Tarihi 23 Haziran 2017

Un’altra porta

İtalyan La Republicca gazetesi işi gücü bırakmış birinci sayfasına Kemal Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşünü taşımış.
İtalya'da ve dünyada binlerce olay var ama La Republicca manşetten ve en büyük haber olarak veriyor olayı.
Kemal Bey'in düşe kalka yürümesi İtalyan halkının umurunda mı?.. Kaç İtalyan bayide asılmış gazetede manşette Kemal Bey'i görünce "Vaay be habere bak" diye satın alır? Bence kocaman bir hiç? Bir de manşet atmış İtalyan gazetesi... "Türk Gandi'nin yürüyüşü Erdoğan'ı korkutuyor" diye... İtalya 1.8 trilyon dolarlık borç batağına batmış, inim inim inleyen bir ülke... Gündeme getirmesi gereken binlerce sorunu varken, kalkıp binlerce kilometre ötedeki Türkiye'de bir yürüyüşü neden kafaya takar? Üstelik "Kemal Kılıçdaroğlu demir gibi... Yıllardır anamuhalefet partisinin liderliğini yapıyor" diyerek göklere yükselen bir övgüler dizesine yer vermiş 1. sayfasında... Yıllardır anamuhalefette kalmak... Bir türlü iktidara gelememek... Nasıl demir gibi yapıyor adamı? İtalyan kafasındaki beyin nasıl kendini zorlayarak buna ulaşıyor onu da anlamadım. Satır aralarında ağızdan kaçırılan cümleler de yer alıyor. "GEZİ PARKI eylemlerinde olduğu gibi bu yürüyüş de çok akılcı" deniyor haberde.
Küresel sermayenin Meksika'dan tek çekimlik kredi kartıyla binlerce pizza bile gönderdiği Gezi'ye özlem duyduğunu saklayamıyor La Republicca... Peki İtalya'yı bırakıp, Türkiye'deki yürüyüşü manşetine taşıyan bu gazetenin sahibi kim acaba? Efendim patronun adı Carlo de Benedetti, şirketin adı Gruppo Editoriale L'Espresso.. Grup geçtiğimiz yıl karar aldı ve FIAT Chryesler'in kontrolündeki La Stampa gaztesini yayınlayan ITEDİ SpA ile birleşme kararı aldı. FIAT da İtalyan Angeli ailesine ait... Angeli ailesinin ortağı da 100 trilyon doların üzerinde servete sahip dünyanın en zengini Rotschild ailesi... Hani her türlü terör, kaos ve krizlerden beslenen doyumsuz aile var ya işte o... Daha önce defalarca yazdık, bunlar birbirleriyle şirket evlilikleri yaparak karı-koca olur, ardından dünyanın bir ucunda ne pişirilirse tüm dünyada aynı yemekten servis edilir. La Republicca, Rotschild ailesi ile yatağa girmenin bedeli olarak doğmuş bir çocuktur ve işi gücü bırakmış Kemal Bey'in düşe kalka süren yürüyüşüne methiyeler düzüyor, bundan bir Gezi kalkışması çıkmasını bekliyor.
Sanırım Kemal Bey'e göstermişlerdir bu haberi... "Bakın dünya sizi konuşuyor" diye... Kemal Bey sevinmiştir ama nerden bilsin bu övgülerin dünyayı soyan ailelerle olan evliliklerden doğan çocuklardan geldiğini... Pensilvanya çiftliğinde beslenen ve CIA tarafından korunan FETÖ ile Suriye'de ABD tarafından silah şişmanı yapılan PKK da bu yürüyüşten çok memnun ve ümitli. Rusya'da da Viktor Navalny diye bir adam var. Sürekli Putin karşıtı gösteriler düzenliyor. O da Kemal Bey gibi yürüyüp duruyor. Peki kimdir bu Viktor Navalyn? Amerika'nın derin adamı William Engdal bakın ne diyor Rusya'da gerçekleşen terör eylemlerinden sonra Putin'e karşı devamlı yürüyen Navalyn için; "NATO son birkaç yıl içinde Batı'nın gözünde Rusya'yı bir düşman olarak yansıttı... Ayrıca Rusya'nın içinde terör eylemleri organize etti. Ardından birkaç gün sonra da ABD İstihbarat Servisi CIA, Viktor Navalyn tarafından spontene geliştirilen izinsiz eylemleri, yürüyüşleri destekledi." Evet Navalyn yürüyüş organize eder, binlerce insan Putin'e karşı "Adalet" diye yürür ama yemekler CIA'dan gelir kimsenin haberi olmaz... Bu işler hep böyledir. Biz dönelim tekrar ABD'nin derin adamı William Engdal'a... Diyor ki;
"Rusya'da yürüyüşleri organize eden Navalyn Amerika tarafından finanse edilmektedir. Putin'in sevilmediği izlenimini dünyaya yansıtmak için. Hani renkli bir devrim çıkar mı diye de düşünüyorlar." William devrim ihtimalini sıfır görüyor. "Rus halkı saf değil" diyor... E Türk halkı da saf değil...
Tankların üzerine ticari taksisini sürecek, motosiklet ile tank kovalayıp, bedeniyle paletleri durduracak, darbecileri bayrakla perişan edecek kadar da cesur... Üstelik La Republicca gibi taşeron gazetelerin ne demek istediğini anlayacak kadar da uyanık... İtalyan zevzeklerine buradan "Un'altra porta" gönderelim... "Başka kapıya" yani!