Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 11 Eylül 2017

‘Bismillah Airlines’

Dakka'dan Cox's Bazar'a gitmek üzere bindiğimiz pervaneli uçaktayız. Burası Arakan'dan kaçanların yerleştirildiği kamplardan birisi olan Kutupalang'a yakın bir havaalanı. Pilotun yolculukla ilgili bilgi vermeye Besmele ile başlaması şaşırtıcı idi.
'Allahü Ekber, Allahü Ekber, Allahü Ekber' diyerek ve salavat getirerek devam etmesi de...
Cox's Bazar'a indiğimizde havaalanında park halinde bulunan uçaklardan birisinin üzerinde 'Bismillah Airlines' yazıyor olması da ilgi çekiciydi...
Bangladeş'le alakalı bildiklerimizi gözden geçirmek gerekiyordu anlaşılan.
Cumhurbaşkamımızın eşi Emine Erdoğan'ın beraberinde Oğlu Bilal Erdoğan, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, bazı milletvekilleri ve çeşitli kuruluşların yöneticilerinin de bulunduğu bir heyetle ziyarete gittiği Kutupalang Kampı, Bangladeş'te bulunan 10'un üzerindeki mülteci kampından birisi.
Oldukça kalabalık ve çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya bir ülke olan Bangladeş, 2012'den itibaren mülteciler konusunda elinden geleni yapmış belli ki. Ağustos sonlarında başlayan katliamlar sebebiyle canlarını kurtarmak için bu ülkeye yeni geçenlerin sayısı da, son bilgilere göre 300 bine yaklaşmış durumda.
Kutupalang Kampı'nda gördüklerimiz çok da iç açıcı değildi şüphesiz.
Kızgın güneşin altında, çoğu başlarını sokabilecek bir dam bulamayan binlerce insan... Bambuları barakamsı bir şekilde yerleştirip üzerini bir de naylonla kapatabilme imkanı bulanlar mutlu bile denebilir nerdeyse. Çünkü çarşaf, battaniye ya da naylon altında barakaların kenarlarına ya da ağaç altlarına sığınmış insanlar da var...
Yiyecek, içecek konusunda çok vahim bir durum gözükmüyor. Doyasıya yiyemiyorlar belli ki, ama aç da değiller. Ancak bu kadar insanın tuvalet ve temizlik ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını düşünmek bile zor.

YARDIM AMA NASIL...
Kamp alanında gözün görebildiği her yer insan. Çocuklar, kadınlar, gençler, ihtiyarlar... Kampta kendilerine sağlanabilecek imkanların kısıtlı olduğunu, yaklaşan yağmur mevsimi ve ardından kış aylarının son derece zor geçeceğini biliyorlar belli ki...
Bangladeşli görevlilerle kamp sakinleri arasında karşılıklı bir uyum var. Kalabalığa rağmen, herhangi bir taşkınlık yaşanmıyor belli ki...
Cox's Bazar'dan kampa, iki saatlik araba yolculuğu sırasında gördüklerimize bakılırsa, sıradan Bangladeşlilerin yaşadığı hayatın da kamptakinden pek farkı yok gibi...
Heyette bulunan TİKA, Kızılay ve AFAD mensupları, Kutapalang Kampında bulunanlar başta olmak üzere, Arakan'dan kaçan mültecilere yardım ulaştırmak için kolları sıvamış durumda.
Bu kuruluşların bölgedeki temsilcileri, yakın bölgelerden temin ettikleri uygun yardım malzemelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilmek için cansiperane çalışmalarını sürdürmeye devam edecekler belli ki. Aynı zamanda Myanmar'da da ülkemizin göndereceği 100 tonluk yardımın ulaştırılması faaliyetlerinin sürdüğünü öğreniyoruz.
Ülkemizde Arakanlı mülteciler için yardım toplamak üzere harekete geçenlerin bilmesi gereken ayrıntılar da önemli. Türkiye'de toplanacak aynı yardımları oraya ulaştırmanın imkansız olduğunu bilmek gerekiyor öncelikle.
Yapılabilecek en akıllıca şey, kampa yakın bölgelerden temin edilecek yardım malzemelerini ulaştırmaya çalışmak.
Tabii bunu da, oradaki insanların neye ihtiyaçları olduğunu iyi bilerek yapmak gerekiyor.
Oldukça zor ve yürekler yakan bir durum. Bir yandan Myanmar'da yaşanan vahşeti engellemek ve bir yandan da mağdurların sıkıntısını gidermek üzere yapılan çalışmaların en önünde Türkiye'nin olması da sevindirici bir durum. Diğer İslam ülkelerinin daha faal olmalarını beklemek de hakkımız...