'Terör örgütü dış güçlerin maşasıdır'

TBMM Başkanı Yılmaz, "Terör örgütü bu toprakların ürünü değildir. Bazen olabilir, halkın içinden çıkabilir. Ama bu terör örgütü yerli değildir. Dış güçlerin maşasıdır" dedi.

Giriş Tarihi 04 Ekim 2015, 00:00 Güncelleme 04 Ekim 2015, 11:01
’Terör örgütü dış güçlerin maşasıdır’

İÇİNDEKİLER

Meclis'in Yasama Yılı Açılış Törenine değinen Yılmaz, kendisinin törende yaptığı konuşmanın sunuş konuşması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının ise açılış konuşması olduğunu belirtti.

Yılmaz, bazı milletvekillerinin Erdoğan'ın konuşması sırasında salondan çıkmalarına ilişkin, "Cumhurbaşkanımızın bütün eleştirilerini bir devlet başkanı olarak görmek lazım. Yasama, yürütme, yargıdan oluşan bu devletin millete olan sorumluluğunun gereği olarak da gerek muhalefeti gerek de iktidar partisini eleştirme hakkının olduğunu kabul edebilmek lazım. Dünkü olan hususta da dinleseler çok daha iyi olurdu, doğru olurdu" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve HDP eş başkanlarının Ankara'da olmalarına rağmen dün Meclis'teki yasama yılı açılışına katılmadıklarının belirtilmesi üzerine Yılmaz, "Katılsalardı daha iyi olurdu" dedi.

"TERÖR ÖRGÜTÜ DIŞ GÜÇLERİN MAŞASIDIR"

Yılmaz, terörle mücadele konusundaki soruyu yanıtlarken de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ben çok net inanıyorum ki bu terör örgütü de bu toprakların ürünü değildir. Bazen olabilir, halkın içinden çıkabilir. Ama bu terör örgütü yerli değildir. Dış güçlerin maşasıdır. Aziz milletimizin bunu çok iyi bilmesi lazım. Masum insanları öldürmenin hak arama ile bağlantısı olur mu? O coğrafyaya hizmet gidecek, yol gidecek. Yol medeniyet demektir. Yol yapan araçları yakarak medeniyetin oraya gelmesini önlerseniz siz kendi halkınıza hizmet mi etmiş olursunuz?"

Türkiye'nin hukukun gereğini yerine getirdiğini ifade eden Yılmaz, "Siz Almanya'nın dağlarında silahla gezebilir misiniz? Fransa'nın dağlarında, İngiltere'nin dağlarında silahla gezebilir misiniz? Gezemezsiniz. Hukuk düzeni müsaade etmez. Orada hukuk düzeninin müsaade etmediği, hukuka aykırı bir duruma Türkiye'de nasıl müsaade edeceksiniz? Çifte standardı ortadan kaldırmak lazım" dedi.

MİLLETVEKİLİ YASAMA DOKUNULMAZLIĞI DOSYALARI

"Milletvekili dokunulmazlığı konusuyla ilgili Anayasa'da farklı bir düzenleme yapılabilir mi?" sorusu üzerine Yılmaz, "Şahsi görüşüm, dokunulmazlığın Meclis'le ilgili faaliyetlerle sınırlı olması gerektiğidir. Vatandaşı rahatsız eden veya hukuku ihlal eden bir dokunulmazlık, milletvekiline tanınmamalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, 7 Haziran'dan sonra ise toplam TBMM Başkanlığına sunulan 34 dosya ile birlikte dün itibarıyla toplam 332 yasama dokunulmazlığı dosyasının bulunduğunu aktardı.

Bu 332 dosyanın, 26. Yasama Dönemi'ne devredileceğinin altını çizen Yılmaz, "Bunların içerisinde, milletvekilliği kazanamayan, milletvekili olmayanların, milletvekili seçilemeyenlerin dosyaları ayırt ediliyor, Başbakanlığa geri gönderiliyor. Milletvekili olanların ise yeniden Adalet ve Anayasa Komisyonu üyelerinden oluşacak karma komisyona havale edeceğiz" diye konuştu.

"BU SEÇİM TÜRKİYE'NİN SEÇİMİ"

Yılmaz, 1 Kasım'da yapılacak seçimin milletvekili seçimi değil, Türkiye'nin seçimi olacağını belirterek, "Yarın evlatlarınıza, torunlarınıza teslim edeceğiniz Türkiye'nin nasıl olmasını istiyorsanız o doğrultuda gidin sandığa. Ama mutlak olarak gidin. Milli iradenin eksiksiz olarak Meclis'e yansıması için oy kullanılması gerekmektedir" dedi.

Seçim hükümeti konusunda Anayasa'da düzenleme bulunduğuna işaret eden Yılmaz, Anayasa'nın işlediğini vurguladı.

"Bir yerde hukuk işliyorsa kaygı, endişe duymaya gerek yok" ifadelerini kullanan İsmet Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Burada hukuk işlemiştir ve ondan da bir tecrübe kazanmıştır. Bir hükümet kurulamayacağı ortaya çıktığında, bu yapıyla güçlü hükümet ortaya çıkamayacağı anlaşıldığından Anayasa'da Cumhurbaşkanı'na tanınan yetki kullanılarak seçimlerin yenilenmesine karar verildi. Bu Türkiye'de bir ilktir. Kurallar işlemiştir, Anayasa'da bulunan kurallar işliyorsa, bundan hiç rahatsız olmaya gerek yok. Türkiye'deki devlet çarkı çalışıyor demektir. Bu da bize bir tecrübe olmuştur. "