Baş başa ve heyetler arası görüşmenin ana gündem maddesini Suriye'deki yeni göç dalgası ve yasadışı göç oluşturdu.
Görüşmelerin ardından iki başbakan Suriyeli sığınmacılar konusunda izlenecek 10 maddelik eylem planını birlikte açıkladı.
Davutoğlu şunları söyledi:
BİR tarafta Cenevre'de taraflar barış için toplanırken diğer taraftan Rus savaş uçakları Halep, Azez ve civar bölgeyi çok yoğun bombardımana tuttu. Oradaki sivil kamplar dahil olmak üzere çok büyük sivil zaiyata sebebiyet veren askeri operasyonlar yaptı. Alanda yabancı savaşçılarla birlikte çoğu İran, Lübnan'dan gelen yabancı savaşçılar desteğindeki rejim güçleri bu sefer Halep-Türkiye koridorunu, insani yardımların ulaşmasını engelleyecek şekilde kestiler. Hepimizi kaygılandıran bir durum söz konusu. SAMİMİYETSİZ
HALEP fiilen bir kuşatma altına alınmaya çalışılıyor.Halep ve civarında yaşayan milyonlarca Suriyeli için yeni ve büyük bir insani trajedinin eşiğindeyiz. Bütün bu gelişmeler Rusya ve rejimi destekleyen diğer güçlerin ne kadar samimiyetsiz, barıştan ne kadar uzak bir tavır sergilediklerini gösteriyor.
BİZ, her zaman olduğu gibi Suriyeli kardeşlerimizin ihtiyaçlarını karşılayacağız. Ama kimse 'Türkiye nasıl olsa Suriyeli mültecileri alıyor' diyerek, açık bir etnik kıyım anlamına gelecek şekilde sürmekte olan Rus hava saldırılarını mazur göremez, ona tolerans gösteremez. Yine hiç kimse 'Türkiye nasıl olsa Suriyeli mültecileri alıyor, bütün yükü üstleniyor' diye Türkiye'den mülteciler konusu tek başına üstlenmesini bekleyemez. MERKEL, mülteciler konusunda Avrupa ve dünyada en duyarlı tavırlardan birini sergiledi. Mülteci meselesi sadece Türkiye'nin meselesi değil, Avrupa'nın ve dünyanın meselesi. Mültecilerin önce bulundukları yerde daha iyi şartlara kavuşması sonra da ülkelerine dönmeleri için Türkiye ve Almanya birlikte çaba sarf edecek. TÜRKİYE AB müzakereleri bağlamında da önümüzdeki dönemde açılması beklenen fasıllar ve fasıllarla ilgili Almanya'nın desteği konusunda konuştuk. Türkiye'nin AB üyesi olmak için atılacak adımları da istişare ettik.ÇOK ÖNEMLİ ADIMLAR ATILACAK
* Bütün ülkelerden de Rusya'nın ve diğer güçlerin alanda sivillere yönelik olarak sürdürdüğü saldırılar konusunda BM ve ilgili aktörler nezdinde diplomatik girişimlerde bulunacağız.
* AFAD ve Almanya teknik yardım ekibi sınırdaki mültecilere yardım konusunda işbirliği yapacak.
* İnsan kaçakçılığına karşı mücadele için Almanya ile ortak illegal geçişlerle ilgili polis ve emniyet ortak çalışmaları artacak.
* Almanya ve Türkiye Frontex'in daha etkin çalışacak.
* Perşembe günü toplanacak olan NATO Savunma Bakanları toplantısında Suriye'den gelen mülteci akınının tüm sonuçları konusunda NATO'nun devreye girmesi hususunda Türkiye ve Almanya tavsiye edecek.
* Suriyeli olmayıp illegal göçe katılmaya çalışanların ülkelerine gönderilmesi için birlikte çalışacağız.
* Türkiye ve AB tarafından alınacak mülteciler için birlikte çalışacağız.
* Suriyeli mültecilere yardım için 3 milyar euro'nun kullanılması için harekete geçilecek. Projeler başladı. Önümüzdeki hafta bütün projeler AB'ye iletilecek. Suriyeli gençlerin eğitimi ve sağlık konusunda hazır olan projeler iletilecek ve bu fonun kullanımına başlanmış olacak.
* Perşembe günü Göç İdaresi Başkanı Yunanistan'a giderek Türkiye Yunanistan arasında atılacak adımlar ele alınacak. Ortak çalışma ortamı sağlanacak.
DAVUTOĞLU'NDAN DERS GİBİ CEVAP
Basın toplantısında Alman Die Welt'te çalışan Deniz Yücel adlı gazeteci, PKK'nın sözcülüğüne savundu. Yücel, Türkiye'de insan hakları ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasını dile getirmesi üzerine Merkel, "Her ülkenin teröre karşı hareket etme hakkı vardır" dedi. Merkel'in ardından söz alan Davutoğlu ise şunları söyledi: Biz burada iki ayrı Başbakan olarak açıklama yapıyoruz. Üçüncü bir basın toplantısı oldu. Sorudan daha çok siyasi açıklama oldu. Başbakan'ın yüzüne bakarak suçlama yapılıyor olması bile Türkiye'deki basın ortamının ne kadar iyi durumda olduğunu gösteriyor. Türkiye demokrasi işleterek terör tehdidine karşı mücadele ediyor. Almanya'da, İngiltere'de bazı ilçeler silahlı güçler tarafından istila edilmiş, mühimmat, keskin nişancı sızdırılmış olsaydı, sınırlarından birinde Suriye gibi çökmüş devlet olsa teröristler buralara giriyor olsalardı nasıl bir tablo ortaya çıkardı?" dedi.
