Kitapta bahsedilen Patrikhane ziyareti hakkındaki iddialar hakkında da Çavuşoğlu şunları kaydetti:
"Patriğe herhangi bir tehditte bulunmamız bizim mümkün değil, hiçbir zaman olmamıştır. Kendisine de her zaman her türlü desteği veriyoruz. Bu ziyareti İstanbul'a yapmak istediğini Patrikhaneye gitmek istediğini ve benimle de orada görüşmek istediğini söyledi ve benim de cevabım gayet net. Patrikhaneye gidilmesinden hiçbir zaman rahatsız olmadık. Benimle görüşmek isteyen Ankara'ya buyurur gelir burada görüşürüz. İstanbul'a onun ayağına gitmem dedim. Olay bundan ibaret."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-Tayland İkinci Ortak Eylem Planı'nın nihai hedefinin, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın tesis edilmesi olduğunu belirterek "Eylem planlıyla ekonomik ilişkilerden kültüre, enerjiden güvenlik işbirliğine pek çok alanda somut adımlarla ilişkilerimizi geliştirmeyi öngörüyoruz." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Tayland Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Don Pramudwinai ile Türkiye-Tayland İkinci Ortak Eylem Planı'nın imza töreninin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Çavuşoğlu, mevkidaşı Pramudwinai'yi ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek bu yıl Türkiye-Tayland diplomatik ilişkilerinin 65'inci yılının kutlandığını belirtti.
Çavuşoğlu, Pramudwinai ile 2023-2028 döneminde, ikili ilişkilerde atılacak adımları kapsayan ikinci ortak eylem planının imzalandığını kaydetti.
"Türkiye-Tayland İkinci Ortak Eylem Planı'yla ekonomik ilişkilerden kültüre, enerjiden güvenlik işbirliğine pek çok alanda somut adımlarla ilişkilerimizi geliştirmeyi öngörüyoruz. Ortak eylem planımızın nihai hedefi, ülkelerimiz arasındaki stratejik ortaklığımızın tesis edilmesi." diyen Çavuşoğlu, ticaret hacminin geçen yıl yüzde 20 arttığını ve 2,5 milyar dolara yaklaştığını aktardı.
Öte yandan Çavuşoğlu, Tayland lehine bir açık olduğunu ve bunun dengelenmesi için neler yapılacağının Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısında ele alınacağını belirtti.
Önde gelen Türk firmalarının Tayland'a yaptığı yatırımlara değinen Bakan Çavuşoğlu, bunun Tayland'ın potansiyelini gösterdiğine işaret ederek "Ayrıca biliyorsunuz, ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) örgütüyle de çok yakın işbirliğimiz var, Tayland'ın da çok desteği var." dedi.
Bunun yanı sıra "İki kalkınma ajansı TİKA ve TICA (Tayland Uluslararası İşbirliği Ajansı) arasında da işbirliğinin geliştirilmesini istiyoruz." diyen Çavuşoğlu, TİKA'nın Tayland'da önemli yatırımları olduğunu, yıllardır kalkınma projelerinin desteklendiğini kaydetti.
"TAYLAND'DA FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ MEVCUDİYETİ HALEN DEVAM EDİYOR"
Çavuşoğlu, güvenlik alanında işbirliğinin, terörle mücadele alanında da her zaman gündemde olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Özellikle Tayland'da FETÖ mevcudiyeti halen devam ediyor. Bu FETÖ okullarının kapatılması ve bazı FETÖ mensuplarının mal varlıklarının dondurması ile ilgili mahkeme kararlarımızı da iletmiştik ve bazı FETÖ mensuplarının da Türkiye'ye iadesiyle ilgili taleplerimizi bugün de dostumuza ilettik."
TAYLAND-TÜRKİYE ARASINDA HAFTADA 21 SEFER DÜZENLENİYOR
Mevlüt Çavuşoğlu, bazı Asya ülkeleri ile geliştirildiği gibi Tayland'la da savunma sanayisi alandaki işbirliğinin geliştirilmesini isteyerek Tayland'ın da bu yönde ilgisinin olmasından memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Öte yandan, Türk Hava Yollarının (THY) Tayland-Türkiye sefer sayısının haftada 21 olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, bunun ciddi bir potansiyel ve ilgiyi gösterdiğine işaret etti.
