Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 22 Mayıs 2017

Yeni döneme merhaba...

Beklenen oldu: Geçtiğimiz günlerde partisine üye olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan artık AK Parti Genel Başkanı. AK Parti iktidarları döneminde sürekli olarak değişimler yaşayan Türkiye'yi belli ki bundan sonra da önemli değişiklikler bekliyor.
2019'a kadar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uyum için yapılacak mevzuat değişiklikleri, konunun sadece bir tarafı.
Birçok yorumcu tarafından İkinci Erdoğan Dönemi olarak adlandırılan önümüzdeki süreç, sadece yeni hükümet sistemine uyumla ilgili teknik çalışmalardan ibaret olmayacak belli ki. Parlamenter Sistem döneminde halledilmesi kolay olmayan birçok problemin çözülmesine yönelik adımların atılacağı muhakkak. Çünkü bundan sonrasına verilen isimlerden birisi de Yeni Atılım Dönemi.
2002'den 2017'ye ekonomik olarak üç misli büyümüş Türkiye'nin hedefleri malum. Bunlardan mesela bürokratik mekanizmaların gerek. Bunun için ekonomik konularda çok daha sağlam adımlar atılması, beklenen değişikliklerin başlıcalarından.
Vaktiyle toplu iğne bile üretemeyen bir ülkenin, şimdilerde savunma sanayi başta olmak üzere birçok sahada kendi kendine yetebilecek seviyeye gelmek üzere olması, bilinçli teşviklerle çok daha ileri merhalelere ulaşılabileceğinin göstergesi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle ilgili süreçte çok vurgulanmış olmasa da, bundan sonrasının belirleyici esaslarından birisi de bütün sahalarda bürokrasinin alabildiğine azalacak olması. Başlı başına bu özellik bile, bundan sonraki yürüyüşün artık 'sıçrama' şeklinde olabileceğine işaret ediyor. Her ne kadar azaltılmış olsa da, eski alışkanlıklarını belli ölçüde sürdüren bürokratik mekanizmaların söz sahibi olduğu günler geride kalacak yani.
Eğitim konusu, yeni dönemde belki de en acil olarak üzerine gidilecek konulardan birisi. Bütçeden milli eğitime ayrılan en büyük pay şüphesiz bundan sonra da sürecek.
Ama eğitim sisteminde çok daha başarıları olunabilmesi için radikal değişikliklere de imza atılacak. Cumhurbaşkanımız, geçtiğimiz gün Külliye'de gençlere yaptığı konuşma sırasında bu hususta bazı ipuçları da verdi zaten.

HANGİ ÖZGÜRLÜK!..
Yeni döneme yönelik en önemli beklentilerden birisi de, son dönemlerde sıklıkla vurgu yapılan özgürlükler konusu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle beraber, bu sahada bazı adımlar atılması gerektiği kanaatinin herhalde karşılığı da olacaktır. Ancak bu beklentinin gerçekte ifade ve basın özgürlüğü mü yoksa hakaret ve ihanet özgürlüğü mü olduğunu iyi tespit etmek gerek.
Medyası, aydınları, STK'ları ile muhalefetlerini alabildiğine çirkin bir seviyeye taşımış olan bazı çevrelerin ifade ve basın özgürlüğünden anladıkları, sıradan insanlarınkinden oldukça farklı.
Bunların özgürlükten anladıkları, düpedüz sövme ve devlet sırrı mesabesindeki bilgileri rahatlıkla yayınlayabilme özgürlüğü.
Herhangi bir ülkede kesinlikle akıldan bile geçirilemeyecek şeyleri yapabilme özgürlüğü isteyenlerin hedefi, mevcut yapıyı sarsabilmek ve belki kıyısından köşesinden iktidara ortak olabilmek.
Sonrası da, ülkeyi birilerine teslim etmek...
Uluslararası birtakım mihrakların desteği ile hareket eden bu çevrelerin maksatlarına ulaşmaları halinde yaşanabilecekleri tahmin etmek ise zor değil. Hele de, güya üçbeş ağaç için yola çıktıkları Gezi Olayları sırasındaki talepler hatırlanırsa...
İkinci Erdoğan Dönemi ya da İkinci Atılım Dönemi... Adı ne olursa olsun, Yeni Dönem ülkemiz ve milletimiz için oldukça hayırlı gelişmelere gebe inşallah.
Yeni döneme hazır olup olmadığımız önemli bir mesele. Özellikle de müzmin AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan muhaliflerinin akıllarını başlarına toplamalarında fayda var...