Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 27 Mayıs 2016

Zannettikleri gibi değil...

90'lı yıllar... MÜSİAD'ın bir programı vesilesiyle Tunus'tayız. Başkent Tunus'un en önemli eserlerinden birisi olan Zeytune Camii'ne gitmek niyetiyle otelden ayrıldıktan az sonra takip edildiğimizi fark ediyoruz. Yaz mevsimindeyiz ve herkes hafif giysileriyle sokakta iken, takipçilerimiz kocaman telsizlerini saklamak için olsa gerek, pardösü giymişler. O zamanlar Batı'nın ama özelikle de Fransa'nın arka bahçesi gibiydi Tunus... Başörtüsü sokakta bile yasaktı ve sakal hoş karşılanmıyordu. Turist olduğumuz için herhangi bir sıkıntı çıkmayacağı düşüncesiyle, yolumuzu da uzatarak namaz vakti Zeytune Camii'ne ulaştık. İki saf cemaatle kıldığımız namaz sonrası, insanlar hızlı bir şekilde camiyi terk ettiler. Kalan birkaç kişi ile olsun sohbet etme niyetimiz de karşılık bulmadı. İnsanlar kısa cümleler kurup tedirgin bir şekilde uzaklaştılar bizden. Laik ya da daha doğrusu laikçi ve batı uşağı diktatör Zeynel Abidin Bin Ali'nin yönetimindeki Tunus böyleydi işte... Tunus Nahda Hareketinin lideri Raşid Gannuşi'nin Le Monde'a yaptığı "Siyasal İslam'ı bırakıp, demokratik İslam'a geçiyoruz. Siyasal İslam'ı temsil ettiğimizi iddia etmeyi bırakıp, Müslüman demokratlar olduğumuzu söylüyoruz" şeklinde özetlenebilecek açıklama, Türkiye'de de epey yankı buldu. Özellikle de ülkemizi vaktiyle ve halen Zeynel Abidin Bin Ali'nin Tunusu'na benzetme çabaları ile tanınanlar, sevinç naraları atıyor adeta. 'Siyasal İslam'ı terk ediyoruz', 'Tunus da laiklik dedi', 'Tunus'tan laiklik dersi' gibi başlıklar gırla. Hele söz konusu açıklamanın değerlendirildiği gazete köşeleri evlere şenlik. Tunus için hakikaten önemli bir açıklamadan Türkiye'ye yönelik mesaj çıkarma gayreti ile yapılan saçmalamalar birbirini izliyor. Gannuşi'nin Türkiye'de kazanılan tecrübelere göre hareket ediyor olduğu gerçeği, birisinin bile aklına gelmiyor nedense...

ESKİ TUNUS'A DÖNÜŞ YOK
Laikliği evrensel manası ile değil, 'din düşmanlığı' olarak anlayanlar, Gannuşi'nin sözlerini, tekrar Zeynel Abidin Bin Ali'nin dönemine dönüş olarak yorumluyor ve bundan dolayı da seviniyorlar anlaşılan. Tunus'un bizzat eşinin ifadesiyle 'geri zekalı' diktatörü, sığındığı delikte bir gün tekrar Tunus'a dönerek halka zulmedeceği günlerin hayali ile yaşıyordur muhakkak. Bizdeki benzerleri de ellerinden kaçırdıkları hakimiyete tekrar sahip olabilme hesapları yapıyorlar. Tunus'ta yaşananları ve Gannuşi'nin sözlerini çarpıtarak yansıtmaları da bununla alakalı. Arap Baharı sürecinin başladığı ve nispeten en iyi sonuçlarının alındığı Tunus, kendi yolculuğunu sürdürüyor. Geçmişte mensuplarına büyük sıkıntılar çektirilen Nahda da, Tunus'un en önemli gerçeklerinden ve renklerinden birisi. Raşid Gannuşi'nin çıkışı da, Tunus'daki iyiye doğru olan yolculuğun daha hızlı ve daha kolay gerçekleşebilmesi için atılmış bir adım. Kimsenin Tunus'un katı laikçi diktatörlük günlerini özlediği ve ona dönmek istediği yok. Gannuşi'nin açıklamaları, batının İslamofobi'ye haklılık kazandırmak için oluşturduğu birtakım marjinal grupların gölgesinden sıyrılma çabasının uzantısı. Gannuşi de Nahda da yollarına devam edecek ve Tunus'un daha iyi yaşanabilecek bir ülke olması için ellerinden geleni yapacaklar... Olan biten bu, gerisi laf ü güzaf...