ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 19 Ağustos 2010

Ali Atıf hocanın yüzü kızarmış!

Ali Atıf 1 hocam, inanılmaz neşe ve eğlence kaynağımdır. Hem ekranlarda hem yazılarında kendisini beğeniden delirerek izlerim. Ama Hoca bu kez beni fena mahcup etti. Sadece ben değil, eminim Aziz Nesin de mezarında taklalar atmıştır, "Ben neden bu kadar komik olamadım" diye! "Yüzü kızarmış" üstadın, öyle yazıyor köşesinde. Olayı özetlemek güç ama deniyorum. Atıf hocam bir önceki Toyota yazılarında, adamların arabalarına da, firmalarına da vermiş veriştirmiş, 'Nasıl olsa reklam vermiyorlar' diye. Sonra bir öğrenmiş ki, firma reklamı kesmemiş meğer! Bunu öğrenen hocanın duyduğu hissi 'mahcubiyet' sözcüğü ile açıklamam mümkün değil. Yazdıklarını okursanız neyle açıklanacağını hemen anlarsınız zaten. Olayı çözemedinizse bir kez de Ali Atıf'ın kaleminden aktarayım; "Açıkçası ben bu köşede rahat rahat sallıyorum. Çünkü bizim reklam servisinden öğrendiğime göre TOYOTA yazılarım nedeniyle bize reklam vermiyormuş!" İşte sonra öğrenmiş ki, bu kibar Japonlar gazetesine hala reklam vermekte! Bence ya adamlar henüz Türkçe'yi sökemediler, yazılanları anlayamadılar ya da, "Bırakalım da kendi kendine takılsın" şeklinde yaklaşıyorlar olaya... Ama Allah'tan özür diliyor sonunda. Şimdi daha sıkı takip edeceğim hocanın yazılarını. Önce gazetesinin aldığı reklamlara bakacağım, sonra köşesinde hangi ürün reklamına sallıyorsa açıp haberdar edeceğim. Olur ya yine böyle bir iş gelmesin başına. Çünkü Japon olmayana denk gelirse maazallah, adamlar reklamı kesiverirler. Hatta hocanın sesini de.

1001 İCAT 1001 HEYECAN...
Havai fişekler henüz icat edilmemiş. Apollo 13'ün mucitleri sperm bile değil. Çünkü yıl 1633. Dördüncü Murat'ın kızı Kaya Sultan'ın doğduğu gece... Sarayburnu'nda yapılan şenlikler sırasında, kendi icadı olan 50 okka barut macunuyla dolu ve 7 kollu büyük fişeğe binen dünyanın ilk uçan adamı Lagari Hasan Çelebi, bulduğu bu yöntemle gökyüzüne fırlıyor... Fişeğinin barutu bitince, önceden hazırladığı kanatları açıp Sinanpaşa Sarayı önünde, denize yumuşak iniş yapıyor. Böylece dünyadaki bu ilk füze gösterisini izlemek, Dördüncü Murat'a nasip oluyor. Ama Hasan Çelebi, ulemaların "İstemezük bu adamı baskıları" üzerine Kırım'a sürülüyor. İlginçtir, modern anlamda ilk roket çalışmaları da bugün Kırım'ın içinde bulunduğu Ukrayna'da başlıyor. Lagari Hasan Efendi ayrıca kimdir biliyor musunuz? Mustafa Altıoklar'ın 'İstanbul Kanatlarımın Altında' filmindeki Okan Bayülgen'in canlandırdığı o karakter. Zamanın nasıl bir sonsuzluk içerdiğini, içinizde hissetmek istiyorsanız işte fırsat ayağınıza geldi; Muhteşem bir sergiden söz ediyorum. Londra'dan sonra ilk kez yurdumuza gelen 1001 İcat Sergisi'nden... İnsanoğlunun hayal gücü karşısında, şapka çıkarmak istiyorsanız, ilk fırsatta Sultanahmet'teki 1001 İcat Sergisi'ne gidin. Zamanın derinliklerinden bambaşka yerlere, bambaşka düşüncelere savrulmazsanız, bir daha görüşmeyelim... Sergiyi biraz anlatalım: Bin metrekarelik kapalı bir alanda oluşturulmuş 1001 İcat Sergisi. İslam aleminin altın çağını anlatıyor. Hasan Efendi'nin ilk uzay çizimleri var mesela. Sergide 7'nci yüzyıldan başlayarak 17'nci yüzyıla uzanan bilimsel miras gözler önüne serilirken, teknoloji yardımı ile geçmişe tarihi yolculuklar da yapabiliyorsunuz. Etkinliğin en dikkat çekici yanı, birçok bonusunun olması. Örneğin ilk fotoğraf makinesini, 12. yüzyılda keşfeden İbn Haytar'ın macerasına ne dersiniz? Bir gün odasında otururken duvardaki minik bir delikten gelen güneş ışığının, dışarıdaki görüntüyü ters bir biçimde karşı duvara yansıttığını fark etmiş usta... Alın size fotoğraf makinesinin atası... Bu arada belgesel filmleri de es geçmeyin derim. Özellikle "1001 icat ve sorular kütüphanesi" adlı belgeseli. Başrolde kim var derseniz; Gandhi filminin unutulmaz aktörü Ben Kingsley... Gandi deyince hemen pirelenmeyin, işin politik yanında değiliz ama geçmişle bugün arasındaki zaman köprüsüne tanıklık etmek isteyenler için bu gerçekten kaçırılmayacak son fırsat.