Tarihi 1 Temmuz 2015

Masalara meze!

Bizi, bir akıl son birkaç yıldır söylemlerle, 17 Aralık'la, Gezi ile bize kırdırmaya çalışmadı mı? Seçim öncesi ve sonrası içerideki yerli kalemşörleri aracılığıyla bizi neyle meşgul ettiler? Hafıza tazelemek zor değil, son bir aya bakmak yeterli!
Masa-sandalye, masa örtüsü, çatal bıçak kavgasına girdik fena halde. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki avizeleri konuştuk, iftar menüsü maliyetini tartıştık.
Hatta gelinen son noktada masadaki iftar menüsünün "30 lira" olduğunun, masanın da basit bir suntadan yapıldığının ortaya çıkmasına rağmen hala OYUN'un içinde kaldık.
Bizim Medya geçmişte yasak gelene kadar her ay KUPONLA MASALARA konacak tencere-tava-çatal-bıçak takımı dağıtırdı tiraj için. Şimdi devir değişti, ilişkiler ağı başka noktaya taşıdı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın iftar masasını, çatal-bıçağını MASAYA yatırıyorlar. İngiliz medyası da TEZGAHA meze olan yazarlarımızın-çizerlerimizin yazdıklarını kaynak göstererek 30 LİRALIK İftar menüsünü ve SUNTA MASA'yı manşetlerine taşıyarak, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na saldırıyor.
Aynı İngiliz medyası, Kraliçe Elizabeth'in yaşadığı Saray'ın tam 630 MİLYON LİRAYA tadilattan geçeceğini sayfalarında görmüyor bile. Evet, sadece tamir parası 630 MİLYON LİRA! Daha önce Parlamento binası Westminister Sarayı'nın da 5 milyar DOLAR'a tamir edileceğini yazmıştık burada. Peki bizim medya neden masa-sandalye, çatal-bıçakla uğraşıyor?
İngiliz medyası niçin bizim medyanın büyüttüğü haberleri alıp GÖKLERE çıkarıyor? Bunu hiç düşünmeden neden TAŞERON oluyor bazı aydın görünen KARANLIKLARIMIZ? Çünkü bizi masa-sandalye-çatal bıçak kavgasına sokan SAHİPLER, MASALARDA HARİTALAR çiziyor. Adamlar akıllı... Bir ülkeyi harita çizilen masalardan uzaklaştırmak veya masalarda parçalamak için dışarıdan birilerini göndermiyor. İçeride onlara hizmet edecek KURŞUN ASKER fazlasıyla var. En yakından, içeriden geliyorlar daima. Kim olduğunu hiç önemsemeden hem de. Bakın İran Şah'ı onların adamıydı. Kullanım süresi dolunca, Laikliğin KALESİ Fransa'da besledikleri MOLLA HUMEYNİ ile Şah'ı devirerek 8 yıl Saddam'la savaştırmadılar mı?
Humeyni Saddam'ın elindeydi, Demirel onu almak istedi, en yakınını Bağdat'a gönderdi.
BİR EL, ertesi gün Humeyni'yi Kuveyt'e kaçırdı, kısa bir süre sonra da Fransızlar kaptı. Demirel'in en yakını Lütfü Akdoğan, Saddam'a nasıl gönderildiğini ve ertesi gün Humeyni'yi nasıl Fransızların kaptığını geçtiğimiz hafta ahaber'de Yazboz'da ilk kez anlatmıştı. Adamlar İran'da darbeyi, İranlı ile yaptılar. Geçtiğimiz hafta Kuveyt'te turistik otelde katliam yapan kişi Tel-Aviv veya Londra'dan değil, Suudi Arabistan'dan geliyordu. Müslümanları Müslümanlara kurşunlatmak varken, ne gerek vardı kendi ülkelerinden insanların hayatını tehlikeye sokmaya? Yıllarca El-Kaide'yi İslam dünyasına saldırtarak tepe tepe kullandılar.
Şimdi anlaşılan o ki, El-Kaide'nin de kullanım tarihi doluyor. Nitekim geçtiğimiz hafta Afganistan'da Nangarhar'da IŞİD, El-Kaide'ye operasyon düzenledi. El-Kaide lideri Molla Muhammed Ömer'in ÖLDÜRÜLMESİ için fetva yayınladı. Ve şu anda IŞİD internet sitelerinde kafası kesilmiş El-Kaide militanlarının fotoğrafları yayınlanıyor. Aynı IŞİD, Tel Abyad'ı birden PKK'nın Suriye kolu YPG'ye hiç savaşmadan bırakıveriyor.
Sonra Kobani'ye saldırıyor... Bizim medya da "IŞİD Türkiye'den girdi" diye yaygara yapıp dünya medyasına KAYNAK görevini üstleniyor. Dün burada Kobani'de çatışmalarda yaralanan Kürtler'in yaptığı "Bizi evimizin yanında 7 ay önce yer verdiğimiz, ekmeğimizi paylaştığımız KOMŞULARIMIZ vurdu" şeklindeki açıklamalarına yer vermiştim. Ve bir açıklama da dün PYD Kobani Eşbaşkanı ve Ömer Eluş'tan geldi. BBC'ye konuşan Eluş, Kobani'ye saldıranların çoğunun kuzeyden Türkiye'den değil, kesinlikle güneyden Suriye içlerinden geldiğini söylüyordu. Ve dahası "Sağ yakalanan üç IŞİD militanı KOBANİLİ... Birisi de Şeran köyünden" diyordu. "Türkiye'den geldikleri yönünde iddialar var ama şu ana kadar böyle bir bulguya rastlamadık" diye de ekliyordu. Peki Türkiye'den girdiklerini iddia eden kim? Bizim merkez medya, "Aydınım" diyen KRANLIKLAR, sol basın, Paralel yazarlar ve PKK yandaşları! Yani masa-sandalye, çatal-bıçakla uğraşanlar!
Masalarda harita çizenlere zaman ayırmamızı engellemek için masalara MEZE OLANLAR!