Tarihi 25 Şubat 2017

Paraşüt!

İşadamı dostlarla sık sık buluşuyoruz.
Çok kazanıyorlar ama "Daha daha" diyerek koşanlar var içlerinde. Parayı koyacak çuval bulamayanlar hala son nefese kadar "Benjamin" çığlığı atıyor. "Paran çuvalla, yeter, biraz ye, git dünyayı dolaş" diyorsun. "Hayır" cevabı geliyor.
Çünkü yeni bir zehirlenme başlıyor. İkinci aşamaya, "GÜÇ" arayışına geçiyorlar. Bizde bile böyleyse dünyada 100 trilyon dolarları yöneten aileleri de siz düşünün. Artık onlar için "Mesele para değil arkadaş"...
"Yönetme duygusu" virüs gibi kaplıyor kalplerini. Bu arada Trump'a da medya darbesi tüm hızıyla sürüyor. Adamı "Rus ajanı" bile ilan eden bir GÜÇ var ortada.
Yerden yere vuruyorlar, "İşte Başkan'ın 100 yalanı" diye haber yapıyorlar. Yani Trump'ın yalanları çetelesini tutmakla görevlendirilmiş gazeteler bile var ABD'de...
Başkan, kızı İwanka'nın adını taşıyan bir mücevher markasını övdü diye danışmanı Kellyanne Convey'in kellesini isteyen medya ile karşı karşıya. Çocuğunun sapıklığına kadar daldılar. Ve gelinen son nokta; Trump, homoseksüellerin okullarda erkek ve kız tuvaletlerinin her ikisini de kullanmasına izin veren yasayı iptal etti. Trump'a gazete ve ekranlar üzerinden dün "Tuvalet" saldırısı başlatılırken, birçok şehirde yüzbinler "Klozet" aşkına sokaklara döküldü. ABD bir el tarafından "Mesele tuvalet değil arkadaş, hala anlamadınız mı?" moduna sokuldu. Yönetim GÜÇLERİNE asla çomak sokulmasını istemeyen Paranın Firavunları, hep böyle yapıyor. Önce ellerindeki medya gücü ile saldırıp ALGI oluşturuyorlar. Sonra istihbarat-polis-yargı yolunu deniyorlar.
Trump'ı medya saldırılarından sonra ikinci aşamada yargı yoluyla darbe girişimi bekliyor. Nitekim daha adam koltuğuna yeni oturmuşken "Trump yargılanmalı, soruşturmalar derhal açılmalı" diyen kongre üyeleri fışkırmaya başladı. Evet Amerika şu an "Mesele tuvalet değil arkadaş" konusuna saplanmış durumda.
Bize hiç yabancı olmayan bir slogan bu...
"Gezi" olaylarında "Mesele ağaç değil" sloganı ile fişeği çakmışlardı. Dünyada parmakla gösterilen, en hızlı büyüyen iki ekonomi vardı. Biri Brezilya, diğeri Türkiye'ydi. "Milli Türkiye" diyen Erdoğan ile aynı dönemde iktidara gelen Lula da "Milli Brezilya" diyordu. Lula'yı anasından doğduğuna pişman edip, medya-polis-yargı yoluyla kaçırttılar. Lula koltuğunu kendisi gibi "Milli Brezilya" diyen Dilma'ya emanet etti. O dönemde IMF'e borçlar ödenip, ülkeden kovuldu. Bankaların elinden, borç batağından kurtulmak ne demekti? Sen kimsindi, durumlar "Hoop dur orada" vaziyetlerindeydi. Medya-polis-yargı yoluyla yapılan operasyonlar sonucu Brezilya'da Dilma senato tarafından görevden alındı.
O süreçte de insanlar "5 centlik" otobüs bileti zammı bahane edilerek sokaklara döküldü, ülke yangın yerine döndü. Ateşe verilen sokaklarda atılan slogan çok tanıdıktı.
"Mesele 5 cent değil arkadaş, hala anlamadınız mı?" diye bağırıyorlardı.
Bugün gelinen noktada Brezilya "IMF'i tekrar ülkesinde görmekten mutluluk duyacağını" ilan eden ve dünya Bankalar İmparatoru Rotschild ailesine saygılarını sunan bir Başkan tarafından yönetiliyor.
Bu operasyon sonucu Brezilya'da sadece bir şirketten 250 milyar dolar dışarıdaki bankalara taşındı. Bankaların ve paranın hedefindeki ülkelerden biri de Venezuela...
Bu ülkenin Başkanı Nicolas Maduro'nun eşi Cilia Flores üzerinden vurmaya başladılar.
Medya yoluyla "Venezuela Başkanının eşi Flores'in yeğenleri uyuşturucu kaçakçısı" diye manşetler attılar ve ABD'de dava açılmasını sağladılar. Venezuela ülkede yayın yapan CNN İspanyolca kanalını kapattı.
Çünkü o İspanyolca CNN bakın ne diyordu;
"Venezuela Irak Büyükelçiliğinin teröristlere pasaport sağladığı ortaya çıktı." Yani Başkan Maduro'nun taa oralardan DEAŞ'a yardım ettiğini öne süren delilsiz bir CNN deliliği vardı ortada. Bu da tanıdık bir suçlamaydı. Bir zamanlar aynı argümanla Türkiye'ye saldırıyorlar, içeriden PARAlel yardım alıyorlardı. İşe yarıyordu çamur izi için. Başkan Trump tarafından "YALAN HABER" üretmekle suçlanan yalancının yüzbin mumu CNN, FETÖ'cü darbeci generalleri ekranlarına sürerek aklıyor, Venezuela'da da BANKALARIN GÜCÜ aşkına operasyon yapıyordu. Venezuela'da da durumlar "Mesele First Leydi Flores değil arkadaş, hala anlamadınız mı" idi. Örnekler yazmakla bitmez. Mesele birbirine PARAlel yapılarla yan yana gelerek, İmPARAtorlar aşkına kendini PARAlamaktı.
Ne o, hala anlamak için PARAşütle atlamak mı lazım?