Tarihi 27 Şubat 2015

Hızlı tren!!!

Cihatçı John diye tüm dünyaya tanıtıldı adam. Güzel bir operasyonun başarılı bir marka çalışmasıydı. "CİHATÇI" denerek bir Müslüman'ın cihat anlayışının kafa kesme olduğu imajını yeryüzünde yaşayan tüm beyinlere şırınga etme ameliyatıydı "JOHN" vakası... MARKALAŞMIŞ John Amerikalı gazeteci James Foley'i öldürürken yaptığı konuşmada müthiş İngilizce konuşuyordu. Adam İngiliz'den daha İngiliz'di. Sonra onu ABD'li gazeteci Steven Sotlof'un kafasını keserken gördük. Yardım görevlisi David Haines ve taksi şoförü Alan Henning'in kafa kesme töreninde de o vardı. ABD'li yardım görevlisi Peter Kassig'in kafasını keserken de o çıktı karşımıza. Ve derken Japon rehineler Haruna Yukawa ve Kenji Goto'nun öldürülmeden önce videoları paylaşıldı.
O videolarda da müthiş İngilizce ile bu John çıktı tüm dünyanın karşısına. Kimdi bu kafa kesici John? Dünya bu soruyu tartşıyor, CNN'de uzmanlar çıkıyor "John kim olabilir" diye saatlerce tartışıyordu.
Özellikle de "CİHATÇI" diye söze giriyorlardı. Tam bir Müslümanlar'ı terörist olarak kafalara çakma operasyonu en şiddetli medya desteği ile yürütülüyordu.
Ortada muazzam bir ÜST AKIL vardı.
Ve derken Müslümanlar'ı dünyaya "TERÖRİST" ilan etmede muhteşem bir görev ifa eden John'un kimliği belli oldu.
O katil İngiliz vatandaşı Emwazi'ydi.
İngiliz Parlamento binası Westminster Sarayı'nın önünden hemen her gün geçmişti. O sarayın hemen sağ tarafında da İngiliz İstihbarat servisi MI6 vardı zaten. İşte dünyaya Cihatçı John olarak tanıtılan İngiliz vatandaşı Emwazi, istihbarat merkezinin dibindeki Westminster Üniversitesi'nde bilgisayar programcılığı üzerine dört yıl eğitim almış bir Büyük Britanyalı'ydı. İngiliz istihbaratı onu IŞİD'ten çok önce 2006'da Somali'ye gidip El Kaide bağlantılı terör örgütü Eşşebab'a katıldığını biliyordu. Kraliçe'nin BBC'si dün aynen böyle diyordu. Adam Somali'de terör örgütüne katılıyor, bunu biliyorsun. Sonra aynı adam Londra'ya dönüyor. Bunu da görüyorsun. Ama kılını kıpırdatmıyorsun.
Adam elini kolunu sallayarak İngiltere'den ayrılıyor, gidiyor IŞİD'e katılıyor. Öküzün trene baktığı gibi seyreden bir Londra çıkıyor karşımıza. Şimdi aynı İngiliz kafası, bizim Londra THY Genel Müdürü Temel Kotil'i Avam Kamarası'na bilgi vermeye çağırıyor. 3 İngiliz kızı Londra'daki Gatwick havaalanından elini kolunu sallayarak uçağa binip IŞİD'e katılmış. Utanmadan bizim THY'ye yıkmak istiyorlar olayı. Halbuki üç kızın eğitim gördüğü Bethnal Green adlı okuldan daha önce bir kız öğrenci kaçıp IŞİD'e katılmış. Ve ardından giden 3 kız da bu öğrenci ile yakın arkadaşlar.
İngiliz istihbaratı tüm ilişkileri biliyor, yakınlıkları görüyor, kızların hepsinin şüpheliler listesinde olduğunu açıklıyor.
Ancak ne hikmetse yine tren karşısındaki öküz takılıyor. Hepsinin İngiltere'den ayrılmasına izin veriyor. Ardından çıkıp "Ben bu olayı nasıl Türkiye'ye yamarım , nasıl kazanım elde ederim" diye utanmadan bize OPERASYON yapmaya kalkıyor. Kendisi bile bile ülkeden çıkmalarına izin veriyor, bizim yakalamamızı talep ediyor. Utanmazlığın geldiği noktaya bak!!! Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hafta başında "İngiltere gibi Scotland Yard'ıyla meşhur bir ülkede haklarında daha önce iddialar bulunmuş üç tane kızın ellerini kollarını sallayarak İstanbul'a gelmeleri, geldikten üç gün sonra da uyanıp bize ondan sonra haber vermeleri İngiltere adına bence kınanacak, ayıplanacak bir davranıştır" demişti. Ama adamlarda yüz ve surat yok. İngiliz basını ve hükümet adamları dün medya aracılığı ile şerefsizce Türkiye'ye bilet kesmeye kalkıyor. Dünyanın en büyük havayollarından THY'ye bile racon kesmeye kalkıyor. Türkiye üzerine büyük tezgahlar kuruluyor, tuzaklar birer birer servis ediliyor. Adamların medyası da bu tuzakları sayfalarından ilan ediyor.
Ancak bizim medyada ne gören var, ne de bu alçakların oyunlarına iki laf eden!!! Ve dahası bizim muhalefet de bunların hiçbirini görmüyor, duymuyor! Kendi ülkesini yerden yere vuruyor. Türkiye düşmanlarının ve tezgahçıların ekmeğine yağ sürüyor. Allah'a şükürler olsun ki Türk halkı artık tüm oyunları görüyor. Kimlerin, kimlerin yanında saf tuttuğunu biliyor. Ve Yeni Türkiye HIZLI TRENİ yoluna devam ediyor. Kim ne tezgah peşinde koşarsa koşsun devam edecek de...