Tarihi 2 Aralık 2016

Başkan!

Cenazeevi ağlayıcıları diye bir dernek vardı bir zamanlar... Parayı veriyordunuz, gelip cenazenizde ağlıyorlardı...
Ne oldu acaba, devam ediyor mu? Neyse gündeme dönelim, memleketi konuşalım...
Türkiye yıllarca nasıl yönetildi?
Bu sorunun cevabını önceki gün ilginç bir örnekle vermeye çalışmıştım bu sütunlarda. 12 Mart 1971 muhtırası ile Demirel gidiyor, yerine CHP Kocaeli milletvekili Nihat Erim Başbakan olarak geliyordu. Kendisine 6 ay önce BİR GAZETECİ "Başbakan olacaksın" diyor, şaşırıyordu Nihat Erim. Haberi bile yoktu 6 ay sonra ülkenin başına geçeceğinden.
Olayın bir numaralı şahidi Fethi Akkoç ile birlikteydik dün.
Yıllarca gazetecilik yaptıktan sonra milletvekili seçilmiş, TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanlığı ve NATO Asamblesi Parlamento Heyet Başkanlığı görevlerini üstlenmişti.
12 Mart muhtırasından 6 ay önce gazetede çalışıyor. Yönetici Doğan Koloğlu kendisine görev veriyor. "Nihat Erim'in Başbakan olacağını duydum. Kendisiyle bir konuş bakalım haberi veya bilgisi var mı?" diyor. Fethi Akkoç, Nihat Erim'i telefonla arıyor, şaşırdığını, haberinin olmadığını görüyor. İnanamıyor Nihat Erim ancak 6 ay sonra Başbakan olduğunda ödül olarak ilk röportajını Fethi Akkoç'a veriyor. Peki Doğan Koloğlu bunu nasıl öğreniyor? Fethi Akkoç'a "Haberi almanın en güzel yolu alkol duvarının aşıldığı saatlerdir" cevabını veriyor Koloğlu. Hadi gelin Amerikan'ın İstanbul başkonsolosluğuna gidelim. 12 Mart darbesine 6 ay kala konsoloslukta hareketli saatler yaşanıyor. Türkiye'nin önde gelen siyasileri, işadamları ve gazetecilerini taşıyan siyah arabalar konsolosluk binasına yanaşıyor.
Çünkü içeride parti var. O dönemin ABD elçisi McKenzie görevini tamamlamış veda partisi, veriyor, önemli isimleri resepsiyonda ağırlıyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde konsolosluktaki görevlilerden Macar asıllı Amerikan vatandaşı bir hukukçu alkol duvarını aşıyor. Doğan Koloğlu onu gözüne kestirip yaklaşıyor ve sohbete başlıyor. İşte o sohbet anında elçilik çalışanı "Yakında Nihat Erim Başbakanınız olacak" diyor.
Doğan Koloğlu şaşkına dönüyor. Çünkü o dönemde CHP Kocaeli milletvekili olan Nihat Erim mecliste en son akla gelecek bir isim. Üstelik ortada seçim de yok, nereden çıktı bu YENİ BAŞBAKAN olayı? Nitekim bunu Nihat Erim'e sorduklarında kendisi bile hem şok geçiriyor, hem de gülüyor.
6 ay sonra 12 mart muhtırası ile birlikte, yeni Başbakan krizi çıkıyor. O kriz anında Nihat Erim, Fethi Akkoç'u arıyor. "Bana söyleyeceğin bir şey var mı?" diye. Yani hala haberi yok ve "Bir umut Başbakan olabilir miyim" diye nabız yokluyor?
Amerikan konsolosluğunda resepsiyonda alkollüyken ağızdan kaçan isim, 6 ay sonra DARBEYLE birden kendini Başbakanlıkta buluyor. Peki ama neden Nihat Erim? Fethi Akkoç bunu da araştırıyor ve TBMM'de milletvekili olarak yaptığı konuşmaya ulaşıyor.
Nihat Erim o konuşmasında ABD'yi "ASİL ROL oynayarak Türk Milleti'ni nasıl şereflendirdiğinden" giriyor, "İngiltere ile birlikte dünyayı nasıl en AHLAKLI şekilde yönettiğinden" çıkıyor. Yani övgüler yağdırarak, Amerika'ya selam çakıyor.
İşte Türkiye yıllarca böyle yönetildi. Selam çakmadığın anda darbelerle hükümetleri konsolosluk binalarında belirlediler. Yıllarca bu ülkeyi koalisyonlarla yöneterek bir adım attırmadılar, BATI başkentlerine bağımlı hale getirdiler. Başbakan Binali Yıldırım ve MHP lideri Bahçeli'nin dün "BAŞKANLIK" konusunda anlaştıklarına dair ortak açıklamayı televizyonda izlerken yukarıda bahsettiğim konu geldi bir kez daha aklıma. Ve çok ilginçtir bu tarihi açıklamadan sonra CENAZE EVİNE DÖNEN İngiliz, Amerikan ve Alman gazete-televizyonlarına ait internet sitelerinde dün müthiş bir saldırı başladı. "Eyvahlar olsun" diyorlardı bir tek "ŞAPA oturduk" demiyorlardı.
"Türkiye'ye diktatörlük geliyor" diyerek ağlıyorlardı. Diktatörlüğün bir numaralı silahı Darbelerle bu ülkenin başına konsolosluk binalarında Başbakanlar atayanlar, ellerindeki medya ile kuduz köpekler gibi saldırıyordu dün. Ve bir İngiliz Blog yazarı da aynı saatlerde "Türkiye'de artık koalisyonlar dönemi bitti" diye yazarak elem ve kedere boğuluyordu. Eğer sevinselerdi korkardım.
Öfkeden deliye dönüp, çıldırdılar ve adeta ölü evi ağıtçılarına döndüler. Demek ki doğru yoldayız... Devam... Konsolosluk binalarındaki resepsiyonlarda ise artık ne koalisyonları konuşacaklar ne de hükümetleri kurabilecekler. Başları öne eğilecek...
Çünkü Cumhur, BAŞKAN'ını seçecek.
Hayırlı olsun.