"Kıyamet mi kopar yani ‘Kürdistan’ bağımsız olursa"

Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, bugün yayınlanan "Kıyamet mi kopar yani ‘Kürdistan’ bağımsız olursa" başlıklı yazısında Kuzey Irak referandumunu ve Türkiye'ye yansılamalarını kaleme aldı.

Giriş Tarihi 19 Eylül 2017, 00:00 Güncelleme 19 Eylül 2017, 09:16
Kıyamet mi kopar yani ‘Kürdistan’ bağımsız olursa

İÇİNDEKİLER

Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, bugün yayınlanan "Kıyamet mi kopar yani 'Kürdistan' bağımsız olursa" başlıklı yazısında Kuzey Irak referandumunu ve Türkiye'ye yansılamalarını kaleme aldı. "Tuna, Yazık ki "stratejik derinlikçi" kimi salim arkadaşlar hâlâ oradan gidiyorlar. "Oyun kurucu" olacaklardı "mezhep savaşçılığına" yazıldılar. Şimdi "Bağımsız Kürdistan kurulsun" dediklerine göre, "kavmiyetçiliğe" saplanmaları yakındır. Bir ömür susacaklarına hiç utanmadan bir de Erdoğan'a sağda solda cart curt ediyorlar." dedi.

İşte Salih Tuna'nın bugünkü yazısı:
Barzani'nin bağımsızlık referandumuna karşı çıkanlar da var destekleyenler de.

PKK'nın Suriye kolunu "ordulaştırmakla" meşgul olduğu için olsa gerek ABD karşı.
E haliyle PKK da karşı.
Çözüm süreci döneminde, "daha fazlasını isteyin, bağımsızlık ilan edin" diyen Fetullah'ın liberalleri de karşı, iyi mi?
Fakat, "İsrail fesat devleti" destekliyor.
(Kafanız karışmasın;
ABD ile İsrail hele bu konularda hiçbir zaman ayrı düşmez. Farklılık taktikseldir. Merhum Erbakan'ın dediği gibi hedef: Arz-ı Mev'ud.) Bu "destek" de "Kuzey Irak'ta" satın alınmış ne yazık ki.
Barzani'nin mitinglerinde İKBY bayraklarıyla İsrail'in bayrakları yan yana arzı endam edemezdi yoksa.
Nerden bakarsanız garabet.
Nerden baksanız fecaat.

***

Diyarbakır'da Filistin bayraklarıyla "Biji Filistin" diye haykıran on binler de Kürt'tü;
İsrail bayrağına ses çıkartmayanlar da.
Mesele Kürtlükse eğer...
Hüda Par'lı Yasin Börü de Kürt'tü, onu katleden PKK'lılar da.
Mesele Türklükse (ve bir kavimin adıysa) Can Dündar veya Dumanlı Ekrem de Türk, Ömer Halisdemir de.
Mesele...
Kürt - Türk meselesi değildir.
Mesele, kavmiyetçilik tuzağı üzerinden kuklacıların oyuncağı haline gelmektir.

***

Denilecek ki: "Sıra Kürdistan'ın kurulmasına gelince mi aklınıza geliyor kavmiyetçilik?""Hem ne alakası var referandumla? Zaten fiili Kürdistan var orda." "Nedir yani, Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı yok mu?" "Herkes devlet kurunca oluyor, sıra Kürtlere gelince mi olmuyor?" Böyle daha birçok şey söylenebilir.
İsrail'in bağımsız Kürdistan'a verdiği destek için de "Türkiye İsrail ile ilişki kuruyorsa Erbil neden kurmasın" denilebilir.
Deniliyor da.
Lakin...
Lawrence de yıllar öncesinden aynı şeyleri fısıldamıştı Arap aşiretlerin kulağına.
"Neden sadakat gösteriyorsunuz Osmanlılara" demişti, "Onlar Almanlarla birlikte hareket ediyor, siz neden İngilizlerle birlikte hareket etmeyesiniz..." Sonuç ne oldu, biliyorsunuz!..

***

Bağımsız Kürdistan'ın üzerine kapanırsanız büyük fotoğrafı gözden kaçırırsınız.
Tıpkı...
"Askeri vesayet" tasfiye ediliyor heyecanıyla, FETÖ'nün (ABD karşıtı askerleri tasfiye ederek devletin kılcal damarlarına yerleşmesinin) gözden kaçırıldığı gibi.
Efendim, Kürdistan'ı ABD kuracağına, biz kuralım; hamileri İsrail olacağına biz olalım.
Bu düşünce 15-20 yıl önce Aydınlıkçılarda vardı.
Çoktan vazgeçtiler.
Yazık ki "stratejik derinlikçi" kimi salim arkadaşlar hâlâ oradan gidiyorlar.
"Oyun kurucu" olacaklardı "mezhep savaşçılığına" yazıldılar.
Şimdi "Bağımsız Kürdistan kurulsun" dediklerine göre, "kavmiyetçiliğe" saplanmaları yakındır.
Bir ömür susacaklarına hiç utanmadan bir de Erdoğan'a sağda solda cart curt ediyorlar.