Tarihi 29 Kasım 2016

Asil rol kimin?

Adam diyordu ki; "Gerçekten ABD'nin gerek harp içinde ve gerekse harp sonrası aleminde oynadıkları ASİL ROL bu millet tarihinin en büyük ŞEREFLERİNDEN biri olarak yad edilecektir." ABD'ye, asil rol oynayarak Türk halkını şereflendirme payesi veren zevat devam ediyor ve soruyordu; "Milletlerin eşitliği, kendi diledikleri şekilde idare olunmaları, büyük küçük her devletin toprak bütünlüğüne saygı prensiplerinin baş müdafiliği ödevini müttefikimiz İNGİLTERE ile ortaklaşa yerine getirmeye çalışan AMERİKA'nın harcamakta olduğu gayretlerin memleketimizde en derin bir anlayışla karşılanmış olmasından daha tabii ne olabilir?" Evet adam Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde aynen böyle diyordu. Amerika ve İngiltere Milletlerin eşitliği için uğraşıyormuş. Diledikleri şekilde yönetilmeleri için gayret sarfediyormuş. Her devletin toprak bütünlüğüne saygı prensibini savunan ve bunu ödev edinen iki ülkeymiş.
Bu kadar öpme ve koklamayı bombalanan meclisimizde yıllar önce yapan adam hızını alamıyor ve esas duruşunu şöyle cümlelerle sürdürüyordu; "Bu siyaset ancak ve ancak yüksek bir AHLAKİ tekamül merhalesinde görülebilen bir siyasettir.
(ABD ve İngiliz'in ortak siyasetinden bahsediyor, çok ahlaklıymış) ABD'nin yepyeni bir hükümranlık, taptaze bir ekonomik anlayışın öncüsü olarak da bütün İNSANLIK için HAYIRLI işler başarmak istediğini GÖRÜYOR ve TAKDİRLE karşılıyorum." Vay vay vay...
Bu kadar yağcılığı ben yapsam, anında beni bu ülkede BAŞBAKAN yaparlar. Nitekim yukarıdaki İngiliz ve Amerikan şakşakçısı cümleleri bu ülkenin meclisinde 8 Mayıs 1947 tarihinde kuran adam bir CHP milletvekiliydi. 12 Mart muhtırası ile birlikte, NewYork-Londra hattına esas duruşa geçen bu adamı ülkemizde Başbakan yaptılar.
Onun adı Nihat Erim'di. Türkiye işte yıllarca böyle yönetildi. Batı başkentlerine selam çakarsan, bir el seni alır haberin olmadan bir gün zirveye oturturdu. Nitekim Nihat Erim'e muhtıradan 6 ay önce "Başbakan olacaksın" diyorlar, o gülüyordu. 6 ay sonra Başbakanlığa geldiğinde şaşırmıştı. Aslında şaşırmaya hiç gerek yoktu. Amerikan, İngiliz ve Avrupa şakşakçısı takıldığında, "BATI'nın emrinde olduğunu küçük harflerle bile ima ettiğinde bu topraklarda yolun açıktı. Nihat Erim gibi açıktan cümleler kurduğunda ise darbenin Başbakanı olarak seni omuzlara aldırırlardı. ABD eski büyükelçisi James Jeffrey ne diyordu? "Erdoğan diğer ülkeler gibi yalakalık yapmıyor, selam çakmıyor, o yüzden sevilmiyor." Evet, o yüzden Türkiye'ye her argümanla saldırıyorlar. Ülkesinde ortalama 20 euro maaş veren, halkını fakirleştiren, ölümünde babadan oğula iktidarı bırakan komünistdiktatör Castro'ları bugün manşetlerinde halk kahramanı-devrimci diye SEMPATİ KRALI ilan ettirerek yutturan kapitalist bir batı medyası var karşımızda. Aynı küresel sermaye tetikçisi medya seçilmiş Erdoğan'ı diktatör gösterip, yıllardır saldırıyor.
Selam çakmayan Ankara'yı yargı ve asker üniforması giyerek darbelerle ele geçirmeye çalıştılar, Gezi'yle sokaktan medet umdular.
Komünist, dindar, milliyetçi, PKK'lı kim varsa algı operasyonları ile Taksim'de yanyana getirdiler. Başaramadılar, FETÖ ile Ankara'yı, Batı başkentlerine BELDE yapmaya çalıştılar.
Geçmişte Amerika ve İngiltere'ye "İnsanlık için hayırlı işler yapan aslanlar" diye övgüler yağdıranları taşıdıkları meclisimizi, SELAM ÇAKANLAR azalınca uçaklarla bombalattılar. Azalınca dedim çünkü bugün o meclisimizde BATI denince esas duruşa geçenler hala var. Teröristleri savunanlar, teröristi savunanlara avukatlığa soyunanlar, kendi devletini yerden yere vurup BATI'da önüne gelene şikayet edenler, Londra'dan, New York'tan, Berlin'den kurtarıcı ve müdahale bekleyenler yok mu bu ülkede?
Bize "İnsan Hakları" argümanı ile saldıran Avrupa'ya koro halinde eşlik edenler yok mu?
İki günde bir Almanyalara gidip "Avrupa'da teröristler kol geziyor, neden KATİL HAKLARI SAVUNUCUSU oldunuz" diye tek bir cümle dahi kuramayan bizim ana muhalefet partimiz değil mi? İzmir'i ayırıp Avrupa Terör Birliği'ne bağlama çağrısı yapanlar, Nihat Erim'in partisinde aynı yolda gitmiyor mu? Her şeyin farkında olan Halk, yoldan sapanları, "Bizi oynadıkları asil rol ile şereflere garkeden" dedikleri BATI'nın karşısında esas duruşa geçenleri asla iktidara getirmeyecektir. Asil olan bu Millet'tir.