Tarihi 25 Ocak 2017

BATI’K

"Türkiye müttefikimiz, yanındayız" dediler. Hatta "Neden Suriye'ye girmiyor" diye Avrupa başkentlerinden, Almanya'dan bağırdılar. Müttefiklik, dostluk kavramlarının yalan-dolan olduğu 15 Temmuz'da ortaya çıktı.
Hiç biri "Geçmiş olsun" diye günlerce kapımızı çalmadı.
Hatta üzüldüler darbe girişimi başarılı olmadı diye. Kimi içine attı üzüntüsünü, kimi de hiç çekinmeden dışa vurdu. Utanmadan darbecilere kol kanat gerenleri çıktı içlerinden. Hatta öyle alçaklaştılar ki, darbecileri ağırlama noktasında birbirleriyle yarıştılar. Kimi "Bize iltica edin" diye yalvardı, kimi NATO lojmanı villalarda eli kanlı darbecileri besledi. Hatta maaşa bağladılar. Darbeci teröristlerin lideri de Pensilvanya'da çiftlik saraylarda CIA tarafından korundu ve korunmaya devam ediyor. Türkiye'ye demokrasi dersi vermeye kalktılar ama 15 Temmuz darbecilerine sarıldılar...
Tıpkı Mısır'daki eli kanlı darbeci Sisi'ye sahip çıktıkları gibi. Müttefiki olduğumuz NATO, üye ülkelere saldırı olduğunda korumakla görevliydi ancak yarasa takıldı.
Türkiye'ye defalarca saldırı olduğu halde, Suriye ve Kandil'deki teröristlere öküzün trene baktığı gibi takıldı. O "Müttefikiz, dostuz" diyenler bizi Suriye'de yalnız bıraktı. Hatta gittiler topluca Suriye'de PKK'nın PYD'sine destek yağdırdılar.
Komutanlar tayin ettiler. Batı'dan gelen elçilere teröristler madalya takıp, şilt verdi.
Bir de utanmadan bunu yayınlatacak kadar açık açık terör sevici oldular. Tonlarca silah taşıyıp, uzman komandolarını gönderdiler.
Afrin'de kurdukları kamplarda 15 bin teröristi eğittiler. Yardım ve destek de öyle ileri gittiler ki, PKK'ya Suriye'de şalvar bile çıkarttırıp, Amerikan, İngiliz ordularının kamuflaj üniformalarını giydirdiler.
Teröristten modern ordu çıkarmaya çalıştılar... Silah yağdırdıkları PKK'nın donunu bile BATI'dan getirdiler. "Oh ne güzel, Suriye parçalara ayrılıyor" diye avuç ovuşturdular. Türkiye milyonlarca mülteciyle ekmeğini paylaşırken onlar su bile vermediler. Hatta tekme yağdırdılar, sınırlarına tel örgüler ördüler. 200 yılı aşkın süredir kana boyadıkları ve sonuna kadar sönmürdükleri topraklardan "Bize mülteci gelirse batarız" diye ağladılar. Sonra hiç utanmadan "Aylan bebeğe" de gözyaşı döktüler.. Ortadoğu'da Müslüman Müslüman'ı öldürsün diye her türlü tezgaha girdiler. Ekranlara çıkıp "Şii ve Sünniler kanları kuruyuncaya kadar birbirlerini öldürürlerse ne güzl olur" diye utanmadan, yüzsüzce, alçakça ve pişkince konuştular. Birgün Bağdat'ta bomba patlattılar, ertesi gün Erbil'de... İstihbarat örgütlerinin elindeki maşaları, canlı bombaları Türkiye'ye sürdüler. Fransa'da'te iki saldırı olduğunda tüm dünya liderleriyle Paris'e koşanlar, İstanbul'da Ankara'da onlarca bomba patlatıldığında kış uykusuna yatıp, AYI takıldılar. Kuş sesi duyduklarında dahi ülkelerinde OHAL ilan ederken, Türkiye'ye aylarca "Bitir bu anti-demokratik OHAL'i" diye suratsızca saldırdılar. Suriye'de tüm terör örgütlerine silah ve jeep dağıttılar.
Yüzsüzlükte o kadar ileri gittiler ki, Türkiye'den başka kimsenin savaşmadığı PKK'yı uçak düşüren füzelerle donattılar.
DEAŞ'ı kurdular, tüm İslam dünyasının başına bela ettiler. Aylarca "Türkiye neden DEAŞ ile savaşmıyor, çünkü işbirliği yapıyor" diye bağırdılar. Şimdi bizden başka savaşan yok, onlara "Siz işbirliği yapıyorsunuz" diye saldıran numunelik bir dünya medyası da yok. Türkiye anladı ki, "Dost" da yok, "Müttefik" de... Hepsi yalandolan ve sahtekarlık irini akıyor. Ankara kirli oyunları, ittifakları, leş yiyici BATI akbabalarının ağzından akan suları gördü.
Hamle yaptı, gitti her türlü ara bozucu sinsi tezgaha rağmen Rusya ile masa kurdu.
"Suriye'de akan kan size rağmen duracak" diye tüm dünyaya Astana'dan seslendi. Ama dedik ya BATI bu işte...
Şimdi Almanlar çıkmış "Astana'da alınan kararlar önemli değil, Cenevre önemli" diyerek çamur atıyor. Türkiye'nin masa kurmasına deliriyorlar, masa dışında kaldıkları için çıldırıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, NATO dağılıyor, Avrupa Birliği gümlüyor, güvendikleri dağlara karlar yağıyor. Şimdi oturmuşlar tümü "Bu Trump belasına karşı ne yapacağız" diye 24 saat kafa patlatıyorlar. Zalimlere bela gelir... İlahi adalet asla şaşmaz. BATI artık BATMIŞTIR... Bu ülkedeki BATIK gemilerde yaşamayı seven BATI sevicileri hala uyanamasa da!..