Tarihi 7 Temmuz 2015

Onlar acımasızdır

Bir halı ustası edasıyla sabırla gittiler.
Yıllarca santim santim işlediler, kare kare dokudular. Ortaya "YENİ YUNANİSTAN" diye bir ürün çıkardılar. Dünya Para İmparatorları "Euro çökecek, dünyaya dolar hakim olacak" diyordu.
Karar alınmıştı bir kere. Kemal Derviş bile bu ülkeye, para birimini "DOLAR"a çevirmek üzere gelmişti. Başaramadı, olmadı. Ama gelin görün ki, Yunanistan'da maya tuttu.
Yıllarca Soros'la geldiler, HEDGE fonlarıyla milyarlarca dolar borç verdiler. IMF ile kapıyı çaldılar, çuvallarla borç para dağıttılar.
Üretimi sınırlı Yunanistan, devamlı dışarıdan geleni yiyor, yan gelip yatıyordu.
Yıllar önce Atina'ya gittiğimde, öğlen yemeğinden sonra açık dükkan, DOLAR bozduracak banka bulamamıştım. Neredeyse yemek parasını ödeyemiyordum. Borçla yaşadılar, afiyetle yediler. Birgün PARA sahiplerinin gelip kapıya dayanacağını ve "Ülkenin yeni SAHİBİ biziz" diyeceklerini hiç düşünmediler. Osmanlı'ya borç yağdıran PATRONLAR neyse bugün de Yunanistan'a DOLAR taşıyanlar aynı kavimdi, akrabaydı, torundu. Sultan Abdülaziz, Osmanlı borçlarının sadece faizlerini ödemeyeceğini dünayaya ilan ettiğinde, içeriden bir PAŞA gönderip bileklerini kestirerek öldürttüler. 2001 öncesi bizi de IMF ile paraya boğarak neredeyse ülkenin tüm damarlarını kesiyorlardı. Şimdi Yunanistan yerde debeleniyor. 300 Milyar Euroyu aşan borcunu ödeyemiyor. Gayri safi Milli Hasılası'nın yüzde 177'sine tekabül eden bu rakamlar, PARA BABALARINI akbaba gibi komşunun üzerine saldı. Çok değil bir sene önce Alman Başbakanı Merkel önünde, boynunu eğmiş el-pençe divan duran Papandreu'nun verdiği fotoğraf herşeyi ortaya koyuyordu. O fotoğraf YORGO'nun bittiğinin fotoğrafıydı. Borç yağdıranlar "Halkın kemerini de sık, boğazını da sık, topla ve bize borcunu öde" diyordu. "Artık ekonomini biz yöneteceğiz, Devlet bizim" diye bastırıyordu. Baronlara ait tüm medya alkışlaya alkışlaya göklere çıkardığı ve KURTARICI olarak iktidara taşıdığı SOLCU Çipras ile BÜYÜK operasyon için düğmeye bastı. Dünya KAPİTALİSTLERİ, önce "Borcumu ödemeyeceğim" diyen bir SOLCU'yu iktidara taşıdılar, sonra Yunanistan'ın üzerine çöreklendiler. Solcu Çipras çok güzel bir yemdi. Referanduma gönderip "Kemer sıkmaya hayır" çıkacağını biliyorlardı.
Şimdi Yunanistan ekonomisi çökecek, bankalar batacak, enflasyon patlayacak, halk sokaklara dökülecek, kaos gelecek, Euro'dan mecburen çıkılıp belki de Drahmi'ye dönülecek. "Yunanistan AB'den çıkacak" noktasına taşınacak. Ve daha da ötesi Avrupa Birliği çöküşe girecek. Ve dünyada EURO dibe vurup, DOLAR şaha kalkacak. Bugün artık bilek kestirmeseler de kullandıkları Çipras'ın sonu nereye varacak bilinmiyor.
Akbabalar, bir ülkeyi batırıp çökertmek istiyorlarsa hep kendi adamlarını öne sürüp yedirirler. Yeni bir ülke, düzen veya birlik oluşturmak istiyorlarsa da kendi adamlarını veya değerlerini bombalayarak yıkarlar.
Yıllar önce bir Türk diplomat, çok samimi ilişkiler kurduğu Mısır Devlet Başkanı Nasır'ı ziyaret ediyordu. Nasır'a Arap Birliği'ni kurma hayali verilmişti. Çok yakın arkadaşı olan Türk Diplomata "Söyle bakalım, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'yı gizlice bombalatsam Arap Birliği'ni kurabilir miyim?" diyordu. Müslüman bir ülkenin Devlet başkanı, müslümanların ilk kıblesini gizlice bombalayarak Müslüman-Arap birliği kurmayı hayal ediyordu. Dünyada revaçta olan sistem buydu. Avrupa Birliği'ni, AB üyesi ülkeyle parçalamayı boşuna planlamamıştı SOROSGİLLER. Bugün Yunanistan'da operasyonu Solcu Çipras ve PARA ile yapıyorlar. Ortadoğu'da ise IŞİD'le Müslümanı Müslümana öldürterek.
Çünkü tezgahın başındaki AKIL bunu 150 yıldır yüzlerce kez tecrübe etmiş durumda.
Hiç kaybetmediler, hep kazandılar. İnsan hayatlarının değeri, kasalarındaki ALTIN ve DOLAR'ın yanında sıfır çekiyor. Zaten dünya nüfusunda da 3 milyar fazlalık buluyorlar. "Azaltmak lazım" diyorlar.
Hem para kazanıyorlar, hem de nüfusları dizayn ediyorlar. Bizde de "Bu nüfus bize fazla" diyenler yok mu? Bakın Bengladeş'ten dönen bir diplomat dostum ne diyor? "Müslüman ülkede İngiliz elçiliğinde kaç kişi çalışıyor biliyor musun diye sorsam herkes 20-25 der. Halbuki sadece Bengladeş'te İngiliz elçiliğinde TAM 300 kişi sahada görev yapıyor."
Bengladeş yüzde 70'i müslüman bir ülke, tam 150 yıl İngiliz egemenliğinden kaldı. Ve orada hala kan ve gözyaşı DİNMEK bilmiyor.