Tarihi 31 Mayıs 2016

Yalılardan çık John

Batı'nın kirli "İKİYÜZLÜLÜK" ittifakı kabak gibi su yüzüne vurdu. Bunun bir ayağında dünyaya insan hakları dersi verip, teröre karşı savaş çağrıları yapan ancak tüm başkentlerde terörist PKK ofisleri açan Avrupa var.
Diğer ayağında ise dünyayı terörizmle mücadeleye çağırıp, sınırımızın dibinde TERÖRİST amblemini askerlerinin omzuna takan ABD... Suriye iç savaşı, tüm maskeleri düşürdü.
Her şey net, herkes kartlarını utanmazlık elbisesi giydirilmiş bir ikiyüzlülük içinde açık oynuyor artık. Hadi gelin bu konuyu örneklerle açmaya çalışalım. Kuzey Suriye'de Esad karşıtı muhaliflerin yer aldığı Mare'ye gidelim hep birlikte. ABD özel kuvvetlerinin omuzlarına PYD arması takarak dolaştığı Suriye'de bir gezinti yapalım. ABD, PYD'yi eğitiyor, bunu gururla haykırıyor. O PYD ise Kobani çevresindeki kamplarda ABD askerlerinden, CIA elemanlarından aldığı eğitimi, TİKKO, MLKP, DHKP-C, bilumum solcu terör örgütlerine aktarıyor. Dolayısıyla kapitalist ABD, "Kahrolsun kapitalizm" diyen terör örgütlerinin de BAŞKOMUTANI oluyor.
PKK'nın PYD'si ABD'nin çavuşu, TİKKO, MLKP ve DHKPC de emireri oluyor. ABD askerleri, Suriye'nin Kuzeyi'nde, milyonlarca insanın katili en büyük diktatörler Lenin- Stalin'in posterlerini duvarlarına asan PYD militanlarının evinde toplantılar yapıyor. CIA elemanları, Lenin-Stalin posterleri eşliğinde törenle kollarına terörist PYD RÜTBESİNİ takıyor. Beyaz Saray korumasındaki o PYD, Mare çevresine saldırarak, Esad muhaliflerini vuruyor. Okyanus ötesi komutanın terörist ordusu Esad karşıtlarına saldırdığına göre bu önermeden ortaya "ABD katil Esad'ı koruyor" gerçeği çıkıyor. ABD'nin terörist ordusu, Washington'un desteklediği Özgür Suriye Ordusu'nu bazı yerlerde DAEŞ ile birlikte vuruyor. İşte onlardan Mare'de tam 15 bin sivilin hayatı tehlikeye giriyor. PYD, kalkıyor o bölgede tam 500 sivili rehin alıyor.
Muhaliflerden, 500 sivile karşılık Şeyh İsa kasabasını terk etmelerini istiyor. Yoksa rehineleri ÖLDÜRECEKLERİ tehdidini savuruyor. Muhalifler 500 sivilin hayatına zarar gelmesin diye bu şantaja boyun eğiyor.
Kasabayı tek mermi atmadan veriyor. Evet ortada sivilleri rehin alan ve onların hayatlarını ŞANTAJ unusuru olarak kullanan insanlıktan çıkmış bir terörist PYD var. Peki kimdi o insanlıktan çıkmış şantajcı terörist PYD'nin komutanı? Omzuna teröristlerin amblemini takan, eğiten, silahlandıran ve yöneten Amerika Birleşik Devletleri... Yani REHİN alınan 500 sivil üzerinden ŞANTAJCI noktasına gelen gerçek komutan, ABD'nin ta kendisi oluyor. Suriye'de resmen "KORSAN" olduğunu tescilliyor. Madem "PYD bizim" diyorsunuz, o halde tüm yaptıklarından sorumlusunuz. Dünyaya özgürlükler ve insan hakları dersleri verenler sivilleri REHİN alacak kadar gözü dönmüşlerin komutanlığını, Washington'da Beyazsaray'da sözcüler aracılığı ile dünyaya haykıracak kadar da UTANMAZ takılıyorsunuz. Tarih, Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriye'de yaptığı İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİ ve TERÖRİZM KOMUTANLIĞINI mutlaka yazacaktır. Türkiye'de özgürlüklerden bahseden Amerikan elçisini de "Suriye'de sivilleri REHİN alanların GOYGOYCUSU" ilan edecektir. İnsan haklarından dem vuran ABD, BM raporlarına göre Suriye'de binlerce ÇOCUĞU silah altına alıp ölüme gönderen PYD'nin komutanlığını yapmaktadır.
Haliyle, çocukları ölüme göndermekten de baş sorumlu rütbesine terfi etmektedir ABD. O PYD'nin Kobanisi'nde eğitilip Türkiye'ye gönderilen canlı bombacılardan, mayıncılardan, tuzakçılardan, şehit edilen askerlerimizden, polislerimizden sorumludur. "PKK ile PYD aynı" diye Amerikan senatosunda ifade veren Savunma Bakanlarının itiraflarından dolayı, Kandil'in kan emiciliğinden sorumludur. Aylarca Dışişleri Sözcüsüne papağan gibi "PYD ile PKK aynı değildir" diye bağırttırdığı için "YALANCI" rütbesini de diğer omzuna takmıştır. ABD Milli Savunma Bakanı "PYD ile PKK aynı" diyerek, omza takılan yeni rütbenin "YALANCI" olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir. Amerikan elçisi bu memlekette saçma sapan laflar edeceğine, yazdıklarımı tercüme edip Beyazsaray'a acil koduyla göndermelidir. ABD'nin dağıttığı Yugoslavya'da el koyduğu silahların nasıl Kandil'de ortaya çıktığını sorduğumu da DİPNOT'a eklemelidir.
Eğer yalılarda yaptığı toplantılardan dolayı tercümeye vakti yoksa haber vermelidir.
Ben hallederim...Ne demek "Zahmet olur?.." Müttefikiz canım!