Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 23 Ağustos 2016

İnandığı gibi yaşamak...

İnandığınız gibi yaşamıyorsanız, yaşadığınız gibi inanırsınız sözü FETÖ üyelerinin durumu açısından oldukça ilgi çekici bir konu olmalı.
Kasıtlı olarak inandıkları gibi yaşamıyor, yaşadıkları gibi de inanmıyorlardı çünkü...
Bir gün, bir hafta, bir ay hatta belki bir yıl tamam belki ama, nerdeyse bütün bir ömür inandığı gibi yaşamamak, yaşadığı gibi de inanmamak... Zor belki. Ama esas itibariyle anlamsız bir durum. Hayalini kurdukları bir gün için, dinin açık hükümlerini gözardı ederek hayatlarını yıllarca dindar değilmiş gibi sürdürenler, bekledikleri günü yüzlerine gözlerine bulaştırdıktan sonra, şimdi normal bir şekilde yaşayabiliyorlar mıdır dersiniz?..
Kendilerini saklamak için abdestlerini tuvaletlerde alıp, namazlarını ima ile kılan, gerektiğinde içki içen, tesettürlü hanımlarını açılmaya zorlayanlar şimdi normalleştiler mi acaba?.. Yani artık şadırvanlarda abdest alıp, seccadelerinde namaz kılmaya başlamışlar mıdır?.. Gözaltında ya da tutuklu olarak bulundukları yerlerde mescit varsa şayet, oralara devam ediyorlar mıdır?.. Yurt içi ve dışında kaçak olarak yaşayanlar, vakit ve cuma namazlarını camilerde kılıyorlar mıdır artık, yoksa eski alışkanlıklar gereği yine ima ile mi idare ediyorlardır?.. Basit gibi gözükse de, önemli bir mesele bu. Çünkü İslam Dini'nin hükümleri arasında normalde bulunmayan ve ancak çok nadir durumlar için verilebilecek fetvaları bütün hayatları için geçerli kılmış birilerinden bahsediyoruz. İma ile namaz konusunda, ancak yatalak olup vücudunun herhangi bir yerini oynatamayan kişilere fetva verilebilir mesela. Kendini saklamak için içki içme meselesi de, garip bir mesele. Sadece can kaygısı olması durumunda ve o da bir kereye mahsusen geçerli olabilecek bir hükmü, bütün bir hayat için geçerli hale getirmek, şartları zorlamaktan öte, adeta dini değiştirmek manasına gelir çünkü.

Altın Nesil değil, Katil Nesil...

Kendilerini saklamanın temel gereklerinden birisi olarak, ölçüyü kaçırıp alkolik olmadıysalar, eskiden yaptıkları gibi içki içmelerine gerek kalmamıştır herhalde. Hanımları da yıllardan beridir zoraki bir şekilde giyindikleri dekolteden vaz geçip tesüttüre girmişlerdir, kim bilir...
Tabii ki kendilerini son gelişmelerden sonra bile hala saklayabilen ve fark edilmemek için bu tür uygulamaları belki daha da ileri götürmüş olanlardan bahsetmiyoruz.
Bahsini ettiklerimiz, 15 Temmuz gecesi giriştikleri menfur eylem sonrası deşifre olup gözaltına tutuklananlar. 10, 20, 30 hatta daha fazla yıl, arzu edilen hedefe ulaşabilmek adına kendisini saklamak için normal dini ibadetlerini yapmayan insanların, kısa sürede normal hayata uyum sağlamaları kolay olmaz herhalde...
'Altın Nesil' olarak yetiştirilmek üzere devşirilmişlerdi güya. 15 Temmuz gecesi 'beklenen gün geldi' sloganıyla yola çıkarılıp, helikopter ve tanklarla insanımızı katletmeleri ile aslında 'Katil Nesil' oldukları ortaya çıktı...
Ve 40-50 yıllık çabanın Din, Devlet ve Millet için olmayıp, bir kişinin şahsi emelleri için olduğunu Milletimiz anladı...
Katil Nesil mensupları, üzerlerindeki sihirden sıyrılıp gerçek bir Müslüman gibi yaşamaya başladıklarında, nasıl olup ta eli kanlı katiller haline geldikleri üzerine uzun uzun düşünebilirler... Yaşadıkları gibi inanmaya başlamadılarsa tabii...