İstediğimizde satmıyor, başka yerden almaya kalktığımızda ise karşı çıkıyorlar, sözüm ona müttefiklerimiz...
Uzun menzilli füze sistemleri konusu gündeme gelince, NATO müttefikimiz olan ülkelerin komplike sistemleri bize çok pahalıya sattığını da öğrenmiş olduk. İş bu kadarıyla kalsa, sineye çekilebilirdi belki. Ancak pahalılık işin sadece bir yönü.
Dost ve müttefik ülkeler, sudan denilebilecek sebeplerle bu sistemleri bize satmama kararı alabiliyorlar mesela. Başka yerlerden temin etmeye çalıştığımızda da, fena halde canları sıkılıyor ve başta ittifak içinde bulunan ülkelerin silah sistemlerindeki uyum konusu olmak üzere, bin dereden su getirmeye başlıyorlar.
Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı gibi: Türkiye'ye parasıyla silah sistemleri vermeye yanaşmayanların, terör örgütlerine bedava dağıtmaları da apayrı bir husus...
Batılı müttefiklerimiz, savunma ihtiyaçlarımızı ülkemizi yönetenlerin arzu ettikleri gibi davranması yönünde bir tür tehdit aracı olarak kullanmaya çalışıyorlar yani. Yöneticilerimiz bu hususta kararlı davranıp başka yerlerden temin için harekete geçtiğinde, önce bunu bir tür blöf değerlendiriyor, ciddi olduğunu anlayınca da bağırıp çağırmaya başlıyorlar.
Eski Türkiye Yeni Türkiye ayırımı da burada netleşiyor. Batılıların istediği gibi davranan ve alternatiflere kafa yormayan Türkiye yok artık. Onun yerine, kendi ayakları üzerinde durma kararlılığında ve her meseleye kendi menfaatleri açısından bakan Yeni Türkiye mevcut şimdi.
KÖTÜ MÜTTEFİK...
Yeni Türkiye'nin yöneticileri, ihtiyaç olan her neyse bunun başka kaynaklardan temini için tereddüt etmeyince de, başta ittifak içerisindeki silah sistemlerinin uyumu olmak üzere, değişik bahanelerle gürültü çıkarıyorlar müttefiklerimiz.
Oysa aynı ittifak içinde bulunan başka bazı ülkelerin de benzeri uygulamalar yaptığı ve herhangi bir problem çıkmadığı biliniyor. Yunanistan'ın, ülkemizin Rusya'dan almaya karar verdiği uzun menzilli füze sistemlerinin benzerini kullanıyor olması, mesele teşkil etmiyor mesela. Ancak, Türkiye benzer adımlar atında, işler karışıyor nedense.
Açık olan hususlardan birisi, Türkiye konusunda farklı muameleye meraklı batı aleminin negatif ayrımcılık yaptığı. Bu çifte standart örneği davranışların esas sebebi de, ülkemizin kendi ayakları üzerinde durma konusundaki kararlılığı, belli ki...
Müttefiklerimizin ihtiyacımız olanı bize satmamaları, başka yerden almaya kalktığımızda bozulmaları ile bağlantılı bir başka mesele var... O da, ülkemizden birilerinin ve bu arada özellikle de ana muhalefet partisi yetkililerinin, bu garip tavra destek verir şekilde davranmaları... Bu durum, meselenin belki de en vahim tarafı.
İstediğimiz silah sistemlerinin bize satılmamasına hak veren bu zevat, İhtiyacımızı başka kaynaklardan temin etmemize de, batılılardan fazla bozuluyorlar... Oysa, güya objektif olma iddiasında olduklarından, hiç değilse farklı muameleye karşı çıkmalılar diye bekliyor insan...
Yeni Türkiye'nin güzel taraflarından birisi de, akla karayı birbirinden ayırabilme kolaylığı... Kimin dost, kimin düşman olduğu yanında; kimin ülke menfaatleri için, kimin de başkalarının menfaatleri için çalıştığını anlamak, az bir kazanç değil...
İşin en güzel taraflarından birisi de, savunmamız için gerekli bu tür savunma sistemlerini de yapmak zorunda olduğumuzun iyice netleşmeye başlaması... Kötü müttefikler bizi mal sahibi yapacak anlaşılan...
