Tarihi 9 Mart 2012

Vatikan sustu, BBP konuştu

Vatikan'ın ve Hıristiyan dünyasının tepki vermesi, karanlık ve kirli çevrelerin rahatsız olması gerekirdi. Oralardan herhangi bir ses gelmedi. Buna karşılık, BBP adına yapılan bir açıklama ile süreç baltalanmaya çalışıldı.
Malum, birkaç gündür Barnabas İncili ile merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü arasında irtibat olabileceği iddialarını gündeme getirdim. Merhum'un da katıldığı bir görüşmede yaşanılan diyalogları yazdım.
Cep telefonumdan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici aradı. Yazılanlardan rahatsız olduğu beliydi. Önce, "O tarihte Genel Başkan Ankara'da değildi" dedi. Tarihte hata olabileceğini, ancak 14 ile 23 Mart tarihleri arasında böyle bir görüşmenin gerçekleştiğini kendisine anlattım. Sonra, ısrarla isim istedi.
Kendisine, bu isimleri sadece Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na verebileceğimi söyledim. Olayın ortaya çıkabilmesi için her türlü iddianın araştırılması, kimsenin bundan rahatsızlık duymaması ve BBP olarak da bu tür çalışmalara destek vermeleri gerektiğini uzun uzun anlattım.
Anladığını sandım. Aradan geçen saatler gösterdi ki, ya anlamamış ya da başka bir hesap galip gelmiş. BBP tarafından açıklama yapıldı.
Dört noktanın altı çizildi:
1) Sürekli olarak "Muhsin Başkan 22 Mart'ta Ankara'da değildi" vurgusu yapılıp, iddialar ciddiyetten yoksun gibi gösterildi.
2) Ben, hem yazımda, hem de BBP Genel Başkanı ile yaptığım görüşmede savcılık istediği takdirde isimleri vereceğimi belirtmeme rağmen, "Bunları savcılıkla paylaşmalıdır" denildi.
3) BBP olarak böyle bir görüşmenin kendileri tarafından bilinmediği belirtildi.
4) "Konunun 3 yıl sonra gündeme getirilmesi dikkat çekicidir" denilerek, iddialar yalanlanmaya çalışıldı.
Gerçekten çok garip ve anlaşılır gibi değildi.
Normal şartlarda teşekkür etmesi gereken BBP Genel Merkezi, ortaya atılan iddiaları çürütmeye ve başlatılacak bir sürecin önünü önceden kesmeye çalışıyordu!
Neden ve niçin?

* * *
Şimdi sondan başlayıp, BBP'nin "açıklama" adını verdiği bu garip metne tek tek cevap verelim:
BBP, konunun 3 yıl sonra gündeme getirilmesine tepki gösteriyor. Oysa, olay uzun süredir tartışılıyordu. Rahmetli Yazıcıoğlu ile bu görüşmeyi yapanlar, baktılar ki 3 yıldır sonuç alınamadı, halen ortada bir iddianame bile yok. "Bir de buraya bakılsın" diye bildiklerini açıkladılar. Şimdi soruyorum, "Belki bizim bir katkımız olabilir" diye düşünerek yanlış mı yaptılar?
BBP yöneticileri, böyle bir görüşmeden kendilerinin haberdar olmadıklarını belirtiyorlar.
Ne biçim ifade bu? Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaptığı her görüşmeyi sizlere rapor etmek gibi bir misyonu mu vardı?
Yazıcıoğlu, sizin lideriniz miydi, yoksa memurunuz mu?
BBP'nin açıklamasında, benim elimdeki bütün bilgileri Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı ile paylaşmam gerektiği belirtiliyor.
Avukatlar tarafından bu konuda girişimde bulunulacağı ifade ediliyor. Bu satırlar bile, konuyu nasıl takip ettiklerini ve olup bitenin ne kadar uzağında bulunduklarını gösteriyor. Çünkü, açıklamanın yapıldığı saatlerden çok önce, o isimler savcılık makamının eline geçti. UYAP kanalı ile gerekli yazışmalar yapıldı.
Açıklamanın tek elle tutulur tarafı, görüşmenin gerçekleştiği belirtilen 22 Mart'ta merhum Yazıcıoğlu'nun Ankara'da bulunmadığı iddiası olabilir. O tarihte değil de birkaç gün önce ya da bir gün sonra bu görüşmenin yapılmış olması neyi ispat eder ve neyi değiştirir? Böyle bir görüşme oldu ve yazdığım diyaloglar aynen yaşandı. Destici'nin ısrarla benden istediği isimler gidecekler ve yaşadıklarını savcılara ayrıntılarıyla anlatacaklar.
Gerçekten anlayamıyorum, bu rahatsızlık niye?
İnanın merak ediyorum, BBP Genel Merkezi ne yapmak istiyor?
Barnabas İncili'nin tercüme edilebilen kısmında, Vatikan'ın iddialarının aksine, İslam müjdelenip, "Bir peygamber gelecek ve O'na tabi olanlar dolgun başaklar gibi olacak" satırlarının bulunduğu belirtiliyor. Fetih Suresi'nin son ayetinde de Muhammed Ümmeti'nin İncil'deki vasıfları belirtilirken "Filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzer" ifadesi kullanılıyor.
Biz, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun bu gerçeği ortaya çıkarmak için çabaladığını yazıyoruz. Bu yöndeki iddiaları gündeme getiriyoruz. Vatikan yerine BBP rahatsız oluyor.
Gerçekten inanılır ve anlaşılır gibi değil.
Durum bu olunca da "neden, niçin, hangi amaçla" gibi sorular da peş peşe geliyor!