Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 7 Eylül 2017

Hala anlamıyor musunuz?..

Alman Şansölye Angela Merkel'in son incisi, "Türkiye'nin, hukukun üstünlüğünden hızla uzaklaştığını" öne sürmek olmuş... Türkiye'de tutuklu bulunan 12 Alman endişeye sebep oluyormuş çünkü...
Merkel, günlerdir istediği halde Türkiye yargısı tutuklu 12 Alman vatandaşını salmadığı için söylüyor bu sözleri. Yani ona göre hukukun üstünlüğü, kendi istediğinin yapılması demek.
Bu sözleri söyleyen Almanya'nın, Türkiye'nin gönderdiği teröristlerle ilgili 4 bin 500 dosyayı 'hukukun üstünlüğü' adına raflarda tozlanmaya bıraktığı bir gerçek.
Yani Almanya söz konusu olduğunda mahkemelere karışılması dahi telaffuz edilemez. Ama Türkiye söz konusu olduğunda mahkemelerin Alman Şansölye'nin talebini kabul etmemesi, hukukun üstünlüğünden uzaklaşmak olur...
Almanya'da uzunca bir süredir devam eden Türkiye karşıtı tavrın, bu ülkede seçimlerin yapılacağı 24 Eylül tarihi yaklaştıkça daha da şiddetlendiği dikkat çekiyor. Seçimin favorisi gözüken partiler, ülkemiz aleyhine açıklamalar yapmakta adeta birbirleriyle yarışıyorlar.
Seçimlerle ilgili olduğu düşünülen bu tavrın, seçimler olup bittikten sonra makul bir çizgiye gelebilmeyi zorlaştıracak seviyelere çıkarılması da, başta Merkel olmak üzere Alman politikacıların gözlerini iyice kararttıklarının göstergesi.
Alman siyasilerin Türkiye'ye yönelik bu anlamsız tavırlarının objektif olarak herhangi bir haklılığı da yok. Buna rağmen, sözde bağımsız Alman medyası da aynı şekilde davranmakta kararlı gözüküyor.
PKK, DHKP-C, FETÖ ve benzeri binlerce iade dosyasını raflarda bekleten ve bunlarla ilgili olarak bağımsız yargı bahanesine sığınan Almanlar'ın, bize yönelik tuhaf davranışlarının görünüşteki en önemli sebebi de ülkemizde terörle bağlantılı suçlarla bağlantıları olduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan 12 Alman vatandaşı.
Teröristleri barındıran ve onlara kol kanat gererek iade talepleri konusunda parmağını bile kımıldatmayan ve eleştiriler karşısında yargının bağımsızlığını öne süren Almanlar'ın, Türkiye'de yargı yokmuş gibi davranmaları, meselenin en dikkat çekici yanlarından birisi.

BOYUN EĞELİM İSTİYORLAR
Almanya, Türkiye münasebetleri söz konusu olduğunda dikkat çeken esas konu ise, objektif olarak zerre kadar haklılıkları bulunmayan Alman siyasilerin davranışlarını makul ve mantıklı karşılama eğiliminde olan içimizdekiler.
Kendi yargısını barındırdığı binlerce terör örgütü mensubu için kalkan olarak kullandığı halde, Türkiye'nin çeşitli sebeplerle tutukladığı 12 kişi bahanesiyle ortalığı velveleye veren Almanya gerçeği ortada. Ancak, ilişkileri daha fazla germemek ya da çeşitli başka bahanelere başvuran içimizden birileri, Almanya her ne yaparsa yapsın, ülkemizin yumuşak başlı olması ve boyun eğmesi gerektiğini savunuyorlar.
Almanya'nın, Avrupa Birliği'nin en önemli ülkesi olduğu, dış ticaretimizde büyük paya sahip bulunduğu dolayısıyla bizi ekonomik olarak sıkıntılara sokabileceği yorumları öncelikli bahanelerden. Gümrük Birliği ile ilgili anlaşmanın yenilenmesi konusunda bize ciddi güçlükler çıkarabileceği hatta bizi birlikten çıkarabilecekleri gibi iddialar da gündemde.
Ancak Almanlar'ın Türkiye'deki yargı bağımsızlığını hiçe sayan ve dahası 'Biz ne istersek mutlaka yapmalısınız' şeklindeki tavrının kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerçeği, yumuşama yanlılarının pek umurunda değil gibi.
Avrupa Birliği ülkeleri arasında ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verdiği bilinen Almanlar'ın, Türkiye'de Gezi Olayları, 17/25 Aralık ve özellikle de 15 Temmuz darbe girişiminin başarıya ulaşmaması sebebiyle kızgınlıklarını bu yolla gidermeye çalıştıkları da konuyla ilgili yorumlar arasında.