Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 12 Şubat 2016

Kaynaşma...

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Lahey'de (Den Haag) Hollanda'da faaliyet gösteren Türkiye kökenli STK mensupları ile buluştuğu toplantıyı izlerken, devlet-millet kaynaşması denilen şeyin Avrupa topraklarındaki örneği herhalde budur diye düşündüm. İnsanımızın sevincini gözlerinden okumak mümkündü. Kendileri gibi olan, kendileri gibi düşünen bir Başbakan'la buluşmanın ve samimi bir şekilde sohbet etmenin, dertleşmenin ve taleplerine karşılık bulabilmenin tadını en iyi onlar bilebilirlerdi çünkü. Devlet, Avrupa'da yaşayan insanımız için mümkün olduğu kadar az temas edilmesi ve uzak durulması gereken bir kavramdı yakın zamanlara kadar. Elçilikler ve konsolosluklar adeta kapı-duvardı. Bir şekilde oralara yolu düşenler, çeşitli sebeplerle tahkir edilir ve adeta canlarından bezdirilirlerdi. Bazı istisnaları olsa da, oralarda yaşayan insanımız bu tür uygulamalar sebebiyle insan olarak değil, ekonomiye döviz katkısı sağlayan birer makine olarak görüldükleri kanaatine kapılırlardı sık sık. Devlet ülkemizdeki ceberutluklarını oralarda da sürdürürdü eskiden. Avrupa makamlarından tek ses duymasalar da, kılık kıyafetleri ve inançları sebebiyle elçilik ve konsolosluklarımızda sıkıntılarla karşılaşırlar ve her türlü kötü muameleyi de sineye çekmeye mecbur olurlardı. Çünkü dertlerini anlatabilecekleri mercilerin tutumları da aşağı yukarı aynı idi. 2012'den önce dönem dönem yaşanan kısmi rahatlamalar, AK Parti'nin iktidara gelişi ile süreklilik kazandı. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu da, selefi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığını devam ettiriyor ve insanımızla bulundukları coğrafyada yüz yüze gelerek, ihtiyaç ve şikayetlerini yerinde tespit ediyor.

TÜRK DİASPORASI...

Lahey'deki toplantı, devlet millet kaynaşmasına örnek teşkil ettiği kadar, geçmişte bürokratik engeller sebebiyle büyük sıkıntılar çeken insanımızın taleplerine anında çözüm bulunması açısından da ilgi çekici bir faaliyetti. En dikkat çekici yönlerden birisi de, daha evvel devletle karşılaşmamak için çareler arayanların, artık devletin kendilerinin olduğunun bilincinde olarak, oradan yapılacak katkılar konusundaki hevesleri idi... Hollanda ve diğer ülkelerde yoğun bir nüfusa sahip olan Türklerin Avrupa'da etkin bir diaspora meydana getirememiş olmasından şikayetle, bu bu konuda mutlaka bazı adımlar atılması talebinin bizzat oradakilerden gelmesi, bundan sonrasına yönelik olarak ümit beslemek için önemli bir sebep mesela. Yine ülkemizin, Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşları ile temaslarını sürdürmek için oralarda yetişen kişilerin istihdamı konusunda oluşan ittifak, bundan sonraki çalışmaların daha da verimli olabileceğinin işareti idi. Türkiye'deki üniversitelerin bu ülkelerde şubelerini açması konusu da hakeza... Türkiye'de büyük değişikliklerin yaşandığı son senelerde, belli ki Avrupa'da yaşayan insanımızla alakalı da büyük değişiklikler meydana gelmiş durumda. Lahey'deki salonu dolduran STK temsilcileri ve vatandaşlar, devletlerini temsilen oraya gelen Başbakanları ile konuşurken ürkek ya da çekingen değil, alabildiğine rahat bir durumdaydılar çünkü... Başbakanımın Hollanda'daki diğer görüşmeleri de büyük öneme sahipti mutlaka. Ancak daha önceki hallerine yakından şahit olduğum insanımızla kaynaşması, sanki daha da önemliymiş gibi geldi bana...