Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Esenler'de ardından
da İstanbul'da Haliç Kongre
Merkezi'nde, Türkiye Gençlik ve Eğitime
Hizmet Vakfı'nın
(TÜRGEV) 20. Kuruluş
Yıldönümü ve Olağan Genel Kurulu
Toplantısı'nda konuştu:
3 yıl önce bugünlerde İstanbul'da Gezi
Parkı'ndaki düzenlemeler bahane edilerek
bir eylem başlatılmıştı. Arabalar dükkanlar
yakıldı. Yollar, kaldırımlar tahrip edildi.
Eylemlerin bahanesi Gezi Parkı'nın dahi
altına üstüne getirdiler.
Gezi olaylarını 17-25 Aralık darbe
girişimi, onu da bölücü terör örgütünün
eylemleri izledi. Gezi olayları sırasında
arkadaşlarımızın da ısrarıyla eylemcilerin
bir grupla bir araya geldim, taleplerini
dinledim. Tabii bana söyledikleri başka
şeylerdi. Ama dışarıya çıktıklarında
kamuoyuna bir talep listesi açıkladılar.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden
nükleer santrallere, yeni havalimanından
Kanal İstanbul'a kadar Türkiye'nin
gündeminde ne kadar varsa hepsinin
durmasını istiyorlar.
Aynı talep listesinde yer alan öteki
zırvaları saymıyorum bile. Şimdi bunu
görünce insan ister istemez Gezi Parkı'yla
bu taleplerin ne ilgisi var diye düşünüyor.
Bugün parkta ağaçlar da eylemcilerin
yaptıkları tahribata yıkıma rağmen yerli
yerinde duruyor. Dünyada orman ve yeşil
alan varlığını en çok artıran ülke hangisidir
diye sorarlarsa size cevap vereyim, Türkiye.
Dikkat ediniz bugün Paris yanıyor,
Brüksel yanıyor. Başka batı şehirlerinde
de çok ciddi protestolar olaylar eylemler
yaşanıyor. Üç yıl önce İstanbul'u mesken
tutup neredeyse kesintisiz yayın yapan
medya kuruluşları bu olaylara adeta kör
sağır ve dilsiz kalmışlardır.
Buradan açıklıyorum. Paris'te yaşanan
olaylardan dolayı şu anda ben de
endişeliyim, kaygılıyım. Protesto haklarını
kullanan insanlara Fransız polisinin
uyguladığı şiddeti kınıyorum. Yaşanan
vahim olayları dünyaya aktarmayan
batı medyasını ayıplıyorum. İnsan hakları
örgütlerini batılı politikacıları, Paris'te
yaşananlara duyarlı olmaya davet ediyorum.
Paris'te yaşananlardan endişeliyim.