Görüşmede, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da ele alındığını belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin çabaları hakkında Taylandlı mevkidaşına bilgi verdiğini aktardı.
ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Pompeo FETÖ'nün hain 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Türk halkını direnişinden dolayı kutlayan İran Dışişleri Bakanı Zarifi'ye, "İran da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümeti kadar demokratik. İkisi de İslamcı totaliter bir diktatörlük." tweeti atmış ardından silmişti.
POMPEO'DAN SKANDAL İDDİALAR
ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 2018-2021 yılları arasında yaşadıklarını kendi bakış açısından kitaplaştırdı. Pompeo yazdıkarıyla ABD yönetimlerinin ikiyüzlü tavrını bir kez daha gözler önüne serdi. Konuyla ilgili İbrahim Kalın'ın açıklamalarına yer veren Hürriyet gazetesi yazarı Hande Fırat, Pompeo'nun diplomatik nezaketten uzak skandal tavırlarını köşesine taşıdı. İşte Hande Fırat'ın o yazısı:
Kısa bir hatırlatma ile başlayalım; Donald Trump, Ocak 2017'de başkanlık koltuğuna oturmuştu. Türkiye darbenin hemen ardından; üç terör örgütüyle aynı anda mücadele ediyordu; FETÖ, DEAŞ ve PYD/YPG. Erdoğan'ın Trump ile ABD'de yapacağı görüşme öncesinde dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan Mayıs 2017'de ABD'ye gittiler.
Kitabı yazan Mike Pompeo o tarihte CIA Başkanı idi. Türk-ABD heyetleri arasındaki görüşmelere ise Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral Herbert Raymond McMaster başkanlığındaki heyet ev sahipliği yaptı. Pompeo o masada CIA Başkanı olarak oturuyordu. Mike Pompeo kitabında o döneme ait olarak, "Türklerin yoğun ABD desteği olmadan IŞID'ı yenme şansı olmadığı, bu nedenle Başkan'ın SDF (YPG/PYD) çalışmayı seçtiği, bunu heyete söyleyince Hakan Fidan ve İbrahim Kalın'ın öfkeyle odayı terk ettikleri" iddiasını yazdı. Önce bu iddiayla başlıyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan - Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo Beştepe'de heyetlerarası görüşmede...
İBRAHİM KALIN: "ÇARPITIYOR"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Pompeo yaşananları çarpıtarak anlatıyor" dedi ve ilk kez o masada Türk heyetinin neler söylediğini anlattı:
- "Onlara çok açık şekilde ABD'nin PYD/YPG politikasının çok yanlış olduğunu söyledik.
- Hakan Fidan, Suriye sahasındaki gelişmeleri detaylı bir şekilde anlattı. Daha sonra Pompeo ile yaptığı görüşmelerde de pozisyonumuzu tekrar açıkça ortaya koydu. Aynı şekilde Mevlüt Bey ve Hulusi Paşa; Suriye, PYD/YPG politikalarının kökten yanlış olduğunu pekçok defa aktardı.
- Amerikalılar bize PYD/YPG politikalarının devam edeceğini söyleyince bazı önemli konulara dikkat çektik:
1- 'Bu politika yanlış çünkü bu politika Suriye'de terör örgütü PKK'yı desteklemektir.'
2- 'Siz bu politikayı Obama döneminden devraldınız. Obama dönemine ait bütün politikaları yerden yere vururken Suriye politikasını devam ettirmeniz büyük bir tutarsızlık. Siz bu politikayı kucağınızda buldunuz, siz icat etmediniz.'
3- DEAŞ ile mücadele konusunda iddia ettiğiniz gibi 'Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye'nin desteklediği muhalifler etkin bir güç değildir ve başarılı olamazlar' tezinizin hiçbir temeli yoktur, bunu asla kabul etmiyoruz.
- Obama yönetimine söylediğimiz gibi size şunu açık ve net söylüyoruz; DEAŞ terör örgütü ile mücadele etmek için PYD/YPG yani Suriye'deki PKK'ya ihtiyacınız yok.