Eliz Sakuçoğlu

ELİZ SAKUÇOĞLU

Tarihi 25 Haziran 2016

Yeryüzünde cennet

Bir yaz insanı ve deniz tutkunu olarak dünyada en sevdiğim duygulardan biri; cayır cayır yanan güneşin ve deniz suyunun tenimde bıraktığı tuz parçalarını yakması, sonrasında serinlemek için tıpkı bir denizkızı misali soğuk sulara dalışımdır… Yaz ve kumsal denince aklıma ilk bu his geliyor. :) Masmavi gökyüzünün en tepesinde tüm ihtişamı ile ışıl ışıl parıldayan bir güneş… Sıcak ve altın rengi kum, soğuk ve berrak bir deniz, ferahlatıcı dalgalar ve içecekler… Kendinizi bir palmiye ağacının gölgesinde dinlenirken uçsuz bucaksız denizin manzarasını içinize çekerken hayal edin.
Tüm sıkıntılarınızı unutup bedeninizi dinlendirebileceğiniz, tüm dış sesleri susturup iç sesinizi dinleyebileceğiniz, dünyanın gürültüsünden sıyrılıp sessizliğin tadına varabileceğiniz, çevreniz palmiyeler ile sarılıyken gün batımında yürüyüş yapabileceğiniz bir yer düşünün.
Bu yaz eğer böyle bir yerde tatil yapma gibi planlarınız varsa çok uzaklara gitmenize gerek yok. Size yeryüzünde cenneti yaşayabileceğiniz bir yer tavsiye edeceğim. Bu yer; Çeşme'de bulunan Before Sunset Beach… Buranın nefes kesen ambiyansı, tertemiz denizi ve plajı ile unutulmaz bir tatil deneyimi yaşayacağınızı garanti ediyorum.



Leziz yemekler ve ambiyansı destekleyen harika müzikler eşliğinde ister benim gibi sakin bir tatil deneyimi yaşayabilir, isterseniz buranın meşhur after hour partilerinde kurtlarınızı döküp doyasıya eğlenebilirsiniz.
Bir dediğinizi iki etmeyen, memnuniyetiniz için ellerinden gelen her şeyi yapan, son derece güler yüzlü ve samimi çalışanları ile 'Before Sunset Beach' açıldığı ilk günden beri benim favorim…


'RUHUM SÖRF'ÜN ÇEKİM ALANINDA!'
"Rüzgara hükmedemezsiniz; ama yelkeninizi yönlendirebilirsiniz" Erkek arkadaşımın doğum günü dolayısıyla uzun zamandır dilinde olan rüzgar sörfünü yapma merakından ona 1 haftalık eğitim paketi hediye etmeye karar verdim.
Uzun araştırmalar sonucu hem arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine hem de internetten topladığım yorumlarla Bubi Sörf Okulu'nun en iyisi olduğuna kanaat getirdim ve ikimiz için bir ders programı ayarladım.
Rüzgâr konusunda ilk 2 gün şansızdık.
Ancak sonradan hava şartları lehimize döndü ve derslere başladık.
Beran her konuda olduğu gibi bunda da maharetini konuşturdu.
Sanki anadan doğma bir sörfçüymüş gibi rüzgar eşliğinde sörf tahtasının üzerinde tüm yeteneğini sergiledi.
Sıra bana geldiğinde maalesef durum bu kadar parlak değildi.
O kadar spor yapıyor olmama rağmen, bu tarz hesap kitap işi gerektiren sporlarda çok zorlandığımı itiraf etmeliyim. Yani sörf tahtasının üstüne çıktığımda pilates veya kickbox yaparkenki rahatlığımdan ve kendime olan güvenimden eser yoktu. Fettah hocamın öğrettiği tekniği anlamak ve uygulamakta yeterince zorlanırken bir de rüzgara meydan okuyarak dengemi sağlamaya çalışıyordum. İlk başta kendimi buz üstünde paten yapmaya çalışan bir fil gibi hissettim. O anlarda pes etmek de aklımdan geçmedi değil. Ama sonra aklıma yeni kaybettiğimiz efsane boks üstadımız Muhammed Ali'nin bir sözü geldi: "Antrenmanların her dakikasından nefret ediyordum. Ama kendi kendime 'Vazgeçme' dedim.
Şimdi sıkıntı çek ve hayatının geri kalanını bir şampiyon olarak yaşa." Şampiyonluk gibi bir hayalim olmasa da ilgilendiğim her spor dalında olduğu gibi en iyi olmayı istiyorum. Çünkü dalgaların boarda vururken çıkardığı ses ve rüzgârı arkanıza alıp tek başınıza kıyıdan uzaklaşmanız kanatlarını açmış rüzgara karşı uçan bir kuş duygusu oluşturuyor. Bu ilk tecrübe hayatımın en zevkli dakikalarından biri oldu.
Bubi Sörf'te herkes koca bir aile gibi olduğu için çok şanslıyım.



Buradakiler resmen hayatın şifresini çözmüşler. Şehirdekiler gibi değiller; daha basit yaşıyorlar ve çok daha mutlular. Henüz 15-16 yaşlarında olup 8 yaşından beri sörf yapan ve bana azimleri ile ilham olan Ayşe, Kaan, Lara-Mey, Efecan gibi minik arkadaşlarımdan tutun Fettah, Berkay ve Korhan hocama kadar hepsi için sörf bir tutku haline gelmiş ve size bu sporu sevdirmek konusunda da çok çaba sarf ediyorlar. Tüm gününüzün orada nasıl geçtiğinin farkına bile varmıyorsunuz. Şöyle ki orada geçirdiğimiz günlerde hayattan tek beklentimiz rüzgârın artması oldu.
O zaman anladım ki sörf sadece bir spor değil, bir yaşam biçimi...
En çok yaz tatillerini sevmeme rağmen spor yapamama konusunda sıkıntılıydım. Aşırı sıcaklardan dolayı hep kapalı yerlerde antrenman yapıyordum.
Artık buna gerek kalmadan hem gün boyu güneşin tadını çıkarıp hem de spor yapabiliyorum.
Rüzgar sörfü gönlümü çeldi. :) Siz de benim gibi yeni maceralar aramayı, kendinize meydan okumayı seviyorsanız; rüzgâr sörfü yapmak sizi fazlasıyla mutlu edecektir. İzlediğim filmlerden ve belgesellerden hafızama hep asil, hep özgür ve korkusuz insanların yaptığı bir spor dalı olarak hafızama kazınmış bu sporu, çok mu çok sevdim.
Sörf; özgürlük demek, doğaya baş kaldırmak değil onunla uyum içinde olmak demek, sessizlik demek, rüzgârla dans demek, tüm sorunlardan uzaklaşmak demek…