Halbuki fotoğrafın asıl hikayesi, zihnimizde canlandıramadığımız gerçek görüntülerdir.
İngiliz basını, Diyarbakır, Şırnak, Şemdinli, Tunceli, Hakkari, Van, Adıyaman derken Cizre'ye de ayrı bir muhabir göndermiş. Sokaklarda yol kazan silahlı çocukları öyle bir KAHRAMAN gösteriyorlar ki, "NEDEN" diye sormayız. APHANTASİA diye bir sağlık sorunu var.
Bilim adamları bazı kişilerin zihinlerindeki görüntüleri canlandıramadıklarını tespit etti. Araştırmaya katılanlardan bazıları "Çocukluğumda uyuyamıyordum.
Babam bana koyunları say diyordu.
Ancak ortada koyun yoktu.
Gelmiyordu görüntüsü zihnime" diyordu. Meğer her 50 kişiden birinde bu problem varmış. Olayları anlamada zorluk çeken bazı azydınlarımızın Aphantasia'ya yakalandığını düşünmeye başladım.
Kim Philby İngiliz ajanıydı. Yazdığı kitapta Türkiye'deki operasyonlar için Boğaz'da Kırmızı Yalı'da toplandıklarını ve ağırlandıklarını söylüyordu. O Yalı'da şimdi uzun yıllar Bilderberg Türkiye Temsilciliği görevini yürüten şahıs oturuyor. Kırmızı Yalı'nın tam karşısında bir Yalı daha var.
O yalıda ise tanıdığım ve zaman zaman sohbet ettiğim bir işadamı oturuyor. Bir yılın 6 ayını Kırmızı Yalı'ya bakarak geçiriyor, diğer 6 ayda ise Londra'daki ŞATO'sunda misafirlerini ağırlıyor. İngilizleri çok sever, Türkiye'nin LONDRA ekseninde olmasının bu ülkeye fayda sağlayacağına inanır. Böyle düşünür, onun hayatı, onun seçimi, onun tercihi. Mesela bir gün çok iddialı bir söz sarfetti. "Bu ülkede iktidarı devirmek zor değil, bunun metodları var, yeter ki sağlam oyna" dedi. Ve o metotları sıraladı. Benim ilgimi çeken ise "En tepedekini çocuklarıyla vuracaksın.
Çocuklarından gideceksin.
Çocuklarına saldırır, yıpratırsan iktidarı savurursun" şeklindeki sözleriydi.
Şöyle bir düşündüm, geçmişte bu işi fazlasıyla yapmışlardı bu ülkede. Nasılsa bu konulara balıklama atlayacak Almancı, İngilizci medya çoktu bu ülkede. Türkiye bir yandan PKK ile savaşıyor, bir yandan IŞİD'e darbe vurmaya hazırlanıyor. PKK'yı çocuğu gibi görüp savunan, silah ve eğitim için ajan gönderen bir Almanya var ortada. Buna karşılık IŞİD'i vurmak için tek uçak kaldırmadılar, tek bomba atmadılar.
Hatta IŞİD petrollerini Lazkiye üzerinden Esad'dan satın alan da Alman şirketleri çıktı.
Almanya Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere önceki gün, 2012 yılından bu yana IŞİD'e Almanya'dan katılanların sayısının 700'ü bulduğunu ve IŞİD saflarında ölen Almanların sayısının 100'ü geçtiğini açıkladı. Kimbilir bunların kaçı Alman BND ajanı... Ve bir de IŞİD içinde Lazika Emiri diye anılan bir adam var. IŞİD'e katılmadan önce Almanya'da Paranoid Şizofren teşhisi ile hastaneye yatırılmış. İstihbarat örgütlerinin kullandığı bir sistem bu. Bir yere operasyona gönderip suç işleteceklerse, döndüğünde deşifre olursa hapiste yatmasın diye deli raporunu cebine koyarlar. İşte bu IŞİD içinde faaliyet yürüten Alman'ı kaynak gösteren CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan hakkında iğrenç iddialarda bulundu. Yalı'daki sohbet geldi aklıma. "Çocuklardan vuracaksın" diyordu İngilizsever işadamımız. Koskoca CHP'nin milletvekili de, IŞİD içindeki ALMAN'ı kaynak gösteriyordu. "Tanığın kim" diye soracaklar adama... "IŞİD'çi ALMAN Paranoyak" diyecek gururla milletvekilimiz. Geldiğimiz noktaya ve travmaya bakın. IŞİD'in Alman komutanı ile yola çıkacak kadar bir göz dönmesi var ortada. Böyle hayasızca bir saldırıyı IŞİD'çi Alman desteğiyle gerçekleştirirken ve sonuçlarının nereye varacağını zihninde canlandıramayan bir siyasetçiyle karşılaşıyoruz. Bir de onun IŞİD'çi Alman tanığının üzerine balıklama atlayan Almancı ve paralelci medyaya sahibiz. Ya zihin gözleri kör ya da İngilizsever dostumun söylediği gibi "METOTLAR" üzerinden bir yere varmaya çalışıyorlar. El insaf, vicdan ve biraz utanma yahu. İktidar hırsı uğuruna saldırdığınız kişi bir KADIN... Alçalmayın bu kadar! Kendinizi zorlayın, bu söylediklerimi zihninizde canlandırmaya çalışın. CHP lideri Kemal Bey'e de bu konuda büyük görev düşüyor.
Bakıyorum ses yok! Zihin körlüğünü anlarım da SES KÖRLÜĞÜ neden!
