Tarihi 30 Mart 2019

Fosil!

AMERİKA'DAKİ İsrail yanlısı en önemli düşünce kuruluşlarından biri de Washington Enstitüsü... Haçlı- Siyonist ittifakı NeoConların ABD'deki önemli karargahlarından biri... Tel-Aviv'i seven ne kadar CIA ajanı varsa burada çalışıp raporlar hazırlıyor. 90'lı yıllarda Türk generalleri bu enstitüde gözükmek, konuşmak yapabilmek için kapılarda yığınak oluştururdu. O dönemlerde savaş uçaklarımızın bakımı bile İsrail'e verilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarı aldığından beri bu enstitü kudurmuş durumda. Yıllardır delirmiş halde "Türkiye'de Erdoğanizm patladı" diye ağlayan raporlar yazdırıyor, Erdoğan'ın nasıl devrileceği konusunda sürekli kafa patlatıp projeler geliştiriyor.
İşi gücü bırakıp CHP'ye devamlı öneriler getiriyor. CHP bugün PKK sever HDP ile, dindar Saadet ve içinde eski ülkücülerin olduğu İP ile dahi ittifak yapacak hale gelip büyük değişime uğradı. Çok sayıda CHP'li arkadaşımın kafası fena halde karışık.
"Yahu APO'nun heykelini dikeceğiz diyen başkanlarla yönetilen HDP ile nasıl yan yana geldik anlayamıyoruz" diye bana sorup duruyorlar. Halbuki 2014 yılında NeoConların karargahı Washington Enstitüsü CHP'deki bu değişimin ilk sinyallerini vermişti. İsrail'in Amerika'daki bir numaralı lobisi AIPAC'a bağlı düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü bundan beş yıl önce bir rapor yayınladı. O raporun başlığı "YENİ CHP" idi... "Daha dindar, daha liberal bir CHP geliyor" diye müjdeliyorlardı taa Amerikalardan... O raporda önce eski CHP'yi tanımlıyorlardır.
"Eski Kemalistlerin idaresi altındaki gelişimini durdurmuş ve donmuş eski CHP Batı karşıtı olmuştur.
Aynı zamanda katı laikçi-milliyetçi modernleşmeyi, demokratikleşme ve halkın iradesine tercih etmiştir." diyorlardı... Ve gelmekte olan YENİ CHP'yi de finalde bakın nasıl tanımlıyorlardı;
"Yeni Kemalist anlayışla yola çıkan YENİ CHP, FOSİLLEŞMİŞ bir siyasal yapıyı dinamik bir sosyal demokrat hareket haline dönüştürmeye başlamıştır." Evet adamlar 2019'da dindarlar, PKKseverler ve eski ülkücülerle yanyana gelecek CHP'yi yıllar öncesinden adeta böyle ilan ediyorlardı. Bu raporun yayınlanmasından hemen sonra da Kemal Bey birileri tarafından Amerikalara götürülüp lobi lobi dolaştırılıyordu. Ardından da "Biz ailece HDP'ye oy verdik" diyen Genel Başkan Yardımcıları Amerika'dan CHP'ye ithal edilmeye, terörist cenazelerine katılımlara başlanıyordu. Bizim "PKK'nın HDP'si ile nasıl aynı ittifak içine çekildik. Bunu sindiremiyorum" diye kafasını kaşıyan CHP'li arkadaşlarımız, 2014'te Haçlı-Siyonist ittifakının kararı Washington Enstitüsü'nde hazırlanan rapora göre "FOSİLLEŞMİŞ yapının fosilleri" idi... O günlerden bugünlere geldik... CHP'nin İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da "HDP'li seçmenle ortak bir dil yakalamışsak ne mutlu bana" diye tattığı hazza tanık olacak noktaya ulaştık. İngiliz BBC, CHP İstanbul adayına önceki gün "HDP ile bu ortak dili yakaladığını düşünüyor musunuz?" sorusunu yöneltiyordu. Ekrem İmamoğlu da "İnanılmaz. Ve bu ortak dil o kadar aslında gerçekçi ve bu vatanın, bu memleketin, bu ülkenin lehine ki... Belki de en böyle, nasıl diyeyim, en istekli kitle.
Sanıyorum bir samimi geçiş yakaladık ve HDP'li seçmenle olağanüstü üst seviyede bağ kurduğumuzu düşünüyorum" cevabını veriyordu. Wshington Enstitüsü'nün maaşa bağladığı bir Türkiye Uzmanı da Beyazsaray'ın resmi yayın organına demeç veriyordu. "Türkiye Rusya'dan S-400 alırsa ya Başkan ya da kongre sert tepki verir.
Yaptırım uygulatabilir" diye yol gösteriyordu.
İki gün sonra da kongreye "Türkiye S-400 alırsa F-35'leri vermeyelim" diye tasarı sunuluyordu. Washington enstitüsünün o elemanı ayrıca bakın üzüldüğü bir konuda o röportajda nasıl ağlıyordu; "Yaklaşık 20 yıl önce Washington Enstitüsü'nde göreve başladığımda Amerikan hükümeti içinde Türkiye'yi en çok seven kurum Amerikan askerleri ve Pentagon'du... Şimdi Türkiye'ye en az sempatiyle bakan kurumlardan biri askerler, Pentagon..." E doğal bu da yani... 20 yıl önce "Emredersiniz" diyen bir Türkiye vardı. Pentagon tabii sevecekti...
Wâshington Enstitülerinde temeli atılan Yeni CHP'nin ittifak ortağı HDP'nin aynı ideolojiyi taşıdığı PKK da, ittifak yaptığı Pentagon'daki generaller tarafından yönetiliyor. Erdoğan da "Söz" dinlemiyor ve Pentagon'un ittifak kurduğu PKK'yı vuruyor. Ne yani Pentagon niye sevsin ki?
Sevsinler bu elemanı!