‘Ben horlamam’ deme hayatı zindan etme

Yetişkinlerin yüzde 45’inin yaşadığı horlama sorunu hayatı kabusa çeviriyor. Doç. Dr. Kayabaşoğlu, bu kadar yaygın görülen rahatsızlığın görmezden gelinmemesi gerektiğini belirterek, ‘Tedavi olun hem kendinizi hem de sevdiklerinizi kurtarın’ diyor.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 21 Nisan 2017 Güncelleme 21 Nisan 2017, 02:26
‘Ben horlamam’ deme hayatı zindan etme

İÇİNDEKİLER

Çok sayıda kişinin yaşadığı ancak kabullenmek istemediği horlama hayatı tam anlamıyla kabusa çeviriyor. Horlayan kişinin uyku kalitesi düşüyor, yanındakiler de gürültüden uykuya hasret kalıyor. Horlamanın hastalık değil, sağlık sorunlarının habercisi olduğunu söyleyen KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, "Aslında toplumsal bir sorun olan horlama, kişinin sosyal yaşamına olumsuz etki ederken, yakın çevresi için de kabusa dönüşebilir" diyor. Doç. Dr. Kayabaşoğlu, "Horlama kısaca; daralan üst solunum yollarının içinden geçen hava akımının titreşmesi nedeniyle oluşan sestir. Altında yatan birçok neden olabilir. Kilo, en önemli etken olarak sayılabilir. Anatomik nedenlerden ise burun eğrilikleri, çene küçüklüğü, dil kökü ya da küçük dil büyümesi en sık nedenlerdir" diyerek, bu konuda şu bilgileri veriyor...

KİLOLU ERKEKLER DİKKAT!
Yetişkinlerin yüzde 45'i zaman zaman, yüzde 30'u ise sürekli olarak horlamaktadır. Kilo problemi bulunan erkekler, kilolu kadınlara oranla daha fazla horlamaktadır ve yaşları ilerledikçe horlama sorunu da artmaktadır. Horlamanın geceleri ve uyurken olması, kişinin gündelik hayatında normal ya da yeteri kadar nefes alabildiği anlamına gelmez. Aslında kişi 24 saat boyunca oksijen yetersizliği yaşar. Bu konuda Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiş olan kişiler bile bulunmaktadır. Bilinen en şiddetli horlama sesinin 102 desibel olduğu saptanmıştır. Bu, insanın bir yarış motosikleti ile aynı şiddette ses çıkarması anlamına gelir.

AMELİYAT ÇARE Mİ?
Horlayan kişinin hemen ameliyata yönlendirilmesi doğru değildir. Öncelikle hastanın çok detaylı şekilde kulak burun boğaz muayenesinden geçmesi ve gerekirse uyku testlerine tabi tutulması gerekir. Çünkü horlamanın yanı sıra, uyku apne sendromunun varlığı hasta için tehlike çanlarının çalması anlamına gelir. Ameliyat tedavi yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Her hastaya çok farklı seçenekler sunulabilir. Bu nedenle tüm hastaların detaylı bir şekilde incelenmesi, horlama konusunda tecrübeli klinikler tarafından ve mümkünse birçok farklı uzmanlık dalına ait hekim konseyi tarafından değerlendirilmesi tedavinin başarısını artıracaktır.

GİZLİ KAHRAMAN: BURUN
Horlama şikayeti ile bize başvuran hastaları öncelikle burun, bademcik, dil kökü yumuşak dokuları muayenesinden geçiriyoruz. Uyguladığımız en sık tedavi, burunda mevcut olan kıkırdak ve kemik eğriliği ile 'konka' adı verilen burun eti genişliklerine bağlı olan burun tıkanıklığı şikayetlerini giderme yönündedir. Ancak bazı hastalarda çok büyük olan bademciklerin alınması ya da sarkmış olan yumuşak damağın gerilmesi ya da dil kökünün küçültülmesi de gerekebilmektedir. Tüm bu müdahalelerin ortak amacı hava yolunu genişletmek ve hastayı rahatlatmaktır. Bu operasyonlar sonunda hastalarda nefes alma sıkıntısı giderilmiş ve horlama problemi de çözülmüş oluyor.

ÇOCUKLAR NEDEN HORLAR?
Horlamanın sadece yetişkinlere ait bir sorun olmadığını söyleyen KBB Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, çocuklardaki durumu şöyle anlattı: "Horlayan bir çocuk ile erişkin arasında tedavi seçenekleri birbirinden farklılıklar bulunmaktadır. Çocukların horlama tedavisi, yetişkinlere göre daha kolay uygulanmaktadır. Çünkü 2-7 yaş arası çocuklarda ortaya çıkan horlamanın temel nedenleri, geniz eti veya bademcik büyümesinden kaynaklanır. Çocuklarda tedavi konusunda daha hızlı adım atmak gerekmektedir. Aksi durumda problemi yaşayan çocuklarda yaşam kalitesini bozan durumlar gelişebilir."