Erdoğan'dan Batı'ya sert mesaj

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niye Avrupa Birliği'ne almıyorsunuz? Demek ki sorun başka. Bir, Türkiye artık güçlü bir Türkiye'dir. Eğer Türkiye'yi kapınıza gelip de dilenecek bir ülke olarak görüyorsanız, Türkiye kapınıza gelip dilenecek bir ülke değildi " dedi.

Giriş Tarihi 24 Ocak 2015, 00:00 Güncelleme 24 Ocak 2015, 13:35
Erdoğan’dan Batı’ya sert mesaj

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali'de bomba yüklü araçla yapılan saldırıya ilişkin, ''Doğrusu ben, bu saldırıyı Türkiye'ye veya bize karşı bir saldırı olarak düşünmüyorum. Düşünmek istemiyorum. 'Bu olsa olsa belki bugüne kadar Somali'de, Somali yönetimlerine karşı yapılmış olan saldırıların bir türüdür' diye düşünüyorum'' dedi.

Erdoğan, Cibuti Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Gulleh ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İslamofobi'ye karşı Türkiye'nin nasıl bir tutum izlediğinin sorulması üzerine Erdoğan, bu sorunun içeriğinin kendisini memnun ettiğini, İslam dünyasının üzerinde oynanan bir oyunu açıklama bakımından bu soruyu önemsediğini söyledi.

İslam dünyasının üzerinde çok ciddi bir oyun oynandığını belirten Erdoğan, bu oyunun önemli başlığının İslamofobi olduğunu ifade etti.

Bunun bir İslam düşmanlığı, Müslümanlara karşı bir düşmanlık ve medeniyetler çatışmasının da bir önemli başlığı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

'' Biliyorsunuz bizler Başbakanlığım döneminde, İspanya Başbakanı Sayın Zapatero ile bir adım attık ve dedik ki 'biz dünyada medeniyetler ittifakını kuralım ki, medeniyetler çatışmasına fırsat vermeyelim. Biz, Huntington'ı (ABD'li siyaset bilimci Samuel Philips Huntington) haklı çıkarmayalım, tam aksine dünya barışına katkıda bulunalım'. BM koordinatörlüğünde adımı attık, şu ana kadar 145 ülke ve uluslararası kuruluş, buraya üye. Ama neticeye gelince maalesef, netice beklediğimiz gibi değil. Yaklaşık 11-12 yıl önce Irak'ta olan hadiseleri biliyorsunuz. Irak'taki gelişmeler, Irak'ın işgali ve Irak'ta her gün yüzlerce, binlerce insanın ölümüyle bir süreç başladı. Bu süreç bizim tabi sınırımız olan bir ülke olması hasebiyle bizi ciddi manada rahatsız etti. Bu arada Afganistan'da ciddi sıkıntılar başladı. Afganistan'da yine ölümler, hakikaten her gün bir başka bölgede ölümler oldu. Pakistan'da aynı şekilde... Özellikle Pakistan-Afganistan sınırında bu tür Müslümanların ölümü söz konusuydu. Ardından Suriye başladı ve Arap Baharı denilen olayla birlikte, Suriye'ye bu işin sıçrayacağını biliyorduk. O zaman Esed'e biz bunları hep söyledik. Münasebetlerimiz de o zaman iyiydi, fakat bu söylediklerimizden netice alamadık. Mısır'da biliyorsunuz bir darbe girişimi yapıldı ve bu darbeciler, Mısır'da bir günde, yakın siyasi tarihte böyle bir şey yok, 3 bin insanın, Müslümanın öldürüldüğü bir dönemi yaşadık. Şu andaki işte darbeci yönetim iş başında ve onlarla birlikte de ne yazık ki şu anda Mısır'da bakıyorsunuz, siyasi tutuklular 5 bine yakın, onlar da cezaevinde. Halkının yüzde 52 oyunu alarak iş başına gelen Sayın Mursi şu anda cezaevinde. Ortaya konulan herhangi bir suç yok. Ama darbeciler sizlere suç layihası rahatlıkla hazırlarlar, onlar için suç layihası hazırlamak zor bir iş değil. Bunu yaptılar ve şu anda Sayın Mursi içeride, bu var''

''DÜNYA BÜTÜN OLANLARA SEYİRCİ''


Türkiye'de şu anda 1 milyon 700 bin Suriyeli bulunduğunu bildiren Erdoğan, ülke olarak bu kişileri ev sahipliği yaptıklarını, barındırdıklarını söyledi.

