Tarihi 30 Nisan 2016

Güneş balçıkla sıvanamaz!

Kut'ül-Amare zaferinin 100 .yıldönümüydü dün. 1946 yılına kadar kutladığımız, bir destandı. İngilizler baskı yaptı, takvimlerden ve tarih kitaplarından çıkarttılar.
"Kutlayamazsınız bu zaferi, üzerini örtün, kapatın, yok öyle bayram" dediler.
"Emredersiniz" dedik, "YOK" saydık. Çünkü adamlar rezil oldukları o savaşın belgeselini yapıyor "Büyük Britinya İmparatorluğu için en aşağılayıcı kaybedilen savaş" diyorlardı.
Onlar istedi biz kaldırdık KUT Zafer Bayramı'nı...
100 yıl önceki zaferi seneler sonra ilk defa kutladık dün. Ecdadımızı, kahramanlarımızı, şehitlerimizi, bu topraklarda yaşamamızı can vererek sağlayan yiğitleri rahmetle andık.
Ancak ne acıdır ki bu ülkede "Bunlar KUT zaferini kutluyor" diye manşet atan gazeteler çıktı içimizden. Şehitlerimizi anıyoruz diye ülkemizde "Bunlar" diye yaftalandık. Bir gazete çıktı "Yok öyle bir zafer" diye bağırdı manşetlerinde. Tam 4 ay sürdü o savaş. 29 Nisan 1916'da İngilizler 13 general, 481 subay ve 13.300 erle ecdadımıza teslim oldu. O savaşta 23.000 ölü ve yaralı vererek pes ettiler kahramanlarımız karşısında. Hatta kuşatmayı kaldırması için komutan Halil Paşa'ya yalvarıp, milyonlarca sterlin rüşvet teklif ettiler. Halil Paşa elinin tersiyle itti, "Alın rüşvetinizi gidin buradan" diye azarlayarak. "Yok"muş böyle bir zafer. Öyle yazdı o gazete... Rahmetli Uğur Mumcu'nun kemikleri sızladı. Tam 10 bin şehit verdik o savaşta. ŞEHİTLERİMİZİ yok saydılar, ruhlarını rencide ettiler. Biri çıktı "Bana ne KUT savaşından" diye bağırdı ülkemde. Ortaokullarda Hattuşiş imparatoru Şuppiluliama ile başladı tarih dersinin ilk sayfası. Bu memlekette "Bana ne Şuppiluliamadan" diye bağıran bir tek aydın, bir tek gazeteci çıkmadı. Asurluların, Hititlerin zaferlerini, Frigya Krallığının destanlarını okuttular bizim nesile... "Bana ne Frigya, Hitit krallarından, zaferlerinden" diyen bir Allah'ın kulunu göremedik. Osmanlı'yı yıkanlar, bu ülke topraklarında öyle bir eğitim sistemi oluşturdular ki, İsrail'in ilk Devlet Başkanı tarafından söylenen "Osmanlı'ya 200 yıl küfredecek bir sistemden geçecek nesil bıraktık geride" cümlesinde yer alan iddialı açıklama gerçeğe dönüştü.
Menderes İstanbul'un 500. Fetih yıldönümünü 1953'te dünya çapında törenlerle kutlamak istedi. İngilizler yine araya girip durdurdular.
Çağ açıp çağ kapayan o koca FETİH bile bu ülkede çocuklarımızın beyninde"Karadan gemileri yüzdürdüler, İstanbul'u aldılar" diye iki cümlede özetlendi. "Osmangazi Bursa'yı aldı, başkent yaptı, Osmanlı kuruldu" diye anlatıp aklımızda tek cümle bıraktılar. "Alparslan Malazgirt'te büyük zafer elde edip Türklerin Anadolu'ya gelişini sağladı" diye bir cümlede bitirdiler işi. Viyana'da ne oldu, Çaldıran'da, Ridaniye'de, Mısır seferinde, neler yaşandı, hangi kahramanlıklar gösterildi, detaylarda ne vardı anlatan çıkmadı bize verilen eğitim sisteminde. Asur medeniyetinden, Frigya prenslerine kadar ezberlettiler ama Osmanlı denince birilerinin tüyleri diken diken oluverdi.
O Londra'daki güneş görmeyen dikenlenmiş tüylerin sahipleri, bu ülkede hangi bayramları kutlayacağız konusuna kadar karışıyordu.
Onun için içimizde de "Bana ne KUT zaferinden" diyerek tüyleri diklenenlerin çıkması gayet normal bu ülkede. Kim ne derse desin, kim İngilizvari düşünürse düşünsün biz 10 bin şehidimizi ve büyük ZAFER'i asla unutmayacağız, unutturmayacağız.
Takvimlerden bile kaldırtılan o büyük zaferi, aylar önce Yazboz'da sevgili Ergün Diler'le gündeme getirmiştik. Bize o destanı ve konan yasağı hatırlatan Harp Akademileri eski genel sekreteri em. Kurmay Albay Ziya Burcuoğlu'na da buradan teşekkür ediyorum. O programdan sonra KUT Zaferi'nin hatırlanması ve tekrar takvimlere konup, kutlanmasına karar verilmesi bizi son derece mutlu etti. Gözlerimiz yaşardı.
Ve Editör arkadaşımız Muhsin Ünsal, o büyük zafere imza atan kahraman komutan Halil Paşa'nın 94 yaşındaki manevi oğlunu buldu. Bize gözyaşlarından sel taşkınına dönüşen hıçkırıklarla anlattı Halil Paşa'dan dinlediklerini. "Allah'ıma şükürler olsun ki o büyük zafer tekrar hatırlandı ve tekrar kutlanıyor" diyerek ağladı kameralarımız karşısında. Bu akşam Yazboz'da güneşin doğuşunu izleyip, göz yaşlarına boğulacağız hep birlikte. Kahramanlarımızın büyük zaferine "Bana ne" demeyen, göz pınarları olan tüm ülke ve ecdad sevdalılarını bekliyoruz bu akşam 21.00'de ahaber'e... 10 bin şehidimize dua etmek üzere...