Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan FETÖ ve PKK'ya yeşil ışık yaktı!

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Meclis'in birinci gün birinci maddesi cezaevindeki düşünce suçlularını serbest bırakmak olacak” ifadelerini kullandı. Peki bugün, 'düşünce suçu'ndan kim içeride? FETÖ ve PKK'ya üye olmak veya yardım yataklıktan ceza alan 'gazeteci' ve 'siyasetçiler' dışında?

Giriş Tarihi 27 Mayıs 2020, 08:01 Güncelleme 27 Mayıs 2020, 08:03
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan FETÖ ve PKK’ya yeşil ışık yaktı!

İÇİNDEKİLER

Ergenekon'dan hapis yatan gazeteciler için 2011'de "Basın mensubu olmak farklı bir dokunulmazlığı beraberinde getirmemeli" diyen Ali Babacan, bugün Türkiye'nin değiştiğini ve "düşünce suçundan" cezaevinde yatanlar olduğunu savundu. Babacan, "Türkiye'nin en önemli sorunu" olarak nitelediği bu "düşünce suçlularını" iktidara gelir gelmez serbest bırakma vaadinde bulundu. Yayın boyunca Türkiye'nin en önemli güvenlik sorunu PKK ve FETÖ hakkında genel geçer iki üç cümle dışında herhangi bir yorumda bulunmaktan kaçınan Babacan, HDP'nin de "yasalara göre Meclis'e girmiş bir parti olduğu" gerekçesiyle "ötekileştirilmemesi gerektiğini" ileri sürdü.

Gazeteci Cüneyt Özdemir'in Youtube yayınına konuk olan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Yarın seçim olsa ve kazansanız ilk olarak ne yaparsınız? İlk yapacağınız üç şey nedir?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Ülkenin en önemli sorunlarından biri özgürlük. Bu özgürlük ortamını oluşturmak tamamen siyasi irade meselesi. Ey gazeteler, köşe yazarları, istediğinizi yazın. Evrensel hukuk kuralları çerçevesinde özgürce yazın çizin, biz artık size karışmayacağız. Bu kadar basit. Düşünce suçu sebebiyle hapiste kim var kim yoksa ilk iş odur, düşünce suçlularını hemen hemen ilk iş odur, Meclis'in ilk günü birinci gün birinci madde, düşünce suçlularını önce bir bırakın. Hapislerden çıksın insanlar. Onu görsünler ki başkaları özgür düşünmeye başlasın. Birinci konu bu. Özgürlük yoksa hukuk yoksa ekonomi olmaz. İstedikleri kadar uğraşsınlar olmayacak."

'MECLİS'TE VARSA YAPILACAK BİR ŞEY YOK'
Özdemir, Babacan'a, bir izleyicinin "Babacan, CHP ile aynı. Amacınız aynı, Batı hayranlığınız aynı, HDP sevginiz aynı" yorumunu okuduktan sonra "HDP'ye bakışınız nedir" diye sordu. Babacan, şöyle yanıt verdi: "Biz hukuk devletinden yana olan bir siyasi partiyiz. Bir siyasi parti anayasanın ilgili maddelerine göre kurulduysa, yine seçimler yasasına göre seçime girip Meclis'te varsa, bunun karşısında yapılacak bir şey yok. Suç unsuru taşıyan unsurlar varsa yargı gereğini yapar. Şu an siyasetin ötekileştirme ihtiyacı var. Haziran seçimlerinden önceki Kırmızı Bültenle aranan Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılıp konuşturulmasını nasıl açıklayacaklar? İşine gelince PKK ile bu tür ilişkiler, işine gelmeyince bir partiyi ötekileştirmeler..."

DEMİRTAŞ'I SERBEST BIRAKACAK MISINIZ?
Babacan, "İktidara gelirseniz HDP'li belediye başkanlarını göreve iade edip, Demirtaş'ı serbest bırakacak mısınız?" sorusunu ise şöyle geçiştirdi: "Bazı konular vardır ki bantı başa sardırmak kolay olmaz. Biz kayyum atamasına karşı olduğumuzu açıkladık. Seçilmiş bir insan ancak bağımsız bir yargı kararıyla görevden alınabilir. Türkiye'de seçimler anlamsızlaştırılırsa, Allah korusun ülkeyi başka mecralara sürükler. Demokrasinin ruhuna uymak gerekiyor. Burada bağımsız ve tarafsız yargı milyonlarca insanın iradesini dengeleyecek tek erktir. Tek kişinin görevden alması yanlıştır."

Ali Babacan, daha önce terör örgütü propagandası yapmak suçundan tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş için yaptığı açıklamada, "Demirtaş'ın temsil ettiği çizginin önü açık olmalı" demişti.

BANK ASYA TARTIŞMASI
Aydınlık gazetesinde yer alan habere göre, Babacan'a FETÖ ile ilgili yöneltilen bir soru da Bank Asya üzerine oldu. 2014'te Bank Asya'nın kapatılması tartışmaları sürerken Babacan, Ziraat Bankası'nın Bank Asya'yı satın almasını savunmuştu. Cüneyt Özdemir'in "Peki o dönem Bank Asya satın alınsaydı bir milyar dolar FETÖ'ye transfer edilmiş olmayacak mıydı" sorusu üzerine Babacan şunları söyledi:

"Biz hep işimize baktık. Bizim hayat felsefemiz iş yapmak, laf yetiştirmek değil. Biz ilk hükümeti kurduğumuzda 19 tane banka batmıştı. Ülke gelirinin dörtte biri bu batan bankalara harcanmıştı. O batan bankaların borcunu bu millet ödedi. Yeniden bir bankanın batması makro ekonomik dengelere zarar verebilir diye düşündüm. Devlet herhalde FETÖ'cü ortaklara para vermezdi. Satın almak ayrıdır. Suç işlemiş kimseye para ödemezsiniz."

"Bugünden baktığınızda yanlış düşündüm diyor musunuz?" sorusuna ise Babacan "Hayır" diye yanıt verdi.