Gerek Türkiye'nin bölgesinde gerekse dünyada tarihi gelişmelerin yaşandığı kritik dönemden geçiliyor. Suriye ve Irak'ta fitili ateşlenen çatışmalar, giderek genişleyerek tüm dünyayı etkisi altına almaya başladı. Türkiye, etrafındaki tabloya rağmen bölgesel ve küresel düzeyde barışın, huzurun, işbirliğinin güçlenmesi için gayret gösteriyor, mücadele ediyor.
Maalesef Suriye'de rejim, kendi halkına karşı yürüttüğü mücadelede kimyasal silahlar ve terör örgütleri gibi her türlü kirli yola başvurdu. Tüm bu terör örgütleriyle ülkemiz karşı karşıya. DAEŞ terör örgütü işte böyle bir projenin ürünüdür.
Bu örgütün yaptıklarının bizim dinimizde, ahlakımızda, vicdanımızda, kültürümüzde asla yeri yoktur. Bizim dinimiz Arapça 'sin' kelimesinden türemiştir. Sin, barış anlamına gelmektedir. Bu örgü, İslam ve Müslüman algısına çok büyük zarar veriyor. Hep birlikte ve kararlı bir duruş ortaya koymamız gerekiyor.
Türkiye, bu konuda üzerine düşen görevleri, içinde bulunduğu tüm zorluklara rağmen yapıyor, yapmaya devam edecek. Ama bazı karanlık odaklar var ki Türkiye'yi böyle bir terör örgütüne destek vermekle zan altına sokmaya çalışıyor. Asla ve kata Türkiye böyle bir senaryonun içinde yer almamıştır, asla almaz.
Dünya 5'ten büyüktür. BM Güvenlik Konseyi'nde reform yapılması gerektiğini uluslararası platformlarda dile getirdik. Çin Devlet Başkanı da BM Güvenlik Konseyi'nde bir reformun olması gerektiğini kabul etti.
Terörün kaynağına ve kimliğine bakmaksızın, kategorik olarak reddetme iradesini hep birlikte göstermeliyiz. Bakıyorsunuz şu anda Müslüman olduğunu söyleyen, fakat farklı mezhepten olduğu için ülkemdeki terör mücadelesinde ateist olanları dahi savunanları gördüğümüz bir dünya var.
Türkiye olarak yıllarca terörle mücadele eden, bu süreçte çok ağır kayıplar veren ülke olarak meseleye tüm boyutlarıyla vakıfız. Bugün de, terörün her çeşidine karşı kararlı bir tavır ortaya koyuyoruz. Sadece son günlerde ülkemizde gerçekleştirilen operasyonların dahi, bu konudaki ilkeli duruşunu göstermeye yeterli olduğunu düşünüyorum.
Suriye ile 910 kilometrelik sınırımız var. Türkiye, teröristlerle de etkin bir mücadele yürütüyor. kişiyi de sınırlardan geri çevirdik.
Biz, terörle ve teröristlerle mücadelemizi, tek başımıza da olsak, sonuna kadar sürdüreceğiz. Diğer yandan, uluslararası terörizmle mücadeleye özel bir önem veriyoruz. Bu konuda, Endonezyalı dostlarımızla daha yakın işbirliği içinde olmak arzusundayız.
İSLAM, İSLAM, İSLAM
İslam dünyası önemli bir dönüm noktasında. Bunların başında mezhepçilik sorunu bulunuyor. İslam adına veya Müslüman kisvesiyle nefret uyandıran suçlar işleyen teröristler, en çok bu sorundan (mezhepçilik sorunu) nemalanıyor. Halbuki bizim inancımız, haksız yere masum bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmek olarak gören bir barış ve merhamet dinidir. Bizim Sünnilik noktasında, Şia noktasında veya farklı mezhepler noktasında böyle bir derdimiz yok. Bizim tek derdimiz var; İslam, İslam, İslam. İslam'a gölge düşürülmesini kabul etmem mümkün değil. Şu anda bütün bu yapılanlardan İslam yara almaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya'da mevkidaşı Joko Widodo tarafından resmi törenle karşılandı. İki lider baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, "Biz de ASEAN'ın (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) içindeki ortaklardan biri olmak istiyoruz" dedi.
