Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 29 Mayıs 2015

Aydınların derdi 'engelleyememek'!..

Adamlar (ve kadınlar) aydın ya; çağrıları da 'acil' olmak durumunda.
İrili ufaklı 200 'aydın' bir araya gelip 'Acil Çağrı' yayınlama ihtiyacı hissetmişlerse, ola ki içinde memleket gerçekleri ile alakalı bir şeyler vardır ümidi ile bakıyoruz... Yok maalesef.
Yani insaf!.. Çağrı dediğin, içinde biraz olsun doğru unsurlar barındırır ve çarpıtma yapılacaksa da onun üzerinden yapılır. Ama bu metin, 'çağrı'dan daha çok oyuncakları ellerinden alınmış çocukların şikayeti. "Ülkemiz (...) olağandışı bir rejimle idare edilmektedir. (...) 'Paralel yapı' ile mücadele gerekçesiyle (...) yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılmış, iktidarın denetlenmesi imkânsızlaştırılmış, (...) Saray'ın yönlendirdiği yeni bir vesayet rejimi oluşturulmuştur."
Paralel Yapı var mı? Var. İmza sahiplerinin çoğu vaktiyle bundan şikayetçi miydi? Evet. Hukuk kuralları yerine bir yerlerden aldıkları emirlerle hareket eden yargı mensupları var mı?
Evet, var. Bunlarla mücadele etmek gerekli mi? Tabii ki evet!
O halde dert ne?.. Şöyle diyorlar: "İktidarın denetlenmesi imkansızlaştırılmış"... İmzası bulunanlardan bazılarının daha önce dile getirdikleri talepler hatırlandığında, bunu 'İktidarın memleket için yapacaklarını engellemek imkansızlaştırılmış' şeklinde okumak durumundayız. 'Saray'ın yönlendirdiği yeni bir vesayet rejimi' iddiası, komik. Saray dedikleri malum, Cumhurbaşkanlığı. Vesayetin her türlüsünü ayağının altına almış bir Cumhurbaşkanı var orada şimdi. Asıl mesele yeni bir vesayet filan değil. Böyle bir şey yok çünkü. Ama 'bizim ve bizden olanların vesayetini bitirdi' diyemedikleri için, başka türlü ifade etmeye çalışıyorlar.
Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı'nın doğruları dile getirmesi, en önemli problemleri... Çünkü kitabın ortasından konuşuyor ve söylediklerinin tümü de doğru... Bildirinin esas amacı... "Cumhurbaşkanı'nın Anayasaya rağmen inatla seçim faaliyeti yürütmesi, durumu daha da sorunlu hale getirmekte" imiş. 'Anayasa'ya rağmen' sözü, laf olsun diye konmuş metne belli ki. Çünkü Anayasa'da Sn. Cumhurbaşkanı'nın milletimizle buluşmaları ile ilgili bir sınırlama yok. Sorunlu hal ise kısmen doğru: Aydın geçinenler üstü kapalı sözlerle bulanık suda balık avlamaya çalışırlarken, Sn. Cumhurbaşkanı açık ve net ifadelerle konuşarak, onların niyetlerini açıklıyor milletimize... "Seçimden başkanlık sistemi çıkartma kararlılığı ile insanların kutsalları siyasete malzeme yapılmakta, toplumu zıtlaştırıcı dil yaygınlaştırılmakta" da denilmiş çağrıda. Karşı oldukları anlaşılan Başkanlık Sistemi ile alakalı üçbeş değerlendirme cümlesi arıyor insan, yok.
Yine de, insanların kutsallarının olduğunun farkına varmış olmaları, güzel. Toplumu zıtlaştırıcı dili yaygınlaştıranların, bunun yapılmasından şikayetçi olmaları da, iyi bir gelişme.
Ve çağrının püf noktası: "Bu ortamda HDP'nin barajı geçmemesi için yürütülen kampanya ile eşzamanlı olarak peş peşe fiziki saldırılara uğraması (...) endişelerimizi daha da artırmaktadır."
Evet, belli ki çağrının esas amacı budur. Ama, toplumdaki karşılıkları koskocaman bir hiç olan sözüm ona aydınlar, metne 'Seçmenlerin silahla tehdit edilmelerine karşıyız' gibisinden bir cümle de koysalardı keşke...
Böylelikle, çağrıda hiç değilse tek bir 'doğru' bulunmuş olurdu...
Mevcut haliyle yok çünkü...