Suriyelilerin kamp ya da evlerdeki eğitim, bakım ve sağlık gibi ihtiyaçlarını kaşıladıklarını anlatan Erdoğan, şu ana kadar 5,5 milyar dolar harcama yaptıklarını aktardı.

Erdoğan, ''Peki, size dünyadan gelen bir destek var mı? Toplamda 250 milyon dolar bize şu ana kadar gelmiş olan destek var. Diğerleri tamamen bize ait. Biz bu harcamaları yaptık'' dedi.

Avrupa'da toplam Suriyeli sayısının 130 bin olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Bizde 1 milyon 700 bin, Avrupa'da 130 bin. Lübnan'a gidiyorsunuz, bizim kadar da Lübnan'da var. Ürdün'de de 1 milyona yakın şu anda sığınmacı var'' diye konuştu.

Dünyanın ve egemen güçlerin bütün bu olanlara seyirci gibi baktığını, Avrupa Birliği'nin sesinin çıkmadığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bütün bu gerçekler ortada. Peki, vurdukları yer neresi, bombaladıkları yer neresi? Müslümanlar. Burası çok manidardır. Bunun üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Tabii bütün bu olaylara rağmen Türkiye olarak biz açık kapı politikasıyla gerek Suriye'ye karşı, gerek Irak'a karşı şu ana kadar takındığımız tavrı takınacağız, onların toprak bütünlüğünü saygı duyacağız, saygı duymaya devam edeceğiz. Ama teröristlere hiçbir zaman sıcak bakmayacağız. Çünkü terör hangi inançtan olursa olsun, terörist katildir, canidir, barbardır. Müslümanların içerisinden çıkıyorsa yine katildir, Hristiyanların içinden çıkıyorsa yine canidir, katildir. Musevilerin içinden çıkıyorsa, yine katildir, canidir. Ateistse yine aynıdır, Budistse yine aynıdır. Değişen hiçbir şey yoktur. Çünkü sonunda ölen mazlum insanlardır''

''TÜRKİYE KAPINIZA GELİP DİLENESEK ÜLKE DEĞİL''

''Türkiye hala Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusunda kararlı mıdır? Adaylığını sürdürmek konusunda istikrarını sürdürmekte midir?'' sorusuna karşılık Erdoğan, söz konusu sürecin şu anda devam ettiğini söyledi.

''Avrupa Birliği'ne bizi alırlar veya almazlar, önemli değil'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

''Ama şu anda bizler planladığımız şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aslında biz, Avrupa'yı test ediyoruz. Yani Avrupa acaba halkı Müslüman olan Türkiye'yi kendine hazmedebilecek mi? Arasına alabilecek mi? Hani İslamofobiye karşı mısınız değil misiniz? Eğer karşı değilseniz Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne almak durumundasınız... Geçmişten bu yana 'Avrupa Birliği bir Hristiyan birliğidir' tezi vardır. Bu tezin haklılığı anlamına gelir. Ama Türkiye'yi oraya katmaları halinde bu tez bir kenara alınmış olur. Türkiye NATO'da var, Türkiye OECD'de var. Türkiye, diğer birçok oluşumlarda var. Niye Avrupa Birliği'ne almıyorsunuz? Demek ki sorun başka. Bir, Türkiye artık güçlü bir Türkiye'dir. Eğer Türkiye'yi kapınıza gelip de dilenecek bir ülke olarak görüyorsanız, Türkiye kapınıza gelip dilenecek bir ülke değildir. Türkiye ayakları üzerinde duran bir ülkedir. Her gün sanayisiyle tarımıyla enerjisiyle eğitimiyle sağlığıyla her şeyiyle gelişen bir ülkedir. Bu kararlılığıyla Avrupa Birliği'ne eğer kabul ederlerse girer, kabul etmedikleri takdirde kendi yolunu kendisi çizer.''