Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 25 Ağustos 2016

Bu kadar basit mi?..

Tutuklu FETÖ mensuplarının hayat hikayeleri birbirine çok benziyor. Ortaokul ya da lise yıllarında örgütle tanıştıklarını, maddi durumları zayıf olduğu için kendilerine destek olunduğunu, ders çalıştırıldıklarını ve askeri okul imtihanlarına girerken çıkacak soruların cevaplarının verildiğini… anlatmış hepsi.
Bir kere temas kurulduktan sonra bunun sürekli olarak korunduğu ve hayatlarının her aşamasında örgüt adına birisi ile bağlantılarının mutlaka devam ettiği anlaşılıyor.
İtirafçılardan MİT'Çİ Yarbay A.K.'nın hikayesi şöyle başlamış:
"Cemaatle orta 3. sınıfta tanıştım.
Dershaneye gidecek maddi durumumuz olmadığından cemaat evlerinde abilerle ders çalıştım. Onların tavsiyesiyle askeri lise sınavına girip Maltepe Askeri Lisesi'ne kayıt oldum.
1989'da Kara Harp Okulu'na (KHO) başladım. (…) Gülen ile yüz yüze iki kez görüştüm. (…) Vaaz verdi. Yüzümüze bakarak, tek tek kod isimlerimizi verdi…" Diğer hikayelerin çoğu da benzer şekilde.
Kimi ortaokul, kimisi lise ve kimileri de üniversite yıllarında örgüt mensubu haline gelmişler.
Evlerde kalmışlar, F. Gülen'in kitaplarını okumuş, onunla ilgili masallar dinlemişler. Askeri lisede, harbiyede talebe ya da bürokratik görevlerde iken başka evlere, bu defa abileriyle buluşmak, onlardan talimat almak üzere gitmişler. Tabii ki gizlenerek ve kıyafet değiştirerek.
TSK içinde ya da bürokraside kollanmışlar ve hep önleri açılmış.
Bu önlerini açma işinin de, tıpkı imtihanlarda olduğu gibi başkalarının hakkı yenilerek yapıldığına şahit olmuşlar.
Evlilikleri, arkadaşlıkları, nasıl yaşayacakları, nasıl ibadet edecekleri ya da etmeyecekleri… abiler vasıtasıyla kendilerine aktarılmış. Ve anlaşıldığı kadarıyla da hep itaat etmişler… İtaatın karşılığı yükselmek olmuş…

ROBOT MU BUNLAR?..
Bütün bunların nihai amacı ile alakalı kendilerine neler anlatıldığı konusu karmaşık. İtirafçı olanlardan gelenler de dahil olmak üzere, örgütün gerçekçi bir resmini çizebilecek bilgiler yok.
Hayatlarının bütün aşamalarda hak etmediklerini ala ala yükselen, ama bu arada kendileri olamayan, hayatlarını yaşayamayan, istekli olsalar bile ağız tadıyla ibadet etmelerine mani olunan, eş ve çocuklarıyla münasebetleri bile kontrol altındaki birileri söz konusu. Ve sayıları da öyle az buz değil.
İtirafçı Yarbay A.K.'nın anlattıklarının devamı şöyle:
"15 Temmuz olaylarından yaklaşık 1 hafta önce, bir yarbay, beni arayıp görüşmek istediğini söyledi. (…) Bana 17-25 olayları sonrası cemaatin yaşadığı sıkıntıları anlattı ve Ağustos YAŞ toplantısında 3 bin askerin ihraç edileceğini, Gülen'in YAŞ toplantısını istemediğini, gidişata dur deme zamanı geldiğini, darbe yaparak cemaat mensubu subayların TSK ve devlet yönetimini ele geçireceklerini söyledi…" Kısacası şu: 'Fakirdim, okumamı ve sonra yükselmemi sağladılar.
Hayatımı tümüyle kontrol altına alıp en sonunda da darbe girişimi için emir verdiler, ben de uydum'… Okullarda değilse bile sonrasında neden kopmadıkları, okullarda kendilerine öğretilenlerle taban tabana zıt masallara nasıl kanarak hayatlarını ipotek altına aldırdıkları gibi, öğrenilecek çok şey var. Ama asıl öğrenilmesi gereken şey, bu örgütün nasıl olup da memleket çocuklarını birer hain ve katil haline getirebildiği… Bunlar robot değil de birer insansa eğer, bu işler bu kadar basit olmamalı…