RÜYA GİBİ START
Ardından Konya'da Galatasaray adeta zirve yaptı. Hem 5-0'lık flaş galibiyet hem de Fatih Terim döneminden esintiler sunan futbol, Prandelli'nin kötü izlerini tamamen silmişti. Fakat 3-2 kazanılmasına rağmen Mersin İdman Yurdu maçı ve 1-1 berabere biten Gençlerbirliği maçındaki kötü futbol adeta taraftarları rüyadan uyandırır gibiydi. Acaba kötü günler geri mi gelecekti? Üstelik takımın önünde Beşiktaş deplasmanı vardı. Alınacak bir yenilgi belki de her şeyin sonu olacaktı. Beşiktaş'ın 6, Fenerbahçe'nin de 4 puan gerisine düşülecekti.
DÖNÜM NOKTASI OLDU
Fakat Olimpiyat Stadı'nda çok zor şartlarda Felipe Melo ve Burak Yılmaz'ın golleriyle gelen 2-0'lık galibiyet tam anlamıyla sezonun dönüm noktası oldu. Fenerbahçe ile puan farkını 1'e indiren, Beşiktaş'ın da ensesine yapışan Galatasaray sezon başından bu yana ilk kez şampiyonluğa inanmıştı. Derbi zaferinden sonra oluşan bu hava tüm sezon boyunca takımın arkasından esecekti.
DEVRE ARASI KABUSU
İLK yarıyı kritik Beşiktaş galibiyeti ile tamamlayan Galatasaray için devre arası kampı tam anlamıyla kabus gibi geçti. Kötü turnuva organizasyonunun dışında, Semih Kaya ve Burak'ın yaşadığı sakatlıklar Hamza Hamzaoğlu'nu büyük sıkıntıya soktu. Fakat genç hoca bu zorlukları da aşmayı başarıp hedefe doğru yürümeyi sürdürdü.
A&A'NIN FARKI!
Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'ın da takımın zirve yapmasında büyük payı oldu.
YARIN: ÖNCE HAMZAOĞLU İNANDI: OLACAK OLACAK!