonuçlar görülecektir.