Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 26 Kasım 2015

'Kimse kimseyi kandırmasın!'

Rusya'nın DAEŞ'le savaşıyorum bahanesi ile sürdürdüğü hava saldırılarında ağırlıklı olarak Suriye muhalif güçlerini ve onlarla beraber hareket ettikleri bilinen Türkmenleri hedef aldığı, malum. Yaklaşık iki aydır bu durum böyle devam ediyor ve konuyla ilgili haklı uyarılar karşısında, 'Pardon, yanlışlık oldu' diyen Rusya, saldırıları aynı şekilde sürdürüyordu.
Rusya'nın derdi; DAEŞ'le mücadele görüntüsü altında, bölgedeki varlığının devamına imkan sağlayacağına emin olduğu Esad rejimini tahkim etmek ve bu arada meşhur Kuzey Suriye Koridoru'nun Akdeniz'e uzanmasını sağlayacak adımlar atmaktı herhalde. Suriye ile ilgili uluslararası kararlar da kendilerine imkan tanıyordu nasıl olsa.
SU 24 uçakları kullanan Rus pilotlar da, DAEŞ bahanesi ile Bayırbucak'daki Türkmenleri katletmeyi çok sevmişlerdi. Nasıl olsa gariban Türkmenlerin uçaksavar ya da füzeleri yoktu. Ciddi bir devlet olan Türkiye de, sınırları dışına müdahale etmeyi düşünmezdi...
Ülkemizin Angajman kuralları ile korunan kırmızı çizgilerini ara sıra aşıp; 'affedersiniz, biz buraların yabancısıyız' demek suretiyle kuralları da esnetebileceklerini hesap ediyorlardı.
Ancak Türkmendağı'ndaki insanlara ölüm yağdıran Rus uçakları, muhtemelen 'kestirmeden gitmek' amacıyla ülkemizin en Güneyindeki kara parçasına girmek gafletinde bulundular ve olan oldu: Türk F-16'ları, ilan edilen angajman kurallarına aykırı hareket ederek sınırımızı geçen Rus SU-24 savaş uçaklarından birisini düşürdü.
Böyle bir şeyi kesinlikle beklemeyen ve Türkiye'nin gözleri önünde Bayırbucak Türkmenlerini rahatlıkla katletmeye devam edebileceklerini düşünen Rusya yöneticileri, şaşkın.
Uluslararası koalisyonun bir mensubu olarak, güya DAEŞ'le mücadele için bulundukları Suriye'de neden sadece DAEŞ'in olmadığı bilinen yerleri bombaladıkları konusuna hiç temas etmeden, uçaklarının Suriye içinde düşürüldüğü iddiasında bulunuyorlar.

Rus medyası gibi...

Rusya, uçağın Suriye hava sahasında vurulduğu yalanını tekrarlayadursun, NATO, ABD ve AB kaynakları Türkiye'nin açıklamalarını doğruladılar.
Ancak, çok uğraşmalarına rağmen ele geçiremedikleri Devlete ihanet etmeyi marifet addedenler ve Rusya'nın kendilerine koridor açacağı beklentisinde olanlar, uçağın Suriye içinde düşürüldüğü yalanını papağan gibi tekrarlayıp duruyorlar. Koronun tamamlayıcı unsuru olarak devreye giren bir kısım medya da, 'eğer Türkiye'de yayın yapan Rus medya organları olsaydı, haberi nasıl yayınlarlardı' sorusuna cevap verir gibi konuya yaklaşıyor.
Yaşananları: "Bölgede DAEŞ bahanesiyle Türkmenleri öldürüyor, Suriye rejiminin, PYD/PKK'nın ve tabii bizim işimize gelecek neticeler almak için çalışıyorduk. Türkiye niyetimizi iyi bilse de, sınırları dışında olduğu için ses çıkaramıyordu.
Uçağımız hata yapıp Türkiye sınırını aşınca da, affetmedi ve düşürdü"
şeklinde anlatması gereken Putin, bunları söyleyemeyeceği için 'Sırtımızdan hançerlendik' dedi sadece.
Meselenin özünü en güzel şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şu sözleri anlatıyor: "DAEŞ'i vuruyoruz diyerek Bayırbucak Türkmenleri vurulmaktadır. Bu saldırılar Esed'i ayakta tutma çabasıdır.
Bayırbucak'ta sadece Türkmenler var, DAEŞ yok. Kimse, kimseyi kandırmasın!.."
Evet, işin özeti bu: Kimse kimseyi kandırmasın...